Deanys yavaşça bilincini yeniden kazanmaya başladığında, derin bir nefes aldı ve verdi, yerinde hareket etti. Bacaklarını biraz gererek altındaki battaniyenin yumuşak yüzeyini hissetti ama aynı zamanda sırtında da soğuk hava hissettiğini fark etti. Deanys kaşlarını çattı ve başını ona yaslayarak yanındaki ısı kaynağına yaklaştı.Gözleri açıldı ve hemen yanında yatan, Deanys'in başı göğsüne yaslanmış olarak sırt üstü yatan Aegon'a odaklandı. İki rafın arasında bir battaniye üzerinde yatıyorlardı. Çevrelerinde dağınık bazılarının kapakları açık kitaplar doluydu.
Şaşkınlıkla ağzı açık kaldı. Hala gizli geçitte ki kütüphanedeydiler.
Deanys en son, raftaki eski coğrafya kitapları o kadar dikkatini çekmişti ki hepsini masaya taşımak yerine bir battaniye serip iki raf arasındaki koridora oturmuştu. Aegon'un oflayıp sıkılmalarını dinlemekten bıktığı içinde kendisine ezberlediklerini sorgulamadı görevi vermişti.
Muhtemelen bir noktadan sonra ikisinde uyuya kalmıştı.
Deanys, onu uyandırmamak için gizlice uzaklaşmaya çalıştı ancak geri çekilemedi çünkü Aegon'un kolunu sıkıca beline dolanmıştı.
Yumuşak bir iç çekişle pes etti ve Aegon'a döndü, sessizce uyumasını izledi. Genellikle soğuk olan gözleri kapalıydı, çatık kaşları huzurlu bir rüyadaymış gibi dümdüzdü. Sinirli olmasa bile neredeyse her zaman böyle göründüğü için inanılmaz görünüyordu. Ama şimdi sakin ve savunmasız görünüyordu. Tam da kimsenin onun o tarafını görmeyeceğini bildiği gibi.
Deanys onun bu tarafını oldukça beğenmişti.
Tereddütle uzandı ve dağılmış sarı saçlarından yüzüne düşen bir tutamı nazikçe kenara çekti
ve Aegon bilinçsizce sanki dokunuşunu daha uzun hissetmek istiyormuş gibi başını eline çevirdi.Ancak bu hareketle, Deanys elini geri çekti ve uyanık olmadığından emin olmak için yüzünü izledi ve hala uyuduğundan emin olduğunda, başını yavaşça göğsüne geri koydu ve kolunu ona sardı.
Tanrım, ne yapıyorum? Onu izlerken acı acı düşündü. Aegon'u bırakın, kimseyle yapmaması gereken bir şeydi. Birileri tarafından görülecek kadar talihsiz olsalardı, kesinlikle Aegon ve Deanys arasında dostluktan daha fazlası olabileceğini varsayarlardı.
Ama yoktu.
Çünkü Deanys doğal olarak ondan hoşlanmazdı. Hem Deanys'e hem de erkek kardeşlerine karşı sinir bozucu, acımasız ve kabaydı. Bu yüzden ondan hoşlanmaması anlaşılabilir bir şeydi. Sadece aileler arasında ki iyi ilişkileri sürdürmek için onunla zaman geçiriyordu. Ama ondan hoşlanamazdı.
Onunla evlenmek ya da başka bir şey istemiyordu, sadece... bazen sadece (tamamen teorik olarak) ondan hoşlansaydı onun yanında nasıl olacağını düşünürdü. Geçmişi unutmayı ve kardeşleriyle iyi geçinmeye çalışmayı kabul etseydi. Daemon ile iyi geçinseydi? Ya da Rhaenyra?
Ve... onu öpmek nasıl olurdu? Onun tarafından öpülmek nasıl olurdu? Çoğu zaman, olduğu gibi aynı durumda, aynı niyetle aynı yakınlıkta olsalardı nasıl olurdu...
"Babam beni öldürecek." diye mırıldandı Deanys nefesinin altında ve hayal kırıklığı içinde gözlerini kapattı.
"Muhtemelen ikimizi de." dedi Aegon, sesi her zamankinden daha alçaktı.
Deanys hızla başını kaldırdı ve ona bakmak için uzaklaştı. "Demek uyandın..."
Uyanık olmasına rağmen hala Deanys'e sarılıydı.
Deanys, kolunun hala belinde olduğunu fark etti ve hemen çekti, ayrıca ayağa kalkmaya ve uzaklaşmaya çalıştı, ancak prens hareketini sezdi, Aegon kolunu onun etrafında iyice sıkılaştırdı ve kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐑𝐀𝐆𝐎𝐍𝐁𝐎𝐑𝐍 || aegon targaryen
Fanfiction"𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐡𝐚𝐭ı𝐫𝐥𝐚𝐫, 𝐤𝐚𝐧ı 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥!" Tarih, Targaryen'lerin iç savaşının Westeros'a getirdiği büyük yıkımdan bahsedeceği kadar buna son vermeyi amaçlayan güneş ve ay'dan da bahsedecekti. - Aegon Targaryen x OC House Of...