VANAÇ VE VANERT

3. BÖLÜM: SAHTE SARHOŞLUK

Planımı uygulamaya başlamadan önce Sare'nin bu gece güvende olduğundan emin olmalıydım, bu yüzden hemen Doru'yu aradım. Doru ile beni Koral tanıştırdı ve daha ilk konuşmamızda Doru ile birbirimize çok benzediğimiz ortaya çıktı. Doru zeki, hırslı, planlı ilerleyen ve kurnaz bir insandı ama bana kalırsa Doru'nun bir kusuru vardı. Doru fazla merhametli biriydi, kendine taş atana ekmek atardı ve bu yüzden insanlar Doru'dan hiç çekinmezdi. 

Doru telefon bir süre çaldıktan sonra nihayet açtı.

"Selam Doru, nasılsın?"

"İyiyim sağ ol, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim teşekkür ederim, eğer müsaitsen senden bir şey isteyebilir miyim?

"Tabii ki, söylemen yeter."

"Şuan Sare ile her zaman geldiğimiz kulüpteyiz ve Sare aşırı sarhoş. Ben evime gidebilirim ama o..." Doru konuşmamı bitirmeye fırsat vermeden lafa girdi.

"Tamam anladım, hemen geliyorum. Ben gelmeden Sare'yi yalnız bırakma."

"Tamam ben şu an yanındayım, seni bekleyeceğiz."

Doru telefonu kapatmadan hemen önce bir araba sesi duydum, belli ki buraya en kısa sürede gelecekti. Doru ve Sare kardeş gibilerdi ve her zaman birbirlerini korurlardı. Sare'yi gözüm arkada kalmadan ona bırakabilirdim çünkü Doru asla Sare'den faydalanmaya çalışmazdı.

1 Saat Sonra

Doru aramamdan yaklaşık 20 dakika sonra geldi ve Sare'yi alıp götürdü. Beni de bırakmak istedi ama burada işim olduğu için kabul etmedim. Artık saat gece bir olmuştu ve planımı başlatmak için hazırdım. İlk önce dikkatini çekmek için tüm masalara birer şişe içki yolladım ve eğer onu tanıyorsam o bu jestin altında kalmayıp daha büyük bir jest ile karşılık verecekti.

Garson ona şişeyi götürürken bilerek ona sırtımı döndüm, böylece kim olduğumu merak edecek ve yanıma gelecekti. Ondan sonra yaşanacaklar ise tamamen benim oyunculuğuma bağlı olacak.

Fazla zaman geçmeden garson bana iki şişe getirdi ve ben de şişeleri alıp içmeye başladım, sarhoş olmayacağımdan emindim çünkü her şey kontrolüm altındaydı.

15 Dakika Önce

Gördüğüm en genç garsona doğru ilerledim ve onu bizi kimsenin göremeyeceği bir yere çektim. Garson bana kızgın ve şaşkın bir ifade ile bakarken hiç beklemeden söze girdim.

"Sadece küçük bir iyilik yaparak 10.000 dolar kazanmak ister misin?"

Onun için iyi bir para olan bu miktar benim için önemsizdi, sadece bir saatte bu parayı yüzlerce kez kazanıyordum.

Garson parayı duyunca bir anda afalladı ve alık alık yüzüme baktı. Hayatında daha önce böyle bir meblağ teklif edilmediği için afallamıştı. O öyle bakınca ben de Ender'i göstererek lafıma devam ettim.

"Saat tam bir olunca herkese birer şişe içki yollayacağım ve bu beyefendiye içkiyi sen götüreceksin. Beyefendi eğer bana karşılık olarak içki gönderirse sen bana içki yerine vişne suyu getireceksin, anlaştık mı?"