Yarı çıplak bir oğlan, sıcak banyo, kara tutamlar arasında dolanan kemikli parmaklar ve hemen dibinde ıslaklığından dolayı parlayan dudaklar... Öpüşmek için gereken tüm şartlar tamamdı.
Miran, önündeki adamın kokusunu rahatça solurken saçlarındaki yumuşak dokunuşlardan dolayı giderek mayışmıştı. Gözlerini ilk açtığı anda Alperen'in dudaklarının çekiciliği, içinde engel olamadığı bir istek oluşturmuştu. Yarı baygın bakan gözlerini zar zor adamın dudaklarından çekip en derinlerine kadar bakan elalara diktiğinde, adamın ismi kendiliğinden dudaklarından dökülüverdi.
"Alp..." derken gözleri adamın ıslak dolgunluklarına kaymış onun da ağzından dökülen "Güzelim " kelimesini sanki heceler halinde ağır çekimde duymuştu. Her harfin dudaklarından çıkışıyla beraber oynayan dudaklar adeta günaha davetti. Nitekim Miran ilk defa düşünmeden günaha karışmak istedi. O dolgunlukların tadına bakmak, onların cehennem sıcağında Alperen'le yanmak istedi. Günahları cazip kılan kolay işlenmesiydi. Miran belki bu noktaya hatta belki bile değil şu an olduğu noktaya hiç kolay gelmemişti. İlk defa bedenini kuşatan ilkel arzuyla hareket edip kapanmıştı o dudaklara.
İşte böyleydi Miran'ın ilk adımı atma serüveni. Solukları tükenene kadar birbirlerinin tadına karışan sanki kendileri değilmiş gibi ayrıldıklarında az önceki tutkunun yerini ağır bir utanç aldı. Alperen bulutların üstündeyken Miran, yerin yedi kat dibine girmek istiyordu. O kadar utanıyordu ki burnunun dibindeki adamın yüzüne bakmamak için adeta boynu kırılacaktı. Şu an ona sorsalar sen az önce öpüştün mü diye sanki hiç yaşanmamış gibi ölümüne inkar edecek kadar utanıyordu. Onun bu halleriyle uğraşmak istese de yapmadı Alperen. Her ne yaparsa bin kere düşünmeliydi. Miran'ı rahatsız hissettirecek en ufacık davranışı aralarındaki bu yeni yakınlığı mahvedeceğinden heyecanını içine gömüp doğal davranmaya çalıştı.
"Hadi Kara'm." Diyerek oğlanı tezgahtan indirip elinden tuttu. Sıcacıktı. Adımlarını Miran'ın odasına doğru yönlendirirken oğlan kuzu kuzu yanından geliyor gözleri ise önünde değil ikisinin birleşik duran ellerindeydi. Önce dudakları şimdi birleşik duran elleri hoşuna gitmişti.
Alperen en son bu odaya girdiğinde hayatının en kötü günlerinden birini yaşarken hayat işte bu sefer yüzüne gülmüş en iyi günlerinden birini yaşatıyordu ona. Hele de sevdiğinin elinden tutup girmesi aklına yeni evlenen çiftlerin evlerine girdikleri ilk anda gelinin kucağa alınmasını getirince gülesi gelmişti. Şimdi Miran'ı yeni gelin gibi kucağına alıp eşikten geçirse emindi ki kara kedisi olayı fark ettiği anda kendisini bir güzel tırmalardı. Saçma düşüncesinden hızlıca sıyrılıp yanındaki oğlana baktığında onu birleşik duran ellerine bakarken görmüş ses etmemişti.
Miran öyle dalmıştı ki hangi ara odasına geldiklerinin bile farkında olmadan hala ellerine bakıyor, Alperen de ona.
"Kara'm..."
"Hımmm..." Yaklaşıp saçlarından öptü.
"Üşüme, hadi..."
Sessizce kafasını sallarken Alperen'in elini bırakmadan dolabına doğru ilerleyince bu hareketi arkasındaki adamı mest ediyordu. Daha da sıktı avucundaki esmer eli. Göt kadar odada el ele olmaları komik olsa da sikerler.
Miran tek eliyle raftaki t-shirtlerinden birini alınca Alperen bu sefer sımsıkı tuttuğu eli bıraktı. Anında yüzü düşen oğlanın bu hali uzun sürmedi çünkü adam oğlanın elindeki t-shirtü alıp giydirmek için hazırladığında Miran'ın yüzündeki gülümsemeye canını verirdi Alp.
T-shirtün yaka kısmını eliyle genişletip oğlanın kafasından geçirirken kara saçlarının dağılmasına engel olamayınca gülüp zaten dağılmış olan saçları dağıtıp bir de üstüne öptüğünde Miran da gülüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA OĞLAN [BXB]
Teen FictionÖlümü tek kurtuluşu sanan kara oğlan ile mahalle abisinin imkansız hikayesi... +18