2. bölüm : TANIŞMA

4.5K 257 83
                                    

Hava karanlıktı ama Ankara’nın en ışıltılı sokaklarından birindeydim. Trafiğin kısmen kapalı olduğu kalabalık bir yolda yürürken sağımda ve solumda ki eğlence mekanlarına bakındım. Bu yerlere eğlence mekanı demek ne kadar doğruydu bilmiyordum. Çünkü, dışarda olmama rağmen çok ağır alkol kokusu  ve yüksek sesle çalan müzik buraya kadar geliyordu. Yüzümü buruşturarak cebimdeki kağıdı çıkardım ve generalin yazdığı dükkanın adına baktım. Tam karşımdaydı. En ışıltılı, en göz kamaştırıcı ve en büyük eğlence mekanıydı. Birol komutan, yani yardım edeceğim asker buradaydı. Her gece bu eğlence mekanına geliyor ve burada sabahlıyordu. General her ne kadar onun eğlenceye ve bu tür şeylere düşkün olmadığını, hatta hiç sevmediğini söylese de, Birol komutan son zamanlarda buraya sıkça geliyor ve çok büyük paralar harcıyormuş.

Derin bir nefes alarak gergin bir şekilde eğlence mekanının kapısına yöneldim. Kapıda iki tane badyguard vardı ve beni görmeleriyle ikisi de başını sallayarak, ‘’ Hoşgeldiniz. ‘’ demişti. Hiçbir şekilde kimlik kontrolü yapmadan sadece gelişi güzel bir şekilde üzerimi aramışlardı. Ankara gibi bir yerde ve insanların içerde eğlendiği bir mekanda, güvenlik  çok gevşekti. Ama bu güvenlik meseslesi içeri girdiğimde gördüğüm şeyle adeta kendisini unutturmuştu. Her masada en fazla iki adam, onların yanında ise en az iki yarı çıplak bayan vardı. Hissettiğim kadarıyla bayanlar buraya gelen erkeklerin sevgilisi ya da arkadaşı olacak değildi. Çünkü hangi erkek sevgilisini ya da kız arkadaşını böyle leş bir ortama sokardı ki? Alkol tüketimi şu tarafta dursun, sadece renkli spot ışıklarının aydınlattığı bir yerde yoğun sigara dumanından göz gözü görmüyordu. Burası resmen batakhaneydi. Yüzümü buruşturarak cep telefonumu çıkardım ve Birol komutanın resmine dikkatlice baktım. Bu generalin bana gönderdiği çok eski bir askeri fotoğraftı. Şimdi değişmiş olaiblirdi, sakalı ve bıyığı olabilirdi ve ben onu tanıyamayabilirdim.

Sabır dilenerek elimde telefon, kalabalığın arasında komutanı aramaya başladım. Hiç haz etmezdim böyle yerlerden. General, buraya kadar bana refakat etmek istese de kabul etmemiştim. Sonuçta Birol komutan beni bakıcısı, hizmetçisi olarak biliyordu. En önemlisi de tedavi sürecinin başlangıcında birilerinin etkisi olmadan beni tanısın istiyordum. Belki general yanımızda olduğu için ondan çekinecekti ve gerçek duygu ve düşüncelerini benden gizleyecekti. İşte bu durum bir psikolog olarak hiç istemediğim şeydi.

‘’ Oğlum, şu şampanya da komutanın masasına. ‘’ diye duyduğum sesle arkamı döndüm. Orta yaşlı bir adam elindeki şişeyi genç bir garsona tutuşturmştu. Genç yanımdan geçip giderken bende hiç vakit kaybetmeden onu takip ettim. Sanırım burada tek komutan oydu.

Garson sahnenin tam da önündeki masaya gelip şampanyayı patlamasıyla irkilirken masada ki kişilere baktım. Komutanın arkası bana dönüktü ve kollarını iki yana açarak bir tarafına esmer bir bayan, diğer tarafına da sarışın bir bayan almıştı. Masa alkol ve mezelerle donatılmış, bir çatal dahi koyulacak yer kalmamıştı. Komutan gevşek bir şekilde bi sağ tarfındaki bayanı, bir sol tarafında ki bayanı öpüp kokluyor, kulaklarına bir şeyler mırıldandıyordu. Hasta olduğu kadar çapkındı da. ‘’ İşimiz var bunla. ‘’ diye mırıldanarak masaya doğru adımladım.

Yayvan bir şekilde oturan komutanı görmemle yerimde kalakalmış, adeta tesir altına girmiştim. Esmer teninin üzerinde bulunan hafif sakalları ve bıyıklarıyla, kurşun rengi gözleriyle, kalemle çizilmiş kadar doğru kaşları ve hokka burunuyla adeta beni büyülemişti. Üzerine giydiği siyah gömlek ise kalıplı vücüdunu sarmış, yakışıklılığına karizma katmıştı. Komutan olduğunu bilmesem model falan zannederdim heralde .  Yanındaki kızların ise neden burada, onun yanında olduğunu anlamak güç değildi. 

Şaşkın ve hipnoza girmiş bir halde bu adama bakarken başını kızın boynundan kaldırıp kısılan gözleriyle bana bakmasıyla, ben de anında gözlerimi kırpıştırarak hipnozdan çıkmıştım. Muhtemelen alkolün etksisiyle sarhoş olduğu için baygın bir şekilde bana bakarken elimi uzattım ve ‘’ Merhaba, ben sizin yeni yardımcınızım. ‘’ dedim. Sesim titremişti. Kruşun gözleri önce uzattığım elime ve sonra da başdan aşağı beni süzer gibi değerken nasıl titremezdi ki?

İMGELER -  GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin