6.

4.1K 273 58
                                    

Evin kapısı alacaklı gibi çalınca Miran, tedirginlik içinde delikten kimin geldiğine baktı. Karşısında onu dövmek icin gelebilecek çakma delikanlıları değil de üç küçük çocuğu görünce rahat bir nefes verebilmişti oğlan. Kapıyı azıcık araladığında çocuklardan biri elindeki ekmek poşetini Miran'ın eline hızlıca tutuşturup tek kelime dahi etmeden merdivenlerden aşağıya koşarak indiler. Ne olduğunu anlayamayan oğlan bir poşete bakıyor bir de giden çocuklara.

İçeriye girip poşeti açtığında ekmeğin yanındaki kutuyu gördü. Eline aldığı beyaz kutunun üzerindeki yazıyı okuyunca haliyle şaşırmıştı. Bu mahallede kimsenin ona bir iyilik yapacağını düşünmezken hele de onunla az önce dalga geçerek hem tehdit edip hem de koruyan Alperen'in olacağı aklının ucundan bile geçmemişti.  Komşunun biri yollamıştır diye düşünerek kutunun içinden kremi çıkarıp ellerinin üzerindeki yanıklara sürdü.

Bütün gün o ellerle etrafı temizlemeye çalışmıştı oğlan. Ne kadar ortalığı temizlese de duvardaki is lekeleri çıkmamış bir hayli kötü gözüküyordu.

Saat ilerledikçe abisiyle yengesinin tepkisinden daha da çekiniyordu. Cesaret edip de onları arayarak olan biteni haber verememişti ama iş çıkışı mahalleye giren abisinin her zaman selam verdiği esnaflardan biri "Geçmiş olsun Ferzan kardeş cana geleceğine mala gelsin" demesiyle, adamın neyden bahsettiğini anlamamıştı Ferzan. Sonrasında ne olup bittiğini sorunca içindeki korkuyla eve doğru öyle bir koşmuştu ki kahvehanenin önünden geçerken onun bu panik halini Alperen uzaktan kaşlarını çatarak  adamı izlemişti. İster istemez onun da içine bir kurt düşmüş öğlenki yangından sonra yine o kara oğlanın başına bir iş mi geldi diye oturduğu yerden ayaklanmıştı.

"Hayırdır reis, nereye?"

"Siz oturun, öyle bir turlayacağım."

"Biz de gelelim abi"

"Hava alacağım, gelirim birazdan" deyince masadaki kimse ısrar etmemiş Alperen de kahvehaneden kendini dışarı atmıştı. İlkti yavaş attığı adımları sonradan hızlandı. Sokağın başına geldiğinde Ferzan'ın binaya telaşla girişini görüp olduğu yerde beklemeye başladı. Önünden geçen birkaç mahalleli Alperen'e selam verirken o da cebinden sigarasını çıkarıp yakarak binanın üçüncü katına gözlerini sabitledi.

Ferzan, eve girdiği gibi kardeşini gördü. Gözleriyle oğlanın üzerini aceleyle tarayıp hasar kontrolü yaparken Miran, tüm mahcubiyetiyle başını öne eğdi. Bir yerinde bir şeyin olmadığına kanaat getirip rahat bir nefes almasıyla direk başı önde duran kardeşine sıkı sıkı sarıldı Ferzan.

"Aklım çıktı abim sana bir şey oldu sandım!"

Geriye çekilip iki elini Miran'ın yanaklarına kapadı. "İyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?" diye sordu merakla.

"Benim yüzümden her yer mahvoldu abi."

"Lan sokayım evine sana bir şey olmasın!" der demez yine sıkıca sarıldı kardeşine.

"Abi.."

"Söyle abisinin gülü"

"Yengem... istemez beni artık"

Ferzan, duyduğu lafla kaşlarını çatarak geri çekildi. Karısının öyle bir şey yapacağını düşünmese de ne tepki vereceğini de kestiremiyordu. Bugüne kadar hiç kötü bir hareketini görmemişti. Miran'ın başına gelenleri öğrendiğinde o da Ferzan ile beraber ağlamış hatta Ferzan, kardeşini yanına almak için fikrini sorduğunda itiraz etmemişti. Sonuçta yeni evli kadındı. Daha önce birkaç kere gördüğü delikanlıyla aynı evde olmak istemeyebilirdi.

