"Hüseyin Bey!"
Hüseyin, arkasından gelen sese doğru döndüğünde en son on gün önce gördüğü sarışın adamla göz göze geldi. Elleri beyaz önlüğünün cebinde ona gülümseyerek yaklaşan adama bakarken o da gülümsemiş, yersiz bir heyecana kapılarak elini kolunu nereye koyacağını da şaşırmıştı. "Hayırdır ne bu haller Hüseyin" diye bi adama sorarlar. Sarışın adama doğru birkaç adım atarken yüzündeki sırıtışın farkında bile değildi çakal.
"Doktor..."
"Geçerken sizi görünce bir selam vermek istedim, her şey yolunda mı?" Yalan. Umut, ta ne zaman Alperen'ler hastaneye acilden giriş yaptığında adamı tanımış, o an tüm radarlarını açıp etrafta günlerdir aklını meşgul eden adamı aramıştı gözleri. Utanmasa canının derdinde olan Alperen'e soracaktı Hüseyin'i ama neyse ki birazcık aklı başındaydı da bu saçmalığı yapmadı. Yine de bir umut belki Hüseyin buralardadır diye boş kaldığı her fırsatta ortalarda gezip bir iki kere de Alperen'in babasının kaldığı odanın koridorundan geçmişti. Hem yapıyor hem de kendine kızıyordu. Ama ne yapsın ki merak ediyordu işte adamı. Hem ona kahve sözü vardı. Sözler önemlidir değil mi?
"Yolunda çok şükür. Arkadaşın babası biraz rahatsızlandı da onun için bu gece buradayız."
Bu gece... Bütün gece... Nereden baksan sekiz dokuz saat daha Hüseyin'i görebilme ihtimali vardı Umut'un.
"Geçmiş olsun."
"Eyvallah."
"Geçen sefer konuşmamız biraz tatsız bitmişti, kusura bakmayın. Uykusuzluktan bazen saçmalayabiliyorum..."
"Öyle bir şey mi olmuştu, hatırlayamadım."
Umut'un sarı tüyleri anında diken diken oldu. Karşısındaki adamın onu sallamadığını bir de o günü hatırlamadığını görünce hem bozulmuş hem de sinir olmuştu.
"Hımm... Neyse önemli değil."
Yüzünün anbean değişen şeklini dikkatle izleyen Hüseyin, sarışın adamın yine bir şeyleri yanlış anladığını düşündü.
"O anlamda söylemedim. Yani senin... sizin anladığınız şekil değil, anlatabiliyor muyum? Öyle değil yani..."
"Siz de söyleyip söyleyip sonra da öyle demedim diyorsunuz Hüseyin Bey!"
"Hayddaaaa... İki dakika adam gibi konuşamıyoruz he! Ulan ne dedim şimdi?"
"ULAN!!!!???"
Hüseyin eliyle saçlarını dağıtırken kendi ayılığına küfretti. Sanki mahalleden akranıyla konuşuyormuş gibi lanlı lunlu konuşmasına kızmış, koskoca doktor olmuş adamla konuşmayı bile beceremediğini düşünerek kendini ondan aşağı görmüştü.
"Ya... Öyle birden ağzımdan kaçtı kusura bakmayın Umut Bey. Ben sizi meşgul etmeyeyim, iyi akşamlar." diyerek bir karşılık beklemeden doktorun yanından uzaklaştı Hüseyin.
Zaten kaç gündür merak ettiği adamı daha ikinci cümlesinde kaçırmayı başardığı için aptallığını tebrik etti Umut. Hep böyleydi. Akıllı bir adamdı ama fazla alıngandı, küçük şeylerden bile hep bir mana çıkartırdı. O yüzden gerek arkadaş gerekse flörtlerinde hep sorunlar olur çoğu başlamadan biterdi. Hüseyin gitmişken kendisinin hala olduğu yerde kalmasına da bir tur kızıp oradan uzaklaştı.
"Ne oldu oğlum ne bu haller?" Söylene söylene yanına gelen arkadaşına bakarken ağzındaki dumanı sağ tarafına doğru üfledi Alperen.
"Bi sigara versene kardo!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA OĞLAN [BXB]
Teen FictionÖlümü tek kurtuluşu sanan kara oğlan ile mahalle abisinin imkansız hikayesi... +18