[05]

251 26 0
                                    




Deanys elini banyo yaptığı sudan kaldırdı ve elindeki baloncuğu mum ışığında inceledi. Hizmetçilerin prensesi yıkamasına izin vermek yerine, küvetin yanında duran ve saçındaki kan lekelerinden kurtulmasına yardım eden annesinin yansımasını kısmen yakaladı.

Rhaenyra, Deanys'in saçını ıslatmak için başını geriye doğru eğerek "Seni artık gözümün önünden ayırmayacağım! Çünkü ne olursa olsun hayatını düşünmeden bir soruna ya da tehdit eden bir duruma sokmaya devam edeceksin." dedi.

Deanys, Rhaenyra'ın ona öfkelenmesine izin verdi ama keyifle elindeki sabundan oluşan balonu izledi. Rhaenyra başını öne doğru itti ve bu eylem Deanys'in elini suya düşürmesine ve baloncuğunu kaybetmesine neden oldu. Kaşlarını çattı ve köpükten aldığı başka bir baloncukla elini kaldırdı.

Ejderhası onu yere indirdikten ve özgürlüğe doğru tekrar kanat çırptıktan sonra kendisini böyle bir tehlikeye attığı için öfkeli ama ve aynı zamanda gururlu olan ailesi onu karşılaşmıştı.

Şüphesiz bunlardan en çoşkulusu Rhaenyra olmuştu. Kızının bir ejderha tarafından yakılmak üzere olduğunu duyunca henüz yeni doğum yapmış haliyle DragonPit'e gitmek için çıldırmış Laenor tarafından zar zor ikna edilmişti.

Ona bebekken verilen bu harika kızı, Red Keep'in balkon'undan, havada bir ejderha üzerinde izlerken bir an endişesini kenara bırakmış ve gururla izlemişti.

Bu inatçı kızdan daha azını zaten bekleyemezdi bile. Bir gün ejderha'ya sahip olacağını ona söylemişti. Kanı onu çekiyordu.

"Kılıçlara ve diğer silahlara olan sevgine, hatta ejderhalara olan sevgine bile saygı duyabilirim, ancak sınırlarına sahip olmalısın, Deanys. Uslu olmalısın." dedi Rhaenyra, onu kanlardan arındırmaya devam ederken "Dört hafta önce tüm hizmetçilere mutfakta istediğin kadar kek yemeye izinli olduğunu söyledin." dedi azarlayarak.

Deanys baloncuğa bakarak, "Ahududulu yapmışlardı ve onlar benim en sevdiklerimi! " diye yanıtladı.

"Üç hafta önce, Prenses Helaena'yı örümceklerinden birini Prens Aegon'un yatağına koymaya ikna ettin."

"Sadece kaledeki rahatsız ettiği tüm herkes adına ondan intikam almak istedim."

Rhaenyra içini çekti. "Bu hafta, sen ve Luke, Sör Criston Cole'un kılıcını sakladınız. Çatıya!"

Gülmek stedi ama ciddi kalmaya çalıştı. "Bu sadece bir şakaydı."

"Ama kimse gülmedi."

"Sör Harwin güldü!" dedi Deanys. "Sör Criston kızdığında komik görünüyor. Ondan kılıcı aldığında bir çocuk gibi oluyor."

"Yani Prens Aemond'a zorbalık yapmak da sadece bir şaka mı?"

Deanys'in gülümsemesi durdu. "Benim gözümde asla değil. Onunla dalga geçmiyordum. Aegon, Jace ve Luke yaptı."

Rhaenyra'nın gözleri hafifçe kısıldı. "Ne zaman bir şey yapsan, suçu Jace ve Luke'a atmaya çalışıyorsun."

Deanys elini kaldırdı ve baloncuklara daha iyi baktı.

Uçmasına yardımcı olmak için baloncuğa nazikçe üfledi, ama balon patladı. Nefesinin baskısını kaldıramadı.

