|16|

4.8K 211 54
                                    

|16•|

"Zahid, su."

Üzerimde ki çarşafa daha fazla sarınıp kafamı iyice yastığa gömdüm. Hava birden çok sıcaklamıştı. Yorgunluktan ve uykusuzluktan gözlerimi bile açmak istemiyordum. Soğuk saten çarşafların arasından elimi ileriye doğru uzattığımda yeniden boşlukla karşılaştım.

"Zahid?"

Gözüm kapalı bir halde yatağı iyice kontrol ettiğimde orda olmadığının farkına varmıştım. Uykuya devam etmeyi düşünüyordum ama boğazım kurumuştu. Bir süre daha yatakta oyalanıp ardından gözlerimi ovuşturarak ayaklandım. Su içmeliydim.

Tişörtüm sırtıma kadar sıyrılmıştı ve altımda baksırım haricinde hiçbir şey olmadığı için yataktan çıkar çıkmaz soğuk havayla karşılaşmıştım. Tişörtü düzeltip kalçalarımın bir miktar altına çektikten sonra yatağın etrafından yürümeye başlayıp kapıya doğru ilerledim. Camdan göründüğü kadarıyla saat hala çok geçti. Yüksekliği fazla sevmediğim için pek o tarafa bakmıyordum.

"Zahid, salonda mısın?"

Yatak odasının büyük ve ağır kapısını araladığımda hiç ses gelmemişti. Pencerelerden vuran ay ışığı haricinde etraf karanlıktı. Hole doğru ilerleyip bir bir ışıkları açtığımda uykumda yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Holden salona doğru geçtiğimde gece bıraktığımız gibi görünce hafiften nefesim tıkanmıştı.

Zahid'in tişörtü ve eşofmanı koltuğun köşelerinde dağılmış bir şekilde duruyordu. Benim yırtılmış küçük baksırım ve tişörtüm ise zemindeydi. Gece yaşadıklarımız aklıma yeniden doluşurken baştan aşağı titrediğimi hissediyordum. Dakikalarca öpüşmüştük. Beni soymaya başladığı andan itibaren her şeyin artık biteceğini düşünmüştüm ama yapmamıştı. Sadece rahatlamama yardımcı olmuş ardından beni yeniden giydirerek yatağa taşımıştı. En son göğsünde uyuya kaldığımı hatırlıyordum.

Salonu es geçip mutfağa doğru ilerledim. Geniş ve tamamen gri beyaz ağırlıklı döşenmiş mutfağa göz ucuyla bakıp spotları açtıktan sonra buzdolabına ilerledim. Su şişesini çıkarıp kana kana içtikten sonra yeniden dolaba bırakıp geri döndüm.

Yatak odasına geri dönüp telefonumu bulmayı düşünürken aniden çalan kapıyla yerimden sıçradım. Sadece tek bir sefer ve sert bir şekilde çalan kapıyla Zahid olduğunu düşündüğüm için mutfaktan çıkıp yeniden hole ilerledim.

Beklediğimin aksine karşı dairenin önünde duran korumalardan birini görünce kapının arkasına doğru yaslandım. Elim kapı kulpunda bir şekilde adama baktığımda benim haricimde her şeye baktığını görünce derin bir nefes aldım. Saatten haberim bile yoktu, bu adamın burda ne işi vardı?

"Buyrun?"

Boğazımı temizleyerek konuştuğumda adam yinede bana dönmemiş ve elinde tuttuğu ayakkabı kutusundan daha küçük karton bir paketi bana uzattı. Ne yapacağımı bilemeyip  bir süre beklesemde ardından anın heyecanından dolayı paketi elime aldım. Boyutuna göre fazlaca ağır duruyordu.

"Zahid bey yeni gelenleri deneyeceğini söylemişti, kendisine iletirsiniz."

Ardından hiçbir şey söylemeden geri gittiğinde , tekrardan karşı dairenin önünde nöbet tutmaya devam etmişti. Hiçbir şey anlamayıp paketi kucağımda sıkı sıkı tutarak kapıyı kapattım. Yeniden salona doğru geçtiğimde iki elimle kavradığım paketi kulağıma doğru götürüp salladım. Ses gelmeyecek kadar dolu ve ağır görünüyordu.

AHZA |gay|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin