27.

3.3K 366 210
                                    


Ferzan, yüreği ağzında hastanenin acil kapısından içeri koşarcasına girerken gözleri hemen tanıdık bir yüz aradı. Koridorun sonunda duvara yumruk atan Alperen ve onu tutmaya çalışan Hüseyin'i görünce adımları durmuş soluk soluğa onlara baktı. Kardeşinin durumunun ciddiyetini bilmiyordu ama Alperen'in bu halde görmek düşüncelerini daha da kötü hale getirdi.

Gidip nasıl olduğunu sorsa öğreneceği şeylerden öyle korkuyordu ki... Kardeşinin bir kere daha canına kıydığını duymayı kalbinin kaldırabileceğini hiç sanmıyordu.

"FERZAN!"

Ferzan'ı fark eden Hüseyin koridorun ortasında duran bitik adama seslenirken elini havaya kaldırıp gel diye çağırmıştı.

Duyacaklarının korkusuyla iki adamın yanına doğru yaklaştıkça Alperen'in ellerindeki kanları gördü. Kalbine giren keskin sancıyı görmezden gelirken o kanın sahibi kardeşi mi yoksa az önce yumruğunu duvara vuran Alperen'in mi bilmiyordu. Titreyen eliyle Alperen'in ellerini göstererek "Bu... Kardeşimin..." kanımı diye sormaya gönlü elvermedi.

Alperen, dağılmış haldeyken Ferzan'ın gösterdiği ellerine baktığında daha da fena oldu. Sırtını duvara yaslayıp olduğu yere çökerken başını iki elinin arasına aldı.

"Kardeşimin mi dedim! Miran ..."

"Ferzan... Birader sakin ol. Kardeşin içeride doktor bakıyor çıkarlar şimdi. "

Dillendirmek istemiyordu ama sormak zorundaydı

"K-kendine mi kıy-mış ?"

Alperen, Ferzan'ın ettiği lafla hangi ara çöktüğü yerden kalkıp adamın yakasına yapıştı bilmiyordu.

"LAN DOĞRU KONUŞ!"

Hüseyin, Alp'i Ferzan'dan ayırırken delirecekti artık. İkisi de aynı kişi için endişelenip daha ortada bir şey yokken bu kadar dağıtmalarına kızıyordu.

"Sikecem şimdi ikinizi de ha! Ulan bir sakin olun! Çocuk içeride can derdinde sizin şu halinize bak. Ciddi bir şey olsa burada tutarlar mıydı, az kafanızı kullansanıza!"

"Beyefendi haklı."

Dip dibe girmiş burnundan soluyan üç adam da arkalarından gelen yumuşak sese dönerken üzerindeki bembeyaz önlükle karşılarında dikilen sarışına baktılar.

"Kardeşim iyi mi doktor?" Bir adım öne çıktı Ferzan.

"Başına aldığı darbeden dolayı geldiğinde baygındı ama muayene ve tetkiklerde ciddi bir duruma rastlamadık. Tomografisinin sonuçlarına göre daha net bir sonuca varırız. Her ihtimale karşın bir gece müşahede altında kalacak."

"Görebilir miyiz?"

"İçeride çok kalmamak şartıyla bir kişi girebilir. "

Alperen, o kadar çok görmek istiyordu ki ama abisi varken göremeyeceğini de biliyordu.

"Teşekkürler..."

Deminden beri sarışın adamın çakır mavilerine bakmaktan ne dediğini bile doğru dürüst dinleyememişti Hüseyin. Karşısındaki güler yüzlü adamın önlüğün cep kısmında yazan ismini okumak için hafifçe eğildi Hüseyin.

"Umut Bey." Diyerek lafını tamamlarken sarışın adama gülümsedi. Aynı sıcak gülümsemenin karşılığını doktordan da almıştı.

"Ne demek, görevimiz. Sonuçlar çıkınca tekrar konuşuruz. Geçmiş olsun." der demez adamların yanından ayrılırken üç adam da aldıkları iyi haberle rahat bir nefes alabilmişlerdi. Ferzan hemen kardeşinin yanına giderken Alperen, metal banklardan birine oturmuş kara gözlüsü iyi olduğu için şükretmekle meşguldü. Hüseyin ise bildiğimiz Hüseyin işte... Aşka tövbeli olan adam ileride başına geleceklerden habersiz öylece arkadaşının yanında oturmuş gelen gideni izliyordu.

KARA OĞLAN [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin