19

47 5 0
                                    

Kapı çalıyordu. Defne hanım koşar adımlarla kapıyı açtı. Alin annesinin çığlık ve mutluluk gözyaşlarını duydu,babası gelmişti. O da ağlamak üzereydi. Hemen aşağı indi.
"Babacım!"
"Ah canım kızım!" Uzun bir süre sarıldılar. Eh çok normaldi,1 yıldır görüşmüyorlardı.
"Babacım seni nasıl özledim bir bilsen!"
"Ben de canım kızım,ben de. Hepiniz burnumda tütüyordunuz,sonunda kavuştuk. Nasıl mutluyum anlatamam."
Alin'in ablası Peyker'inde annesinden bir farkı yoktu,gözleri kıpkırmızıydı. "Ne kadar kalacaksın baba? Hemen gitmeyeceksin değil mi?"
"Tahminimce 2 hafta daha buralardayım. Tabi Muhittin bey çağırmazsa." Gülmekle beraber aynı zamanda da mutsuz çıkmıştı sesi Sinan beyin.
"Umarım çağırmaz. Ee baba,anlat biraz. Gemide nasıl geçiyor günlerin? Kamaralar bizim odalarımız kadar rahat mı?" Alin'in son söylediğinden sonra herkes gülmüştü. Alin ailesini güldürebildiğine sevinmişti.
"Nasıl geçsin kızım; özlem dolu,hasret dolu. Sizsiz dayanamıyorum o kızgın denizlere. Bazen kaçıp gidesim geliyor sonumun ne olacağını düşünmeden,sonra iç sesim dürtüyor 'Sinan! Denizin ortasındasın,nasıl yüzeceksin karaya kadar?' . Sonra yine özlem dolu halime geri dönüyorum. Kamaralar tabiki güzel yuvamın odaları kadar rahat değil. Fakat olabildiğince rahat yapmışlar. Hele yataklar, o kadar rahat ki sabah kalkıp dümenin başına geçme fikri bizi mahvediyor." Sinan bey her zaman neşeli,esprili,entellektüel bir adamdı. Kırlaşmış saçları ve sakalları onu yakışıklı yapan en özel iki şeydi. Ve Alin küçüklüğünden beri babasını sakallı seviyordu.
"Canım kocacım,seni çok özlemişim."
"Ben de canım,ben de." Defne hanım ve Sinan bey birbirlerine aşkla dolu bakıyorlardı.
"Neyse canlarım,sizlere doyum olmaz. Ben duş alıp rahat eşofmanlarımı giymek istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu rahatlığı özlemişim." Sinan beyin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
Alin babası duşa girince Birkan'ı ailesiyle,daha doğrusu babasıyla tanıştırma fikrini düşünmeye karar verdi. Fakat bunun için doğru yer salon değil odasıydı. Hemen odasına çıkıp yatağının üstünde bağdaş kurup oturdu. Böyle ikilemde kaldığı olaylarda sürekli olarak yorgun düşüyor,bulunduğu yerde direk sızıyordu. Yine öyle olmuştu ve yine rüya görüyordu. Tamda düşüneceği konu hakkında.
'Sonunda online oldun Birkan!'
A: Napıyorsun canım?
B: Yeni bir kitaba başladım,kemikler şehri serisi. Sen napıyorsun,baban geldi mi?
A: Geldi geldi. Birkan seninle açık konuşabilir miyiz?
B: Tabi,dinliyorum.
A: Seni babam ve ailemle tanıştırma konusunda çok endişeliyim.
B: Bir dakika ne? Ailenle mi? Bunu konuşmamıştık.
A: Evet biliyorum. Ama sen benim sevgilimsin ve eğer babamla tanışacaksan annem ve ablamla da tanışmalısın. Bakarsın bir gün ilişkimiz ciddi boyutlara gelir,şimdiden tanışın.
B: ☺️ Bunu söylemen iyi oldu,ileride ne olacağımız hakkında ufak ufak ipuçları bırakmış oldun bana,sevgilim.
A: Tamam Birkan cıvıtmak yok asıl konumuza dönelim. Böyle söylememe kızdın mı?
B: Yoo hayır,sadece.. Bilmiyorum,belki de haklısındır. Bölük pörçük tanışmanın bir anlamı yok,tanışacaksak tam olarak tanışmalıyız.
A: Anlayışın için teşekkürler,ama kaygım buna değil.
B: Neye peki?
A: Ya birbirinizi sevmezseniz?
B: Böyle negatif yaklaşırsan unutalım bence bu işi.
A: Yaa tamam sevgilim,kestirip atma hemen. Tamam negatif düşünmeyeceğim,pozitif,pozitif..
B: Heh şöyle. Benim çıkmam gerek,Demir gelecek.
A: Selam söyle,seni seviyorum.
B: Ben de seni,hayatım.
Hayatım.. Alin'i bu sözden daha iyi kendine getirebilecek ne olabilirdi ki?
"Kızım?"
Belki de bu olabilirdi.
"Baba?"
"Uyuyakalmışsın,babacığın gelmiş sen uyuyorsun."
"Tamam baba kalktım,özür dilerim."
"Özür dileme tatlım şaka yapıyorum. Yemek yiyeceğiz,onun için uyandırdım."
"Tamam babacım,geliyorum." Alin hemen yüzünü yıkayıp kendine geldikten sonra sofraya indi. Belki de o kadar korkmaya gerek yoktu. Belki de her şey çok daha iyi olacaktı.

RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin