2 Hafta Sonra
"Anladığım kadarıyla kardeşinizin hayatından endişe ettiğiniz için bu rüyaları görüyorsunuz, belki kardeşiniz kendini savunmayı öğrenirse bu kabuslardan kurtulabilirsiniz." Olabilir, belki de Sofya'nın başına bela açmasından korktuğum için onun ölümünü görüyor olabilirim.
Peki neden rüyamın başında iş arkadaşımı görüyorum." Psikolog birkaç saniye düşündü ve cevap verdi.
"İş arkadaşınıza ilgi duyuyor olabilirsiniz, belki de zihninizin derinlerinde ona karşı hisleriniz vardır." Ben... Vanaç'a... Hadi be ordan. İsterse dünyanın en güzel kadını olsun, yine de aramızda bu rekabet oldukça ona karşı bir şey hissetmem.
Psikoloğa gördüğüm rüyaları üstü kapalı şekilde anlatmış ve Vanaç'tan iş arkadaşım diye bahsetmiştim, kalkıp tanımadığım birine örgütü anlatacak değildim sonuçta. Aramızdaki rekabetin ölümcül olduğunu ve kanlı bir oyunda olduğumuzu söyleseydim üçüncü seansımda olmak yerine onu ilk seansta öldürürdüm, hakkımdaki her şeyi bilmemesi ikimiz için de en iyisiydi.
"Ona karşı duyduğum tek his onu yenme isteğim."
"Peki bu aralar onunla fazla rekabet halinde misiniz?" İki haftadır Talya'nın işlerini hallettiği için pek benimle uğraşmamıştı ama yine de aramızdaki rekabet sürüyordu.
"Evet."
"O zaman onu rüyanızda görmenizin nedeni bu olabilir, onu çok kafaya taktığınız için zihniniz size oyun oynuyordur." Vanaç yetmedi, şimdi bir de zihnim benimle oynuyor.
"Peki ne yapmam gerekiyor, uykusuzluktan kafayı yemek istemiyorum."
"Bana iş arkadaşınız yanınızdayken uyuduğunuzda kabus görmediğinizi söylemiştiniz, belki bu durumu ona söylerseniz size yardımcı olabilir." Tam itiraz edecekken psikolog konuşmama izin vermedi ve konuşmaya devam etti.
"En azından öğle molasında yan yana oturabilirsiniz, böylece arkadaşınız yemeğini yiyip dinlenirken siz de biraz kestirirsiniz." Oldu, Vanaç bunun öğrensin de iyice üzerime gelsin. Ben zaten onun haberi olmadan uykularıma kavuşmak için gelmiştim ama psikoloğun her çözümünde Neva vardı, psikolog bile Vanaç'ın tarafındaydı.
"Anladım, tavsiye için teşekkür ederim." Psikoloğun yanından ayrıldım ve arabama bindim.
"Bu psikolog bir işe yaramaz." Sinirle direksiyona vurdum ve kafamı toplamaya çalıştım, dart oklarım çoktan bitmişti ve uykusuzluktan kafayı yemek üzereydim. Uykusuzluktan başım ağrıyor ve gözlerim acıyordu ama uyuyunca da kabus görüp geri kalkıyordum, eğer iş bu psikoloğa kalırsa aylarca uykusuz kalırdım. Bana başka bir çözüm lazımdı, hızlı ve kalıcı bir çözüm.
Normalde uyku ilacı alacaktım ama bağımlılık yaptığını öğrenince almaktan vazgeçtim, ilacı uzun süre kullanmak karaciğerimi kötü etkileyeceği için bir dertten kaçarken başka bir derde yakalanmak istemiyordum. Sağlığımı bozmadan bu kabuslardan kurtulmalı ve uykularıma geri kavuşmalıydım, aksi halde ya aklımı kaçıracaktım ya da sağlığımı bozacaktım.
"Bok var kılıç savaşı yapıyorsun, efendi gibi tokadını yiyip otur işte." Keşke dikkatini dağıtıp onu köşeye sıkıştırmasaydım, kılıcı elinden düşürür düşürmez maçı bitirip kurtulsaydım.
Sinirlerim tepemdeyken telefonum çalmaya başladı, kabuslarımın kaynağı arıyordu. Belli ki iki hafta süren ateşkesi bitirme kararı almıştı, yine gece gündüz her yer Neva olacaktı.
"Ne istiyorsun?"
"Sana da merhaba Ender, hayırdır bu neyin siniri?" Neyin siniri olacak, senin sinirin tabii ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VANAÇ VE VANERT
Mystery / ThrillerDevletleri yok etmek için kurulan gizli bir örgütün başı olan Vanaç masasındaki haini bulmak için türlü oyunlar oynar ve oklar masadaki en güçlü ikinci kişi olan Vanert'i işaret eder. Vanaç haini doğru bulmak zorundadır çünkü hain kabul edilen kiş...