|33•|
Akşam vakti ormanlık alan kadar korkutucu hiçbir şeye rastlamamıştım. Son derece lüks ve korunaklı bir cip bile korkuma fayda etmiyordu. Görebildiğim kadarıyla etraf beni yeterince ürpetirken arabanın içinde çalan romantik müziğe odaklanmaya çalışarak önüme döndüm.
Kimsenin inanarak kapılacağı bir aşk yokken, sen nerden çıktın?
Duyduğum iki sözün biri yalanken, seni kim böyle sakladı?
Şarkıyı mırıldanarak Zahid'e döndüğüm de kaçamak bakışlarımla onu izlemeye devam ettim. Üzerine giydiği pahalı bir markaya ait olan siyah dümdüz eşofman takımının üstü kollarını sımsıkı sarmıştı. Arabanın içi soğuk olmadığı için önünü açmış çıplak göğsünün bir kısmını ortaya sermişti. Yan profili bile sertti. Kavruk teni,sivri ama çokta büyük olmayan burnu düzgün çenesi ve biçimli kaşları gayet normalken bakışları ve kısacık saçlarıyla büyük gövdesiydi ona bu sertliği katan. Öylesine ulaşılmaz duruyordu ki. Benim olması bir lütuf gibiydi. Birbirimize ait olmamız bir rüyanında ötesinde gibiydi.
Beş ayda bir insana bu kadar kapılmak normal miydi ?
O kadar aşıktım ki. Onsuz geçen çoğu günüm tuhaf gelmeye başlamıştı artık. Daha önce hiç aşık olmadığım için mi bu kadar yoğundum bilmiyordum. Kalbim onun yanındayken başkaydı, hareketlerim, hislerim, düşüncelerim bile onunlayken bambaşkaydı. Kafama takmam gereken hiçbir şey yoktu onu düşünmekten başka yapmam gereken hiçbir şey yoktu. Benim için her şeyi kolaylaştırıyordu. Yanımdaydı, sadıktı ve bana olan garip tutkusu günbegün artıyordu. Hislerimiz karşılıklıydı.
"Uyuyacak mısın?"
Mayhoş bakışlarımla uzun bir süre onu izlememe karşılık gelen sorusuyla dudaklarımı büzdüğümde düşüncelere daldığımı fark etmiş gibi gözlerime bir süre odaklandı. Çıplak bacağımda duran kolu bulunduğu yeri hafifçe okşadığında bedenine doğru uzandım. Bir kaç santim uzağımda duran yanağına dudaklarımı sertçe bastırdığımda alışkın olduğu için tepki vermedi. Bir kere daha öptükten sonra geriye çekilerek eski pozisyonumu aldım.
"Çok kalmadıysa uyuyayım mı?"
Sesim az önceki anın getirisi olarak kısık ve hülyalı bir mırıltıyı andırırken navigasyona bakarak bir saatin kaldığını söylemişti. Yola çıktığımızdan beri uyumadığım için cevap vermesini beklemeden gözlerimi kapattığımda kısa bir karanlığa kavuştum.
______
"Sessiz ol."
Uykuyla uyanıklık arasında garip bir durumdayken gelen sesler iyice ayılmamı sağladığında üşüyen kollarımı kendime sardım. Gözlerimi kısa bir an aralayarak camdan dışarı bakmaya çalıştığımda büyük iki kanatlı demir kapılar hızlıca açılmıştı. Göz ucuyla toprak yola baktığımda uykumda yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Kafamda kurduğum ahşap görünümün aksine geniş bir alana yayılmış bembeyaz iki katlı bir çiftlik evi tam karşımda duruyordu. Gece olmasına rağmen dışarının tamamını kaplayan sarı ışıklandırmalar sayesinde etraf gözle görülebilecek derecede aydınlıktı.