"Saçmala oğlum, düşünme böyle şeyler."

Abisi ne kadar düşünme dese de birazdan eve gelecek yengesinin en ufacık tepkisinden bile çekiniyordu. Kadının onu evinde istememesinde hakkı vardı. Zaten evlerine çöktüğü yetmiyormuş gibi bir de mutfağını yakmıştı. Abisi oğlanın ellerini son anda fark edince yüzü acıyla kasıldı.

"Ellerine ne oldu Miran! Yürü hastaneye gidelim."

"Abi merhem sürdüm acımıyor" diye diye ikna etmişti abisini. Birlikte yanan yerleri görmek için mutfağa girdiklerinde Ferzan'ın düşündüğünün aksine öyle çok zarar gören bir yer yoktu. Yanan tülün olduğu pencereye yaklaşıp kardeşiyle yangının nasıl çıktığını konuşurken sokağın kenarında onları izleyen Alperen'i görmediler. Alperen, camın önünde konuşan ikiliyi görünce bir sorunun olmadığını anlayıp tam adımlarını kahveye doğru yönlendirecekti ki camdan ona bakan kara gözlerle olduğu yere çakıldı. Her zaman çatık duran kaşları düz bir hal alınca bu sefer Miran'ın kaşları çatıldı. Kara gözlerini çevreleyen kirpikler sıklaşmış koyu renk kaşları çatılmış öylece kendisine bakıyordu oğlan. Birkaç saniye süren bu bakışmayı ilk bozan Miran olmuş, çatık kaşlarını düzeltmeden açık olan pencereyi kapatıp içeriye gitmişti.

Alperen, hem onlara bakarken yakalanmasına hem de oğlanın tavırlarına sinirle gülüp elindeki tesbihin boncuklarını çift çift çekerken başını iki yana salladı.

"Allah'ıma elimde kalacak!"

Aradan geçen bir saatin ardından Ferzan'ın karısı eve geldiğinde ne olup bittiğinden habersizdi. Anahtarıyla kapıyı açıp içeriye girdiğinde Ferzan'ın yüzünden bir şeylerin ters gittiğini anladı Gül. Miran' a baktığında oğlanın başı önde suçlu çocuklar gibi oturmasına şaşırsa da ses etmedi.

"Neler oluyor? Ne bu yüzünüzün hali?"

"Gülüm hoş geldin."

Ferzan ayağa kalkıp karısının yanına gittiğinde tek koluyla kadına sarılıp alnından öptü.

"Bir şey olmuş. Ne oldu Ferzan söylesene!"

"Ufak bir kaza oldu ama çok---"

Miran'ın birden ayaklanmasıyla ikisinin de bakışları oğlana dönmüş Ferzan'ın da lafı yarım kalmıştı.

"Yenge ben..."

"Ne kazası Ferzan, adam gibi anlatsanıza ya !"

"Gülüm tül ocakta tutuş---"

Kadın devamını dinlemeden koşarak mutfağa girdiğinde Ferzan da peşinden gitti. Miran'ın tam da beklediği bir tepkiydi bu birazdan yengesi gelecek olan biten her şey için kızacaktı oğlana.

Gül, mutfağın ortasında durmuş koyu kahverengi saçlarını iki eliyle tutmuş öylece etrafa bakıyordu. Şaşkındı. Sabah erkenden çıktığı evinin mutfağının bir kısmı yanmıştı. Gözleri duvardaki is lekelerine kayınca sinirinden gülmeye başladı. Kirden dağınıklıktan nefret eden bir kadındı o yüzden o lekeli duvarlar düzelene kadar onu uyutmayacağını biliyordu. Arkasındaki Ferzan'ın huzursuzluğunu fark edip ona doğru dönünce kocasının gözlerindeki mahcubiyetin bir parçası olduğu için kendine kızdı. Tam ona bir şeyler diyecekti ki kazayı yapan Miran aklına gelince bir hışımla mutfaktan çıkıp oğlanın yanına gitti.

"Sen nasıl yaparsın bunu!?!." 



****

KARA OĞLAN [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin