49. BÖLÜM: ACIMASIZ KARDEŞLER

20 2 0
                                    

Neva

Nihayet Taralan binasının önüne geldiğimizde Talya'nın adamları çoktan etrafı sarmıştı, onlara Gazel'i ve bagajdaki Kenan'ı almalarını söyleyip arabadan indim ve bacaklarımın acısını umursamadan hızlıca toplantı salonuna girdim.

"Neva." Talya hemen bana doğru adımladı ve sıkıca sarıldık, sarılırken karnım çok acıdı ama endişelenmesin diye sesimi çıkarmadım. Eve gider gitmez morlukları fondötenimle kapatır ve birkaç güne toparlanırdım.

"İyi misin, bir yerine bir şey oldu mu?" Başımı olumsuz anlamda salladım.

"İyiyim, merak etme." Gözlerimi açtığımda tek kaşını kaldırarak bana bakan Vanert'i gördüm ve diğerlerine belli etmeden iki kaşımı havaya kaldırıp indirdim.

Bir süre sarıldıktan sonra ayrıldık ve Talya'ya baktım, gözlerinde öfke ve mutluluk vardı ama bunların yanına hüzün de eşlik etmişti. Öfkesinin ve mutluluğunun sebebini biliyordum ama neden hüzünlü olduğunu anlamamıştım, ta ki tüm Taralan üyelerine göz gezdirene kadar.

"Pala?"

"Gitti, bir süre evden çalışacakmış." Talya'nın içten içe ağladığını anladım, diğerlerine karşı güçsüz görünmemek için o da benim gibi kendini kasıyordu. Altun kardeşlerin kaderi buydu, her an güçlü durmak zorundaydık.

"Anladım." Talya'ya bir kez daha sarıldım ve yalnız olmadığını hissetmesini istedim, belli ki bu gece yalnız kaldığında yıkılacaktı ve kalkmasına yardım etmem gerekiyordu.

"Sana Gazel'i getirdim, bu gece beraber ders anlatalım mı?" Talya Gazel'in burada olduğunu duyunca geri çekildi ve daha önce hiç görmediğim bir öfkeyle Taralan üyelerine döndü.

"Bu dersi dinlemek zorunlu, gelmek istemeyeni dersime malzeme yaparım." Tüm üyeler korkuyla Talya'ya baktı, onun bu halinden ben bile ürkmüştüm. Gözlerini kan bürümüştü ve Gazel'i hiç iyi şeyler beklemiyordu, büyük ihtimalle Pala'nın gitmesinin etkisiyle bu gece normalden çok daha vahşi olacaktı.

Herkes korkuyla başını olumlu anlamda salladığında Talya toplantı salonundan çıktı ve büyük ihtimalle Gazel'i görmeye gitti, onun çıkmasıyla üyeler birbirine baktı ama kimse bir şey diyemedi. Birbirlerine bakma nedenlerini bildiğim için acaba biri söyler mi diye birkaç saniye bekledikten sonra dudaklarımı araladım ve konuşmaya başladım.

"Hakkınızı aramaktan korkmayın, yargı toplantısının ne zaman olacağını sormak en doğal hakkınız." Hiçbirini zor durumda bırakmamak için soru gelmeden cevabını söyledim.

"Şu geceyi atlatıp örgütü başka birinin bilmediğinden emin olalım, gizlilik ve güvenlik açığı olmadığı zaman toplantımızı yaparız." Üyelere baktığımda gözlerindeki korku biraz da olsa azalmıştı ama hâlâ kimse konuşmuyordu, hepsi sadece kararımı anlayışla karşılayıp başını sallamakla yetinmişti. Bu gece olanların tekrarını yaşamamak için güvenlik ve gizlilik çok önemliydi, bunu sağlayana kadar vakit istemem herkese normal gelmiş olmalıydı.

"Kimse için sorun yoksa artık çıkalım, gecemiz uzun." Toplantı salonundan çıkacakken Vanert sert olmayacak şekilde kolumu tuttu.

"Biraz vaktin var mı?"

"Ne için?" Şu an soru cevaplayacak halim yoktu, sadece bu gecenin bir an önce bitmesini istiyordum."

"Uzun bir şey değil, sadece bir iki dakika." Başımı olumlu anlamda salladım ve diğer üyeler çıkana kadar bekledikten sonra kapıyı kapattım.

VANAÇ VE VANERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin