19.

3.9K 360 161
                                    


Zayıflıktan kurumuş bedeni tir tir titrerken gözünün önüne gelen geçmişin o iğrenç anlarıyla bayılacak gibi hissediyordu Miran. Zihni çoktan yurttaki tuvalete gitmiş, sanki oranın pis kokusuna karışmış Yaşar'ın tütün kolonyası ve ter kokusunu soluyormuş gibiydi. Oysa arada dünyalar kadar fark vardı. Korkusundan yumduğu gözlerini bir aralayabilse görecekti farkı. Ne üzerine abanarak canını yakan, saçlarını kökünden yolacak kadar çeken Yaşar vardı ne de yurdun o pis tuvaletindeydi. Onların aksine şu an İstanbul'da temiz sayılabilecek bir tuvalette saçlarının arasında tek telini acıtmaya korkar gibi usulca okşayan parmaklar, alnına değen varla yok arası sıcak dudaklar ve Alperen'in güzel ve oldukça hafif parfüm kokusu vardı.

Miran, tüm bunları fark edemeden kendi karanlığında boğulurken Alperen, kara oğlanının yüzündeki huzurlu ifadesinin yerini acı çeker hale bırakışını anbean izlemiş ellerinin arasında titreyişinden iyi olmadığını anlamıştı. Onu böyle görürken bir saniye daha fazladan ona dokunmayıp hemen ellerini çekti.

"K-karam..."

Duymadı Miran.

"Kurban olduğum.... Miran'ım aç gözlerini"

Oğlanın kapalı gözlerinden yaşlar süzüldükçe kendini suçlamaya başladı Alperen. Çocuk ona kaç kere kendisine dokunmaması için uyarmış o ise nefsine yenilerek onu öpüp haddinden fazla ileriye gitmişti. Her şeyi mahvetmişti.

Duvardaki peçetelikten yığınla eline dolayıp musluğun altında suyla ıslattı. Hala olduğu yerde titreyen oğlanın tenine ellerini dokundurmadan yavaşça yüzünü ıslatıp defalarca ona seslenişinden sonra oğlan kendine gelmeye başlamıştı. Sarılmak, güçsüz bedenini ayakta tutabilmek için sımsıkı sarılmak istiyordu ona ama yapamıyordu Alperen.

"Miran'ım... Kara gözlüm"

Kulağına dolan o tanıdık ses ve hitapla araladı gözlerini. Endişeyle yüzüne bakan adamın elalarındaki korkuyu da üzüntüyü de görebilmişti. Tanıyordu bu adamı. Yaşar değil Alperen'di. Yanında olacağına sözler veren, kimsenin ona dokunamayacağını söyleyen adamdı.

"Alp---- "

Alperen diye dolu dolu ismini söyleyemedi. Zaten maksadı Alperen'e seslenmek de değildi. Sadece kendisine duyuruyordu Alperen'in yanında olduğunu, onun için böyle korktuğunu. Alperen kendine gelen oğlanla sevinçten ellerini havaya kaldırmış tam omuzlarını kavrayacaktı ki yapacağı salaklığı erkenden fark edip havadaki ellerini yumruk yapıp aşağıya indirdi.

"Kara'm... Benim Alperen, buradayım"

Tek kelime etmeden Alperen'e bakarken bedeninin titremeleri de azalmıştı. Gözlerini adamın elindeki ıslak peçetelere dikti. Yine adamın karşısında rezil hallere düşmekten dolayı bir kere daha kendinden nefret etti. Olmayan morali mümkünmüş gibi daha da bozulurken başını öne eğip üzerine bol gelen pantolonunu avuçlarının arasında sıkıştırdı. Onu izleyen adamın kendisinden bir kelime de olsa bir şeyler söylemesini beklediğini biliyordu ama ne söyleyecekti ki?

Aynı böyle tuvalet köşelerinde defalarca tecavüze uğradım mı diyecekti? İlk tecavüzünde başına aldığı darbeyle bayıltıldığını ikincisinde dirense de gücünün yetmediği için bir hayvan gibi kemerle bağlanıp sesi çıkmasın diye boğulduğunu. Binlerce kez tehdit edildiğini, sikilirken çekilen görüntülerinin ailesine ve arkadaşlarına yayacağını, hayat doluyken ölmeyi istediğini, bir kere de olsa bileklerini kesmeye çalışıp beceremediğini, her geçen günde karakterinin zıttı bir adama dönüşüp içine kapandığını artık kendini asla savunamayacak hale geldiğini mi söyleyecekti ona. Ya da hala kâbus gördüğü gecelerde yatağa işediğini ve yengesi görmesin diye her gece çarşafın altına muşamba serip kirlileri evde kimse yokken yıkadığını mı? Kolay değildi. Ne Miran için ne de bunları yaşayan her kim olursa olsun anlatmak hiç kolay değildi. Bırak dokunmayı sözlü taciz bile insanı yıkarken fiziksel taciz üstelik defalarca yaşamış birinin bir şeyleri ne anlatması kolaydı ne de unutup sineye çekmesi.

KARA OĞLAN [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin