Aynanın önünde son kontrollerini yaparken Miran'da üç gün önceki cesaretinden eser yoktu. Randevu günü gelip çatmış içten içe paniklediğinden stres midesini allak bullak etmişti.
"İyi olacağım!"
Bu kaçıncı ayna önünde tekrarıydı belli değil lakin iyi olma düşüncesine inat şu an bedeni tam zıttı çalışıyordu.
"Hazır mısın abim?"
"Hazırım. Değilim! Değilim galiba bilmiyorum. "
"Hazırsın hazır, hadi çıkalım."
"Abi..."
"Abim boşa stres yapıyorsun hem bak sen buraya gitmeye karar vererek işin en zor kısmını atlattın bundan sonrası çocuk oyuncağı merak etme."
Oflaya puflaya hiç gitmek istemese de bir şekilde evden çıkmayı başardılar. Şu an Ferzan'dan mutlusu yoktu. Miran'ın psikologdan randevu aldığını öğrendiği an oğlanı kucağına alıp evin içinde kahkaha atarak koşmuştu, deli. Miran'dan çok istiyordu onun iyi olmasını.
Klinikten girdikleri anda avuçlarının içi terleyen oğlan bekleme alanında stresle bacağını sallarken gözü dış kapıdaydı. Koşarak orayı terk ederse abisine yakalanmadan bu görüşmeden kurtulabilir miydi onun hesabını yapıyordu. Ama daha planlarını yapamadan önüne dikilen sarışın kadın kendisine "Miran Bey size odaya kadar eşlik edeyim" deyince oturduğu koltuğa kıçının yapıştığını sandı oğlan.
Ferzan, yüzüne taktığı sahte gülümsemesiyle sarışın kadına bakarken bir yandan da kardeşini kolundan çekiştirip "Abicim kalksana bak sıran gelmiş, hadiiii." Diye dişlerinin arasından kibar yollu ayar veriyordu kardeşine.
Miran daha fazla kaçamayacağını anlayınca el mahkûm ayağa kalkıp sarışın kadını odaya kadar takip etti. Boyu bir hayli uzun yine onun gibi esmer ama gözleri yeşil renk olan adam gözündeki gözlüğü çıkarıp bir eliyle tutarken gülümseyerek Miran'a "Hoş geldiniz Miran Bey. Nereye isterseniz oturabilirsiniz." Diyerek kendi tekli koltuğuna oturduğunda Miran da adamın hemen karşısında duran üçlü koltuğun en ucuna eğreti bir şekilde oturdu. Paniği o kadar üst seviyedeydi ki her an odadan kaçacak gibi duruşunu Asrın Bey fark etmişti.
Önünde oturan danışanı hakkında henüz hiçbir şey bilmese de girer girmez sergilediği hal ve hareketlerinden ona göre ilerleyecekti. Yüzündeki abartısız gülümsemesiyle sakince sorularına başladığında Miran hakkındaki düşünceleri de yavaş yavaş oluşuyordu.
Ferzan, bekleme alanında kırk dakika boyunca ecel terleri dökerken kardeşinin içeriden ne halde çıkacağına dair kafasında bin tane senaryo kuruyordu. Oturduğu sandalyede beş dakikada bir bacak bacak üstüne attığı ayaklarını değiştirirken nihayet Miran odadan çıktı.
Esmer teni solmuş, ağladığı için gözleri kızarmış oğlanın yanına gidip sıkıca sarıldı Ferzan.
"İyi misin abim?"
"İyiyim. "
Geriye çekilirken iki elinin baş parmaklarıyla oğlanın ıslanmış göz altlarını sildi.
"İyisin iyi abi kurban"
Klinikten çıktıktan sonra ağzını bıçak açmayan oğlan daha da durgunlaşırken Ferzan'ın merak edip bir şeyler sormadığı için içi içini yiyiyordu. Zaten olan biteni bilse de aslında merak ettiği kardeşinin anlatırken neler hissettiği ya da psikologla görüşürken rahatlama yaşadı mı gibi sorulardı. Yine de dayanmış kardeşini gereksiz yere sıkıştırmamıştı. Onun yerine kendinde her zaman işe yarayan dahiyane fikrini ortaya attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA OĞLAN [BXB]
Teen FictionÖlümü tek kurtuluşu sanan kara oğlan ile mahalle abisinin imkansız hikayesi... +18