Deanys homurdandı, ikinci balonunun başarısız olmasından rahatsız oldu. Küvette başka bir baloncuk ararken annesiyle sohbetine devam etti.

"Bu doğru değil. Her şeyin suçunu Jace'e atıyorum, ama asla Luke'u suçlamam," diye mırıldandı Deanys sırıtarak. "Luke'u seviyorum."

Rhaenyra içini çekti ve hizmetçilerin sabun bıraktığı masaya doğru yürüdü. "Söylemeye çalıştığım tek şey, davranışlarının senin için kurtulamayacağın belirli bir itibar yarattığıdır. Bir prenses olarak başkalarının önünde her zaman iyi görünmen gerektiğini hatırlamalısın."

Burnuna bir sabun kaldırdı ve kokusunu aldı. Hoşnutsuzluk içinde burnunu buruşturdu ve geri koydu. "Geleceğini de düşünmen gerektiğinden bahsetmiyorum bile. Güvenilir ve sakin görünmek, uygun bir koca seçerken avantajın olacak. Bu sayede evlilik, zorunlu aşktan çok ortaklıkla ile ilgili olabilir."

Rhaenyra, sonunda testini geçen sabunla memnuniyetle Deanys'e döndü "Ve bir prenses olarak görevin--"

Küvet boştu. Daha doğrusu öyle görünüyordu.

Rhaenyra içini çekti, elbisesinin kolunu sıvadı ve elini suya soktu. Deanys'in suyun dibindeki kafasını tutarak yüzeye çıkardığında memnun bir şekilde gülümsedi. Deanys bir nefes aldı ve sudan kurtulmak için ellerini gözlerinin üzerine sürttü.

Annesine masumca baktı. "Üzgünüm. Görevler hakkında konuşmaya başladın."

Rhaenyra bir gülümsemeyle ıslak saçlarını okşadı. "Değişmeni istemiyorum, Deanys. Seni olduğun gibi seviyorum. Ama seni anlamayacak ve sana zarar vermek isteyecek insanlar var ve seni korumak için her şeyi yapacağım." Bunun için bir söz vermişti. Ve artık bu iş söz vermeninde ötesine geçmişti. Eğer ona bir zarar gelirse en çok mahvolacak kişinin kendisi olduğunu biliyordu.

Deanys isteksizce başını salladı. "Evet, biliyorum."

Rhaenyra rahatlamış görünüyordu. "İyi. Şimdi, arkanı dön. Seni bu kirlerden ve ejderha kokusundan arındırmamız gerek."

Deanys sırıttı ve arkasını döndü.

"Anne..." dedi azarların artık bittiğinden emin olduğu için huzurlu bir sevinçle güldü. Rhaenyra gülümsedi "Bir ejderham var." Kızının heyecandan sesinin titremesiyle gülüşü daha büyüdü ve eğilerek saçları arasına minik zarif bir öpücük kondurdu.

"Seninle gurur duyuyorum."

O kadar mutluydu ki banyosu bittikten ve temiz bir şekilde uyumak için yatağına yattığında bile hala suratındaki sırıtışla ejderhasını ve uçmanın verdiği hisleri düşünüyordu.

Gece boyu bunları düşünmeyi bırakmamış ertesi sabah ise uykusuz olmasına rağmen hızla üstünü giymiş ve ejderhasıyla nasıl bağ kurduğunu ve ne kadar ihtişamlı olduğunu herkese defalarca kez anlatırken zıplaya zıplaya kale içerisinde gezmişti.

Farkında olmasa da yanlarından geçtiği hizmetliler kızın dün geceki halini hatırlayıp dehşetle onu süzmüş, şövalyeler ise kızın en vahşi ejderhaya sahip olması, Daemon targaryen'in kızı ve aynı zamanda gelecekte Vadi'nin Leydisi olmasından da ötürü onun hakkında gelecek için evlilik ittifakları düşünmeye başlamıştı bile.

𝐃𝐑𝐀𝐆𝐎𝐍𝐁𝐎𝐑𝐍 || aegon targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin