18.

4.1K 318 106
                                    


Zoraki kahvaltılarından sonra Alperen için günler Miran'ı görürüm ümidiyle yolunu gözleyerek geçiyordu. Zalimin oğlu inat etmiş numarasını vermediği gibi mahallede de bir kere bile onu tek başına yakalayamamıştı. Ne zaman görse ya abisinin yanında oluyordu ya da yengesinin. Ferzan' la selamlaşıp ona da selam verdiğinde yüzüne bile bakmıyor ağzının içinden Allah'ın kuru selamını veriyordu sadece.

Bir yanı onu gördü diye sevinirken diğer yanı gerçekten üzülüyordu. Sevgisi her geçen gün katlana katlana artarken karşılıksız olması artık gerçekten canını yakıyordu. Sevgili olmayı geç ki zaten öyle bir beklentisi yoktu Alperen'in en azından arkadaş olsalar onun gülüşünü izleyip sesini duymaya bile razıydı. Miran'ın erkeklerden hoşlanabileceği aklının ucundan dahi geçmiyordu. Hoş kendisinin de böyle olacağı geçmiyordu ya, neyse. O yüzden kara oğlandan bariz bir yeşil ışık görmedikçe ona açılmayacaktı. Ona yakınlaşmaya çalışırken aslında çok da kendini sakınmıyordu Alperen. Ara ara söylediği "Kara'm, Kara gözlüm" gibi hitaplarında az çok anlamalıydı Miran bir şeyleri ama anlamıyordu. Ya da anlamak istemiyordu. Başkası olsa "Sen benimle nasıl konuşuyorsun lan!" deyip kafa göz dalacakken kara oğlanı yalnıza donup kalıyor, sesini çıkarmıyordu. Bu da ister istemez ümitlendiriyordu Alperen'i.

Beklenilen gün gelip çatmıştı. Bir cumartesi sabahı Ferzan, bizzat Alperen'in dükkanına uğrayıp akşam yemek için sözleşmişlerdi. Hatta Ferzan, o an dükkâna girip selam veren Hüseyin'in Alperen'in yakın arkadaşı olduğunu bildiği için onu da davet etmişti. Erkek erkeğe meyhaneye gideceklerdi. İlk buluşma için meyhane doğru bir tercih miydi bilinmez ama öneri Hüseyin'den çıkmıştı ve Ferzan da hemen kabul etmişti. Çok uzun zamandır hiç kafa dağıtacak, nefes alacak bir an yaşamamıştı o yüzden hem kendine hem de ilk defa meyhaneye gidecek olan kardeşine iyi gelecekti.

Ferzan, üzerine jilet gibi gömleğini geçirip aynada kendisine bakarken Gül, arkasında durmuş kötü gözlerle kocasını süzüyordu. Bir yanı kocasının karı kıza bakmayacağını bilse de içindeki o ilkel dürtüye maalesef engel olamıyordu. Huysuzluk edip Ferzan'ı meyhaneye yollamazdı ama işin ucu Miran'a da dokunuyordu. Geldiğinden beri mahalleden dışarıya adımını atmamış hatta İstanbul'u bile gezememiş oğlanı abisiyle kırk yılın başı gidecekleri yerden alıkoymak istemiyordu.

"Nasıl olmuşum Gül'üm?"

"Eh işte idare eder. Altı üstü yemek yiyeceksiniz Ferzan "Erkek erkeğe" çok önemli mi ne giydiğin?"

"Yok be Gül'üm..."

"Dansöz filan varsa bakmıyorsun Ferzan valla gebertirim seni"

"İki gözüm kör olsun bakarsam, merak etme."

Ferzan ve karısı odalarından çıkıp salona geçerken hemen peşlerinden de Miran gelmişti.

"Oooooo yengem... Maşallah bu ne yakışıklılık."

"Ulan kimin kardeşi şu tipe bak" deyip tam Miran'ın şekil verdiği saçlarını karıştıracaktı ki oğlan son anda kendini kurtardı.

"Olmuş mu?" diye sordu abisiyle yengesine bakarak. İçinde bir şeyler o kadar bitmişti ki aynada baktığı kendini güzel dahi bulmuyordu Miran. En güzel kıyafetleri bile giyse en güzel renklerin içinde bile olsa onun o rengarenk ruhunu kapkara etmişlerdi. Dünyalık her şeyden geçmişti daha bu yaşında. Üzerindeki gömlekle pantolonu bile kendisi almamış bir akşam yengesi iş dönüşünde onun için almıştı.

"Olmaz mı yengem. Çok ama çok yakışmış. Abi kardeş bu gece yakıyorsunuz. Hadi gidin çabuk valla kıskançlıktan yollamayacağım, göreceksiniz!"

İkili Gül'le vedalaşıp buluşma noktaları olan Alperen'in dükkanının oraya doğru yürüdüler. İki esmer adam da boylu poslu olduğu için gerçekten üst başlarıyla baya bir dikkat çekiciydiler. Balkonda oturan bazı insanlar iki kardeşi süzüyor hatta fısıldama gereği bile duymadan arkalarından konuşuyorlardı. Miran, bakışlardan rahatsız olup abisine doğru yaklaşınca Ferzan, onu kolunun altına alıp öyle yürüdüler. Tam dükkânın olduğu sokağa girmişlerdi ki karşılarından gelen Sude'yi gördü Miran. Hemen bakışlarını kızdan çekse de çabası boşunaydı. Dansın ortasında kendisini sap gibi ortada bırakıp rezil eden Miran'a karşı hırs yapmıştı sülük kızımız. Ama hırsı, Miran'ı giydiği kıyafetler içinde bu kadar yakışıklı görene kadardı. Ona karşı bir şey hissetmese de sırf etrafındaki arkadaşlarına yakışıklı delikanlıyla birlikte olduğunun havasını atmanın peşindeydi. İstenmeyen ot burnunun dibinde biter hesabı Sude gelip abi kardeşin tam önlerinde durdu.

KARA OĞLAN [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin