39.

1.9K 268 110
                                    


Alperen'in gözlerinden uyku aksa da birazdan kara oğlanını göreceği için heyecanlıydı. Dirseğini camın kenarına dayamış diğer eliyle de tespihini çekerken siyah gözlüklerinin ardından oğlanın apartmandan çıkışını gözlüyordu. Binanın camlı kapısı açıldığı an hedefine gözlerini dikmiş dudaklarındaki gülümseme fazla özlemiyle beraber yüzündeki yerini almıştı.

"Kaşlara bak kaşlara nasıl da çatmış Allah'ın huysuzu"

Miran'ın gözleri arabadaki adamla kesişince hemen başını eğip ona doğru yürüdü.  Her attığı adımda Alperen'in onu izlediğini bilmek heyecandan bedeninin gerilmesine neden oluyordu. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes alırken vakit kaybetmeden bindi.

"Hoş geldin Kara'm"

"Hoş buldum." derken gözlerini asla Alperen'e değdirmeden hızlıca kemerini bağladı. Onun bu hallerini hala kızgın olmasına yordu adam.Belki yüzünü güldürürüm diye Miran'ın dizinin üzerinde duran elini avcunun içine alıp üzerinden öptüğü anda kara oğlan panikle elini ondan çekip etrafa bakındı.

"Biri görecek, delirdin mi?"

"Delirttin kedi! "

"Bana mı sordun delirirken? Millet konuşursa başı yanan sen olursun!"

"Niye tek ben yanıyorum?"

"Ben köksüzüm. İki lafa giderim buralardan sen benim gibi değilsin."

Hiç düşünmeden giderim diyen oğlanın lafına bozulsa da çaktırmadı.Parmaklarının arasındaki tespihi sinirle vitesin oradaki boşluğa fırlattıktan sonra gözlüğünü de çıkarıp bir kenara koydu.

"Yine ağzından bal damlıyor Miran! Bindiğinden beri bir kere gözün gözüme değmedi, baksana bana!"

Kara oğlan gözlerini yanındaki adama çevirince onun suratındaki yorgunluğu fark etmemesi imkansızdı.  Ela gözlerinin beyazları kızarmış gözaltlarında mor halkalar kendini epey bi belli etmişti.  Yeni yıkandığı hala ıslak duran saçlarından belli olurken ondan gelen şampuan kokusunu ciğerlerine kadar çekmeden edemedi Miran.

"Sen hayırdır ya beni bırakıp gitmeler falan... Ulan zaten canım burnumda şurada iki gül yüzünü görüp de kendime geleyim dedim benim canımı sıkma kedi! Bi sikime beni bırakıp da gidemezsin! Şu dakikadan sonra sana bensiz hayat yok, aklına kazı bunu!"

"Bana öyle emirli emirli konuşup da damarıma basma Alp! İki öptün diye sahibim değilsin"

"La havle...."

Daha hal hatır soramadan ne hale gelmişlerdi. Arabadaki gerginlik saniye saniye artarken yine sinirlerini hakim olup alttan alan Alperen oldu. Derin derin nefesler alıp kendini sakinleştirirken Miran da ona bakmadan aynısını yaptı.  Daha on dakika önce Alperen'in yanına gideceği için evde heyecandan içi içine sığmazken şimdi ne haldeydiler. Birazdan Alperen ters bir laf etse de kendisini tutup ona zıt gitmeyecekti. Zaten az önce adamın söylediklerini biraz düşününce kötü birşeyde söylemediğine kendini ikna etti. İkili birbirlerinden habersiz birkaç dakika sessizce alttan almanın yollarını aradılar.

"Kara'm..."

Miran'ın kara gözleri saliseler içinde Alperen'in elalarını bulduğunda ses etmeden onun konuşmasını bekledi.

"Kızma bana... Tabi ki de sahibin değilim ama biz seninle dün bir yola çıkmadık mı?"

"Çıktık."

"Çıktık... İlk zorlukta bırakacak kadar mı seviyorsun beni?"

Sevmek?

Miran sevme kısmını şimdiye kadar hiç düşünmemişti. Daha doğrusu ondan çok hoşlandığını biliyordu ama hiç kendi içine dönüp de bu hoşlanmanın adına sevgi mi deniliyordu diye sorgulamamıştı. Gerçi onca sıkıntısının arasında nasıl bunu düşünecekti ki? Daha Alperen'in hayatındaki varlığını bile onun yokluğunun ağır korkusuyla anca kabullenebilmişti. Düşüncelere dalmışken bir anda kalbi öyle hızlı çarptı ki sevmenin farkındalığı sillesini sağlam geçirmişti Miran'a. Titreyen ellerini birbirine kenetleyip hızlanan soluklarının arasında kalın dudaklarını diliyle ıslattı. 

KARA OĞLAN [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin