Prenses Rhaenyra'nın odalarında kahkahalar duyulabilirken, kraliyet ailesinin odalarında kahkaha hiçbir zaman duyulmazdı. Görgü kurallarının beklendiği gibi sessizdi.Rhaenyra ve Laenor yüzlerinde gülümsemelerle görülürken, Kral ve Kraliçe nadiren gülümserdi. Ve Jace ve Luke tüm zamanlarını birlikte oynayarak ya da sadece salonlarda koşarak geçirirken, Kraliçe'nin çocukları birlikte vakit geçirmezlerdi. Her biri yalnız ve öngörülen görevlerine katılmakla meşguldü.
Takılacak arkadaşları, güvenecek kardeşleri ve ona yardım edecek kadar önemseyen ebeveynleri yoktu. Kral Viserys, Aegon doğduktan sonra diğer çocuklara olan ilgisini kaybetmişti.
Önemsediği tek çocuk, sevgili kızı Rhaenyra ve bir gün Demir Taht'a çıkacak olan çocukları ve ölen karısının bir yansıması olan Daemon Targaryen'in kızı Deanys'ti.
Bu nedenle Alicent her zaman öfkeyle doluydu krala karşı. O çok istediği erkek çocuğu, Aegon'u dünyaya getirmesine rağmen varis olarak seçmemesi onu bu kadar öfkelendiren şey değildi. Bir kez olsun Rhaenyra'ya gösterdiği şefkati kendi çocuklarına göstermemiş olmasıydı.
Prens Aegon, sadece siyasi amaçlar için dünyaya getirilmiş bir çocuktu. İçi, sevgi ve merhametten yoksun boş bir ceviz kabuğuydu. Atasından aldığı isimle istemediği yük, annesi ve büyükbabası tarafından daha doğmadan omuzlarına yüklenmişti.
Öfkeliydi, çünkü sevgi görmemişti. Alaycı ve umursamazdı, çünkü içindeki kırık çocuğu gösteremeyecek kadar gururluydu. Sarhoş olmayı seviyordu, eğer içki olmasaydı muhtemelen intihar etmiş olurdu. İnsanların canını yakmayı seviyordu, çünkü kendisi için adaleti bir tek böyle sağlayabiliyordu.
Yıllar boyu sadece ailesinin hayal kırıklığı, lanet ve öfke duvarı olmuştu ama zamanı geldiğinde onu kanlı tahta hazırlamadan atacaklarını da biliyordu.
Prens Aemond, bir hayaletten farksız hiçbir işe yaramayan ikinci oğul. Kral Viserys'ın varlığından haberi dahi olduğu şüpheli. Üstelik Targaryen'lerin en has özelliği ejderha biniciliğinden de tamamen yoksun o çocuk.
Prenses Helaena, garip bir şekilde kraliyet hizmetçilerinin en ürktüğü ama bir o kadar da onun odasında huzuru buldukları çocuk. Tanrılar tarafından ona bahşedilen ödül, onun en büyük cezasıydı. Ucube, çoğu zaman aptal olarak nitelendirilmek laneti olmuştu.
Tanrı, Alicent Hightower'ı çocuklarıyla lanet etmiş gibiydi.
Yine de tanrılar şüphesiz en büyük gazabanı Deanrys Targaryen tarafında kullanmıştı. Herkes tarafından sevilen ama istediği kişi tarafından yok sayılan'dı. (en azından kendisi öyle sanıyordu)
Annesinin bilinmez bir şekilde öldüğü söylenilmişti. Bu onun ilk kalp kırıklığıydı. Sonra babasını duymuştu. Diyar'ın koruyucusu, herkesin korktuğu adam. Kötü şeylerde duymuştu tabii hakkında. Haydut, asi prens, katil, vahşet saçan, istenmeyen ikinci oğul... ama Rhaenyra, her gece masal diye anlattığı babasıyla anılarını dinledikçe duyduğu kötü özelliklerine bile hayran kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐑𝐀𝐆𝐎𝐍𝐁𝐎𝐑𝐍 || aegon targaryen
Fanfiction"𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐡𝐚𝐭ı𝐫𝐥𝐚𝐫, 𝐤𝐚𝐧ı 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥!" Tarih, Targaryen'lerin iç savaşının Westeros'a getirdiği büyük yıkımdan bahsedeceği kadar buna son vermeyi amaçlayan güneş ve ay'dan da bahsedecekti. - Aegon Targaryen x OC House Of...