|30•|
"Anlamadım"
Gergin olduğumda saat geçmek bilmezdi. Saniyeler dakika, dakikalar saat gibi gelirdi. Şu an da öyleydi. Tüm arkadaşlarımın dik bakışları üzerimdeyken zaman geçmiyordu. Kast edilen şeyi bilmemeleri için içimden dua ederken sakin durmaya çalışıyordum. Bu kadar çabuk açığa çıkmamızı beklememiştim. Nasıl olmuştu?
"Anlaşılmayacak bir şey yok Batu, Zahid hocayla beraber misiniz değil misiniz bunu soruyorum."
Benimle aynı gerginliği taşıyan Ata dan gözlerimi kaçırdığımda tek istediğim rahatlamaktı. Tüm gözlerin üzerimde olduğunu hissetmek boğazımı kuruturken Gökalp'in keskin bakışlarından kaçmak isteyerek gözlerimi yumdum.
"Telefonunu bana verdiğin gün açık kalan mesajlarınızı gördüm, lütfen inkar etme gerçekten beraber misiniz o adamla?"
Ata'nın sesi kırılgan ve korku dolu çıkarken bu durumun tam tersini ben öğrenirsem nasıl bir tepki vereceğimi ister istemez düşündüm.
Akıllarından neler geçtiğini de merak ediyordum.Gökhan düşünceli, Gökalp umursamaz duruyordu. Doğukan burda bulunmaktan hoşnut ve son derece meraklıyken Selda anlayışla gözlerimin içine bakıyor ve bir cevap bekliyordu. Kimsede o beklediğim iğrenme belirtisi yoktu. Bu beni birazda olsa rahatlatmıştı.
"İsteyerek mi berabersin?"
Doğukan'ın benden dahil kimsenin beklemediği ani sorusu boş amfide yankılandığında Gökalp korkunç bakışlarını ona dikmişti. Doğukan omuz silkerek karşılık verdiğinde Gökalp'in sinirlendiğini anlamamak için kör olmak gerekiyordu. Keşke onlar burda olmasaydı. O zaman Ata ile rahatça konuşabilir ve elimden geldiğince gerçekçi olmaya çalışırdım.
"Normal bir durum mu bu ne bakıyorsunuz olabilir belki, tehdit falan edi-"
"Senin ölen arkadaşının babasıyla olmandan daha normal bir durum Doğukan, neyine şaşırdın."
Gökalp'in umursamaz sesinden fırlayan cümleler gözlerimi sonuna kadar açma isteğimi körüklerken algılama becerimi yitirmiş gibiydim. Zaten yeterince gerginken duyduklarım kötü bir şaka gibiydi. Gerginliğimi ve bana sorulan asıl soruyu bile unutmuş gözlerimi Doğukan'a dikmişken onunda afalladığını ama sinirlendiğini fark ettim. Kastettiği kişi Alpay bey miydi emin değildim. Gökhan ile evlerine gittiğimiz gün onunda arabasını görmüştük. Gerçek olabilir miydi emin değildim. Çevremde bu kadar farklı ve karmaşık olayların olması beni ürkütüyordu.
"Konu ben değilim, senin amcanın öğrencisiyle beraber olması Gökalp ama bunu sen herkesten önce biliyordun değil mi?"
Bugün daha ne kadar şaşırabilirdim tahmin edemiyordum. Boğazım kupkuruydu. Konu benden sapmış ve bağımsız bir çok noktaya savrulmuştu.
"Sahi neden arkadaşlarına anlatmadın?"
Herkes kadar bende şaşkındım ama Doğukan konusunda. Ata kırgın olduğunu düşündüğüm bakışlarla Gökalp'e bakarken neden herkesin bildiğini sorguluyordu. Tıpkı benim gibi. Doğukan ise hazır cevaplığına rağmen benden daha fazla gergindi, hissetmemek elde değildi.
"Amcamın mahremi burdaki hiçbir adamı ilgilendirmiyor çünkü."
Rahatsızlık hissi boynuma sıkıca yapıştığında ne tepki vereceğimi bilmeyerek öylece bekledim. Kendimi saf ve güçsüz bir aptal gibi hissediyordum. Kimsenin bilmediğini düşünürek oyun oynadığımı sanarken asıl oyun bana oynanmıştı.