Öğle arasından önce son danışanını uğurlayan Doğuş, yemek yemeye çıkmamış, öğünü bir kahve söyleyerek geçiştirmek istemişti. Danışanın onunla paylaştığı acı şeyler, onu çok üzmüş ve hayaliyle iştahını da kaçırmıştı.
Masasına oturmuş ve boşluğa bakarak dalmıştı. ' Kötü insanlarla aynı dünyayı paylaştığımız yetmezmiş gibi, bunlardan kurtulmak nasıl bizim elimizde olmaz? ' diye düşünüyordu.
( İlk defa paylaştığım için :) )
Kocasından şiddetli bir şekilde şiddet gören ve bu duruma katlanmak zorunda kalan danışanın hayatı, yaşadıkları onu çok etkilemiş ve sarsmıştı. Sadece çocukları için eşinden boşanmayan bu kadın, bir milli eğitim müfettişiydi. Bu zorluğa ve bu şiddete maruz kalan sadece ev hanımları değildi. Nice okul okumuş ve itibar sahibi kadınlar eşlerinden şiddet görüp, bu şiddeti sineye çekiyorlardı.
Bu tür insanlara dışarıdan ' Niye boşanmıyorsun? ' diye yaftalamak ve eleştirmek çok yanlıştı. Çünkü hiç kimse, hiç kimsenin hayatını, hikayesini ve bu duruma ses çıkarmadığı sebepleri bilemezdi. Öyle ya hepimiz birbirimizi dışardan tanırdık. Ama kimse evde birbirimizin özel dediğimiz hayatlarımızı bilmezdik.
Kapısının çalmasıyla, gözlerini kırpıştırarak düşüncelerden uyanan Doğuş, " Gel Fazilet abla. " dedi.
Elinde tepsiyle içeri giren kadın yavaşça kahve fincanını masaya bıraktı ve " Bir şeyler hazırlayıp getireyim, yemeden olmaz. " dedi.
Doğuş yüzünü ekşiterek başını sağa sola salladı ve " Canım istemiyor abla. Sağol. " dedi. Daha günün yarısı bile olmamışken çok yorulmuştu. Her seans sonrası böyle olsa da, insanlara yardım etmek ve biraz olsun yaralarının artık o kadar can yakmayacak hale getirmek ona yetiyor, bu mesleği sevdiriyordu.
Kahvesini önüne çekip bir yudum alırken, biraz olsun vücudu gevşemişti. Sırtını koltuğa yaslamış ve önündeki ajandasına göz gezdirirken, kadının " Sırada ki hastanızda geldi. Dün akşamdan beridir bekliyor. " demesiyle ona baktı.
Afallayan Doğuş, " Niye bekliyormuş? Önceki hastalardan, ya da yakınlarından biri mi? " diye sordu.
Kadın dudaklarını büzerek bir fikri olmadığını ifade ederken " Sanmam. Randevu ismi daha önce kayıtlarda bulunmuyor. " dedi.
Hitap etme bakımından da olsa ismini bile sormadan " O zaman çağır gelsin. " dedi Doğuş. Yemek yemeyeceği için bilmediği bu kişiyi boş yere bekletmek istememişti.
...
Doğuş, masasında oturmuş, kahvesini yudumlayıp danışanını beklerken kapıdan giren kişiyi görmesiyle afallamış, garip soğukluk tüm vücuduna yayılmıştı.