Cilalı masa yüzeyine parmaklarını vuran ve diğer eliyle hamile karnını okşayan Rhaenyra bir iç çekerek sandalyesinden ayağa kalktı, yürümek bile onun için zorlaştığı için yavaşça odasında dolaşmaya başladı. Odasındaki her bir nesneye bakarak kendini meşgul etmeye çalıştı, sonra masasındaki tüm mücevherleri saymaya çalıştı ve sonunda pencereden dışarı baktı."Bu kadar uzun sürecek ne var?" diye mırıldandı nefesinin altında.
Daha fazla düşünmeden, Rhaenyra kapıyı açtı ve koridora çıktı, her seferinde ona eğilen hizmetçilerin yanından yavaşça geçti. Dragonstone sessizdi, duyduğu tek ses Jace'in odasından gelen sesiydi, açıkça bir şeyler çalıştığı belliydi.
Ancak Rhaenyra, onu selamlamak veya tam olarak ne çalıştığını öğrenmek için durmadı, doğruca yanındaki odaya yöneldi ve küçük bir tıklatmayla içeri girdi.
Odada sadece bir hizmetçi vardı.
"Merhaba Gwyn." hizmetçiyi selamladı ve içeri girdi.
Deanys'in tek hizmetçisi olan Gwyn, prensesten çok daha küçüktü, uzun siyah saçları ve kahverengi gözleri vardı. Bir hizmetçi için biraz fazla özenli ve güzel giyinmişti. (Deanys sevmediği kıyafetlerini ona vermeyi sevdiği için)
Hizmetçi, yeni değiştirdiği yastıkları yataktan düşürdü ve ona şaşkınlıkla baktı. "Prenses! Oturmalısın!"
Hemen ona doğru koştu ve sandalyelerden birine oturmasına yardım ederek Rhaenyra'nın gülümsemesine neden oldu.
"Sorun değil, rahatım." diye elini salladı "Deanys ile, Lord Blackwool'la buluşmasının nasıl gittiği hakkında konuşmak istedim."
Koyu saçlı kız sırtını ona dönüp Deanys'in kitaplarının durduğu rafın tozunu almasına rağmen, Rhaenyra onun gerildiğini fark etti.
"Ah," dedi Gwyn bir an sonra, sesi titredi. "Henüz dönmediler."
Rhaenyra'nın gözleri, haritalarla dolu masanın altına atılmış, Deanys'in buluşmada giymesi gereken kırmızı elbiseyi fark etti. (Ve Rhaenyra o elbiseyi giymesi için kızıyla tartışmak zorunda kalmıştı.)
Bu da onun çoktan döndüğü anlamına geliyordu.
Rhaenyra alaycı bir şekilde, "Bu buluşma, beklediğimden daha iyi gitmiş olmalı." dedi gerçeği zaten anlamış olsada.
Gwyn hala ona bakmıyordu, meşgul bir şekilde temiz pencereyi parlatmaya çalışıyordu. "Evet, evet, Prenses Deanys çok heyecanlandı. Lord Blackwood'un çok çekici, zeki, ilginç olduğunu söyledi--"
"Gwyn." dedi Rhaenyra uyararak ve kız irkildi. Rhaenyra'nınn gözleri yumuşadı. "Sırf Deanys sana söyledi diye bana yalan söylemek zorunda değilsin."
"Prensesimizin her isteğini yerine getirmek zorundayım." diye başını eğdi Gwyn.
"Sana zorunda olmadığını söylediysem değilsin." Rhaenyra başını salladı ve içini çekti, "Şimdi, bana buluşmanın ne zaman bittiğini söyle."
"Yaklaşık iki saat önce, Prenses." Rhaenyra sakin kalmak için çabaladı. "Kızım Lord Blackwood hakkında ne dedi?"
Gwyn gergin bir şekilde ona baktı ve eteğinin ucuyla oynamaya başladı. "Beni affet Prenses ama annem, böyle sözleri yüksek sesle söylememi yasakladı." Bir çok lanet içerikli ve tüm atalarını barındıran cümleler.
Rhaenyra içini çekti ve sandalyesine yerleşti. Şakaklarına masaj yaparken, Deanys yokken odayı ısıtan ocaktaki alevlere baktı.
Kapı tekrar açıldı hem Rhaenyra hem de Gwyn beklentiyle kapıya baktı. Ancak Deanys yerine Daemon Targaryen kapıda duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐑𝐀𝐆𝐎𝐍𝐁𝐎𝐑𝐍 || aegon targaryen
Fanfiction"𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡 𝐢𝐬𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐡𝐚𝐭ı𝐫𝐥𝐚𝐫, 𝐤𝐚𝐧ı 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥!" Tarih, Targaryen'lerin iç savaşının Westeros'a getirdiği büyük yıkımdan bahsedeceği kadar buna son vermeyi amaçlayan güneş ve ay'dan da bahsedecekti. - Aegon Targaryen x OC House Of...