[020]

282 26 24
                                    



"Prenses Deanys."

Deanys kitabından kafasını kaldırarak, Helaena, Baela ve birkaç kadının kumaşa nakış işlemesini izledi. "Bize katılmak ister misin? O kitaptan çok sıkılmış görünüyorsun."

"Çağrınız için teşekkür ederim, Leydi Morya. Ama bu kitap aslında çok ilginç." dedi Deanys, çıkarabileceği en tatlı sesle "Nakış pek benlik bir iş değil."

"Bu gerçekten sıra dışı." diye mırıldandı kadın. "Size öğretecek bir septanız yok muydu?"

"Vardı ancak bir süreden sonra öğretmekten vazgeçmek zorunda kaldı." diye omuz silkti Deanys ve dikkatini tekrar kitaba çevirdi.

"Nakış yapmayan bir kadın hiç duymamıştım." dedi Leydi Tanda, genç olmasına rağmen çok çirkin bir kadındı ve başı bir domates gibi büyük ve kırmızıydı.

Helaena, Deanys'in bir şey söyleme zahmetine bile girmediğini fark etti (patlamak üzere olduğuna dair açık bir işaretti.) "Prenses Deanys'in başka nitelikleri var."

Bir an için bütün hanımlar memnun olmuş gibiydiler. "Dans? Şarkı?"

"Kılıç ustalığı." dedi Deanys ve ardından şok edici haykırışlar duyduğunda dudakları kıvrıldı.

"Bu barbarca bir faaliyet!" dedi Leydi Lythene.

"Abartma, Leydi Lythene." Dedi Leydi Faye kumaşa pembe bir ağaç dikerken "Bu sadece sıra dışı."

"Bence Prenses Deanys'in bu aktiviteyi kadınlar arasında da tanıtmaya çalışması harika."

Tüm gözler, başından beri bir kez bile konuşmamış açık kahverengi saçlı utangaç görünümlü kıza odaklandı, ama şimdi kahverengi gözleri tereddütle Deanys'e bakıyordu.

"Yani kılıç eğitimi istediğini mi söylemeye çalışıyorsun, Cynthea?" Leydi Lythene, fikir saçmaymış gibi alay etti. "Bir fincan çay bile dökmeden taşıyamayan bir kızın eline kim kılıç verir?"

Cynthea üzüldü, omuzları çöktü. Görünüşe göre unutmak istediği bir şeyi hatırlayarak, dağınık görünen bir kelebeği işlemeye geri döndü, ellerindeki kanlı izlere bakılırsa Deanys, onun nakış işlerinde de yetenekli olmadığını anladı.

"Sana bir kaç hareket öğretmek isterim." Dedi Deanys, Leydi Lythene'nin yüz ifadesini görmezden gelerek. "Tabii sende istersen."

Cynthea ona şaşkınlıkla baktı, dudakları bir gülümsemeye kıvrıldı ve başını salladı. "Bunun için çok minnettar olurum."

Leydi Lythene gözlerini devirdi ve Deanys'e kendi gibi bakan kadının yanına oturdu, ikisi de sessizce işlerine devam ederken birbirlerine fısıldadı ve Deanys'e baktı. Arkadaşlarının misafirperverliği artık ona yönelik olmadığında Cythene rahatladı ve Deanys'e minnettar bir bakış attı. Deanys ona göz kırptı.

Cythene'in solgun yüzü kızardı.

Kapıda bir hizmetçi göründü "Rahatsız ettiğim için affedin, Prenses Deanys için geldim." Dedi gergin bir biçimde.

Gözler Deanys'e sabitlendi, sanki onlara bir açıklama yapabilirmiş gibi, ama Baela'ya sadece omuz silkerek cevap verdi.

"Prenses nakışla meşgul. Başka bir zaman gel." dedi Leydi Lythene ona.

"Korkarım bu mümkün olmayacak. Prenses Deanys, Kraliçemiz tarafından çağrıldı."

Tüm kafalar tekrar Deanys'e döndü ve Baela ona doğru eğildi. "Ne yaptın?"

Deanys, "Sadece bir günlüğüne buradayım, hiçbir şey yapacak vaktim olmadı." diye fısıldadı. Kara gözleri kısıldı. "Biri bunu yapabilseydi, o sen olurdun. Özellikle yardım edecek biri varsa."

𝐃𝐑𝐀𝐆𝐎𝐍𝐁𝐎𝐑𝐍 || aegon targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin