21. bölüm : TACİZ SKANDALI

2.4K 159 141
                                    

Onu kaybetmekten korktuğum için psikiyatrist kimliğimi saklamam tahmin ettiğimdende kısa sürmüştü. Meğer o, buraya ilk geldiğimde beni araştırmış ve kim olduğumu öğrenmişti. O kadar yalnız hissediyor ve o kadar birilerine muhtaçtı ki, en korktuğu kişiye bile güvenmek zorunda kalmış, tabiri caizse denize düşüp yılana sarılmıştı.

O gece ateşli öpüşmeden sonra beni kucağına alıp odasına götürürken gerçekten de ondan çok korkmuştum. Asla birlikte olmak istemesem ve buna kendimi hazır hissetme de görünen tamda oydu. Benden güçlüydü ve en önemlisi intikam almak istercesine öfkeliydi. Bana zorla sahip olacak ve kullanacak diye korksam da o sadece beni yatağa yatırmış ve üzerimi örtmüştü. Bu bana pek çok şey anımsatıp düşünürse de o gece ilk defa onun koynunda huzurla uyumuştum.

Her ne kadar huzurlu uyusam da sabah kalktığımda kendimi çok kötü hissetmiştim. Neden böyle kendimi kötü hissetmiştim bilmiyordum. Belki kendimden utanmıştım belki de her şeyin artık eskisi gibi olmayacak diye korkuyordum. Birol, kollarını bana dolamış uyurken yavaşça kalkmış ve kollarını üzerimden çekmiştim. O yatakta hala uyumaya devam ederken odama gitmiş ve uzun uzun düşünmüştüm. Bundan sonra ne olacaktı? Biz şimdi neydik?

...

Sabah kahvaltıyı yaptıktan sonra doğruca alışveriş merkezine gitmiştik. Hem eve hemde Birol'un ailesine hediyelik eşyalara bakacaktık. Birol, kahvaltıyı yaparken dün gece ki yaşadıklarımızı adeta unutmuş gibiydi. Artık kim olduğumu bilmesine rağmen bu konuyla ilgili hiçbir soru sormamış, konusunu dahi açmamıştı.

Bahsettiğim şey sadece bu değildi. Biz neydik? Dün gece öpüşmemize rağmen bu sabah bana hiçbir yakınlık kurmamıştı. Kaba veya istemediğim şeyler söylemiyordu ama uzaktı sanki. Ya dile getirip beni utandırmak istemiyordu ya da beni daha önce yaşadığı tek gecelik bir kaçamak gibi görüyordu. Bu gerçek anlamda beni bitirirdi işte. Psikolojik bir hastalığının olduğunu biliyordum ama bir insan sanki hiçbir şey yaşanmamış, normal bir günmüş gibi davranabilir miydi? 

" Annen nelerden hoşlanır, ona ne alacaksın? " diye sordum yanımda yürüyen adama.

Gözünü raflardan ayırmadan, " Bilmem. Mutfak eşyası alsak olur. Sever böyle şeyleri. " dedi.

Birol, babasını çok seviyordu ve bu büyük alışveriş merkezine ilk geldiğimizde onun hediyesini almıştı. Özenle içlerinden seçtiği bir çakmak ve bir tesbih almıştı onun için. Çakmak işlemeli ve oldukça pahalı, tesbihin görkemi ise çalmaktan aşağı kalır bir yanı yoktu. Bende bu tür bir boncuğu ilk defa görüyordum.

" Kardeşin varmı? " diye sordum bu sefer. Ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

" Var ama büyükler. Asıl yiğenlere bir şey almak lazım. " dedi gülümseyerek. Onun gülmesiyle bende bende gülmüş, hafifçe tebessüm etmiştim. Çocukları çok seviyor olmalıydı.

Birol'la birlikte yiğenleri için bir şeyler bakarken bu konuda seçimi ' Sen bilirsin. ' diyerek tamamen bana bırakmıştı. Raflarda bir sürü oyuncak, boyama kitapları falan vardı. Hepsine göz gezdirip yavaş yavaş yürürken bir anda duyduğumuz seslerle Birol'la birbirimize baktık. Sesler, her geçen saniye artıyor, sanki kavga varmışcasına büyüyordu.

Birol mesleğinin de getirdiği duyguyla hemen seslerin geldiği yere doğru büyük adımlarla yürürken bende elimdeki alışveriş arabasıyla onu takip ediyordum.

Kasanın önünde adeta izdiham vardı. 20 - 25 kişilik kalabalık bir grup toplanmıştı. Sesler ve küfürler havada uçuyordu. Birol, kalabalığı yarıp içlerine girerken ben çatılan kaşlarımla kenarda duruyordum.

" Noldu? Nolmuş? " diye sordum benim gibi kenarda korkuyla kalabalığı izleyen bir kadına.

Kadın kalabalıktan gözlerini ayırmadan " Biri kıza taciz etmiş galiba. " demesiyle kaşlarım çatılmıştı. Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Hemde Ankara'nın en kalabalık AVM sinde.

İMGELER -  GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin