BİR AY SONRA:
Kate'in Bakış Açısı:
Bu bir ayda çok şey oldu, en yakın arkadaşım Josh gözlerimin önünde öldürüldü. Röportajda bana yardım eden Leona benim yüzümden öldürüldü. Ağır yaralandım ve bir hafta hastaneye kaldırıldım, Jane tutuklandı. Ama memnuniyetle benim ifademden sonra onu serbest bıraktılar. FBI ajanları hâlâ gerçek katilleri arıyor ama hiçbir yerde bulunamadılar. Hala o korkunç kabusun etkisinden kurtulma aşamasındayım. Ama henüz bitmedi.
Önümüzdeki uzun güne hazırlanırken derin bir nefes alıyorum; imzalanacak 5 yeni yazar, yayınlanacak 3 kitap ve Jane'le bir akşam yemeği var.
Anna girişte beklerken Diamond Star Yayıncılık Şirketi'ne vardım.
"Günaydın Kate" diyor ve gülümsüyor.
İçeri girerken "Günaydın Anna. Taze görünüyorsun" diyorum.
"Bayan Connor'a teslimat" diyor bir adam bana doğru yürürken.
"Aman Tanrım, burası bir yabancının yanıma gelip beni vahşice öldürdüğü kısım mı?" Biraz fazla yüksek sesle konuşarak güvenlik görevlisinin dikkatini çektim.
"Şaka yapıyor! Şaka yapıyor" diye bağırdı Anna.
"Joykill" diye iç çektim.
Adam bir buket gül çıkarırken "Çiçek teslimatımız var" diyor.
Anna heyecanla "Janeeee'den" diyor.
Asansöre doğru giderken "Bunu diğerlerinin yanına koy" dedim.
Anna ve ben asansöre bindiğimizde teslimatçı "Bayan Connor her zamanki gibi soğuk" dedi.
"Hadi ama romantik davranıyor" diyor Anna.
"O bir baş belası" diye söylüyorum.
"Seni seviyor" diyor Anna.
Asansörden çıkıp ofisime adım attığımızda, "Ofisim tamamen çiçeklerle dolu." diye iç geçirdim.
Diğer asistanım Adria yanıma koşarken "Bayan Connor, sabah 8.30'daki randevunuz geldi" diyor.
"Saat kaç Adria?" Ona söylüyorum.
"Saat 08:00" diye yanıtlıyor.
"Peki bana Bayan Connor deme konusunda sana ne demiştim?" Ona nazar değdiğini söylüyorum.
"S-özür dilerim Kate" diye sızlandı, masasına geri dönerken.
Anna bana tokat atarken, "Personellere zorbalık yapmayı bırakmalısın" diyor.
"Gerçekten o korkutucu varlığı sergiliyor muyum?" Heyecanla söylüyorum.
"Hayır, gerçekten yapmıyorsun" diyor Anna.
Adria bana kahve getirirken ofisimde oturup dışarıyı izliyorum, Adria'yı görünce nostalji bana çarptı. Adria bana Jane'le tanıştığımda nasıl olduğumu hatırlatıyor. Annesinin azarladığı küçük bir çocuk gibi ondan o kadar korkuyordum ki.
"Başka bir şey olacak mı Bayan Co..." dedi Adria, ben hemen onu azarlamak için arkamı döndüğümde "Üzgünüm Kate" diye devam etti.
"Hayır, hepsi bu kadar" gülümsedim ve o da uzaklaştı.
Yağmur pencere camına yüksek sesle çarparken yağmaya başladığında iç geçirdim. Bu yıl gerçekten çok şey oldu.
Leo'yla başlayalım, hâlâ kocasının ölümünden beni sorumlu tutuyor. Şu anda tamamen perişan görünüyor. Yaşadığı acıyı anlayabiliyorum. Ama duygularını pek belli etmemeye çalışıyor, her gün işe geliyor, belki normal davranmaya çalışıyor ve her zamanki gibi çalışıyor ama içinin çok kırıldığını görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Connor'ın Elli Tonu [GirlxGirl]
Teen FictionÇEVİRİDİR : ASIL YAZAR : @Inori_Yuzuriha_ Grinin Elli Tonu'ndan uyarlanan hikaye bu. Adından da anlaşılacağı gibi kitabın eşcinsel versiyonu olacak, hikaye bazı noktalarda değişebilir. Jane Connor, Christian Gray rolünü oynayacak ve Kate Williams da...