Bir yanı Alperen'in sevgisiyle, güzel dokunuşlarıyla sakinleşirken diğer yanı içeriden kükreyen abisinin karşısına eninde sonunda çıkacak olmaktan aşırı gergindi. Önlerinde baş kaldırmış organları henüz tam anlamıyla inmemişken Miran, Alperen'inkine çaktırmadan kaçamak bakışlar atıp sonra da utanarak havalara bakıyordu.
"Gidelim mi Kara'm?"
"Gitmesek..."
Onun bu çocuksu hallerine gülümseyip yanaklarından öptü.
"Ben sana bir söz verdim di mi? Hiçbir şey olmayacak merak etme."
Sessizce kafasını sallayan oğlan alıştığı kucaktan zar zor kalkınca geride bıraktığı boşluğu Alperen hiç sevmedi. Miran ile ilgili her şeye çok çabuk alışıp bağımlısı oluyordu.
Alp önce kedisinin üstü başını düzeltip peşinden de kendisininkini düzeltti. Oğlana tutması için elini uzattığında Miran bir anlık boş bulunup istese de hemen vazgeçti çünkü abisinin karşısına el ele çıkmaya hiç cesareti yoktu. Zaten yeterince delirmişken yangına körükle gitmenin alemi yoktu.
"Tutamam, şimdi olmaz. Abim zaten kızg---"
"Miran, abin bizi biliyor. Daha düne kadar aramızı yapmaya çalışıyordu bu herif. Az önce gördüklerinden sonra emin ol el ele görmek ona koymaz."
"Olsun, rahat edemem." Deyince konu kapanmıştı Alperen için. "Peki" deyip odadan önden çıkıp oğlanın yanına gelmesini bekledi. Birlikte yürüdükleri koridor boyunca gerilen oğlan tam salondan içeriye adımını atacaktı ki eline sarılan büyük elle donup kaldı.
"Sen benim sevgilimsin Kara'm, benimsin. Sana verdiğim sözleri sakın unutma." deyip önden girerken Miran da kuzu kuzu onu takip etti.
Odanın ortasında ceketini bir kenara gelişi güzel fırlatmış, gömleğinin yakalarını neredeyse göbek deliğine kadar açmış, saçı başı dağılmış, elleri belinde tüm gerginliğiyle duran Ferzan'la karşılaştıkları ilk anda Miran, farkında bile olmadan elini tuttuğu adamın büyük cüssesinin arkasına doğru saklandı. Alperen, onun bu hareketini görüp göz ucuyla oğlana baktığında korkan bir surat görmek gerilmesine yetti.
Ferzan daha ağzını açıp tek kelime etmeden kara kedisini korkuttuğu için ilk lafı eden o oldu.
"Onu böyle korkutursan sakin kalamam Ferzan!"
"Lan sen bir de beni utanmadan tehdit mi ediyorsun, pezevenk!" deyip Alperen'e doğru atlayınca Gül, kocasının koluna yapışmış Alperen ise arkasında çığlık atan oğlanı geri çekip dağ gibi önüne dikilmişti.
"Ferzan düzgün konuş benim sabrımı sınama! Yenge sen de kusura bakma."
"Ayy Ferzan yeter Allah aşkına! Altı üstü iki yiyiştiler amma abarttın. Otur bir de kardeşinin turşusunu kur tam olsun" diyen Gül'den sonra Ferzan daha da bi delirdi.
Yiyişti kelimesi, az önce kardeşini o halde görmek fazla geliyordu adama. Bu fazlalık ikilinin öpüşmesini yadırgamasından değil korkusundandı. Sevgili olduklarında illaki aralarında bir şeylerin yaşanacağını zaten biliyor, bu kısımları aşalı çok olmuştu fakat Miran'ı koruyamamaktan, başına yine aynı şeylerin gelmesinden, yıkılmasından korkuyordu. Her ne kadar Alperen'e güvense de travmaları yaşayanlar tek kurbanlar değildi onlarla beraber en yakınları da ağır hasarlar alıyordu.
Öfkeli soluklarıyla yüzünü ovuşturup olduğu yerde döndü. Gözleri kardeşinin korkan gözleriyle Alperen'in arkasına saklandığını görünce kendine küfretti.
"Öne çık Miran!"
Alperen, belki Ferzan oğlana kızar ya da olur ya hani bi aptallık edip ona bir zarar vermeye kalkar niyetiyle elini arkaya doğru uzatıp Miran'ın öne çıkmasına izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA OĞLAN [BXB]
Teen FictionÖlümü tek kurtuluşu sanan kara oğlan ile mahalle abisinin imkansız hikayesi... +18