Neva'nın imha edeceği depoya geldim ve kar maskemi taktıktan sonra gizlenecek bir yer ararken elindeki dürbünle bizimkileri izleyen birinin olduğunu gördüm, silahına davranmadığı için bir süre ne yapacağını anlamak için bekledim ve başka birileri var mı diye etrafı iyice kontrol ettim. Depodakiler hariç çevrede sadece bu adam vardı ve yanında beklettiği silaha bakılırsa Neva'nın tahmini doğru çıkmıştı.
Birileri bizi satmıştı ve kalabalık gelirlerse Neva'nın kurtulacağını bildikleri için keskin nişancı yollamışlardı, bizi satan her kimse taktiksel olarak akıllıydı ama bir o kadar da aptaldı.
Bir süre bizimkileri izledikten sonra adam eline telefonunu aldı ve tahminimce kamerayı açtı, daha sonra telefonu bir yere dayayarak sabitledi ve silahı eline alıp nişan almak için hazırlandı. Belli ki birilerini vuracaktı ve bunu kayda alacaktı, birileri Vanaç'ın kaybedişini izlemek istiyordu.
Adamın silahı eline almasıyla belimden tabancamı çıkardım ve sessizce yaklaşmaya başladım, insanlar kendisine uzun süre bakıldığında bunu hisseder diye sadece birkaç saniye adama bakıp geri gökyüzüne bakarak ilerledim ve adamın ruhu bile duymadan tam arkasına ulaştım.
Adam birkaç saniye dürbünü ayarladıktan sonra işaret parmağını tetiğe götürdü ve derin bir nefes aldıktan sonra tam silaha davranacakken arkasından silahımı kafasına dayadım.
"Eğer aldığın nefesi geri vermek istiyorsan parmağını tetikten çek." Adam birkaç saniye öylece durduktan sonra yavaşça elini tetikten çekti ve tam bana döndüğü sırada bir bıçak salladı, reflekslerim sayesinde salladığı bıçaktan kurtuldum ve eline sert bir tekme atıp bıçağı düşürdüm.
"Göndere göndere seni mi gönderdiler? Ben daha profesyonel birini bekliyordum, sen baya acemi çıktın." Arkadan deponun patlama sesi geldi ve Vanaç görevini her zaman olduğu gibi başarıyla tamamladı.
"Şimdi sana seni kim gönderdi gibi klişe bir soru sormayacağım, eğer mermiyi kafana yemek istemiyorsan yapman gereken tek şey benim dediklerimin dışına çıkmamak." Yeni bıçaklarım dururken silaha ne gerek var?
"N-Ne istiyorsun benden?"
"Güzel, demek acemi olduğun kadar salak değilmişsin." Elime bir aydınlatma fişeği aldım ve bizimkilere yerimizi gösterdim, Vanaç dışında kimse benim burada olduğumu bilmediği için beni de düşman sandılar ve bir süre sonra etrafımızı sardılar.
"At silahını, sakın yanlış bir şey yapayım deme." Onlara alayla baktım ama yüzümdeki maskeden dolayı bunu görmediler, artık bu seferlik ses ile idare edecekler.
"Besle kargayı oysun gözünü dedikleri bu olsa gerek."
"Talya?" Herkes şaşkınlıkla bana baktı.
"Hani sen ofiste kalıyordun?" Herkes silahını yakaladığım adama doğrulturken kollarımı kaldırdım ve etrafı gösterdim.
"Bana her yer ofis."
"Anlaşıldı."
"Neva nerde?" Arkamdan bir ses yükseldi.
"Burdayım, senden işaret gelmeyince hakikaten ofiste kaldın sandım." Arkamı döndüm ve Neva'ya az önce yakaladığım adamı işaret ettim.
"Arkadaş VR gözlüklerle sizi izliyordu, ben de seyir zevkini bozmayayım dedim." Neva adama yaklaştı ve depoyu işaret etti.
"Eğer seni o depoya atmamı istemiyorsan dediklerimizi harfi harfine yapacaksın, anladın mı beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VANAÇ VE VANERT
Mystery / ThrillerDevletleri yok etmek için kurulan gizli bir örgütün başı olan Vanaç masasındaki haini bulmak için türlü oyunlar oynar ve oklar masadaki en güçlü ikinci kişi olan Vanert'i işaret eder. Vanaç haini doğru bulmak zorundadır çünkü hain kabul edilen kiş...