Sevda'nın mezarı başında oturup ne yapacağımı düşünürken birinin bana yaklaştığını hissettim ve arkama döndüm, karşımda Ecmel vardı.
"Maske yakışmış." Elimi çıkarmak için maskeme götürdüm.
"Çıkarmana gerek yok, zaten yıllardır görünmeyen bir maske takıyormuşsun." Beni hiç tanımıyordu, ben maske takmıyordum, maskeler beni takıyordu.
"Gerçekte kimsin sen, bana gösterdiğin Neva mı yoksa örgüttekilerin gördüğü Vanaç mı? Örgütten olmayanları mı kandırıyorsun, yoksa örgüttekileri mi?"
"Bunu asla bilemezsin, eğer yeterince akıllıysan bu sorunun cevabını kendin bulursun." Bana doğru birkaç adım atıp yanıma oturdu.
"Çok karmaşıksın, kafam da çok karmaşık."
"Taralan masasında oturan kimseye güvenme, hatta bana bile."
"Sana bana bile güvenme demiştim, ben kartları açık oynuyorum. Bu kadar açık olmama rağmen bana karmaşıksın diyorsun, ben mi karmaşığım yoksa siz mi gözünüzün önünü görmüyorsunuz?"
"Bilseydim söylediğin her şeyi not alırdım, kim bilir daha neler kaçırdım?"
"Hey, hile yaptın!"
"Kazanmak için her yol mübah, hem ben sana hile yapmam demedim."
"Ben sana not alma demedim, neler kaçırdığını tahmin bile edemezsin." Elini uzatıp maskemi çıkarmak için davrandı ama izin vermedim, elini yavaşça ittirdim ve maskemi kendim çıkardım.
"Aklında bulunsun, maskelerimi sadece ben çıkarırım." Elini tekrardan uzattı ve bu sefer hafifçe çenemi tuttu.
"Peki bu maskeni çıkaracak mısın?" Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır, ben öldükten sonra bile bu maske düşmeyecek."
"Belki bir gün o maskeyi kendi isteğinle bırakırsın, olamaz mı?" Elini çenemden çekip Vanaç maskeme uzattı, maskeyi alıp alamayacağını anlamak için hafifçe çekti ama maskemi ona vermedim. Maskeyi ona vermeyince Ecmel biraz bana doğru kaydı ve maske benim ellerimdeyken dokunmaya başladı, maskemin altın yılan işlemesi yerine siyah yerine dokunuyordu.
"Belki bir gün karanlıktan çıkmak istersin, beyaz bir ışık seni aydınlatır?" Söylediği şeye güldüm.
"Sen de Vanert gibi beyaz maske takacaksın sanırım, dikkat et kirlenmesin."
"Vanert?"
"Ender, unuttun mu?" Elini alnına götürüp birkaç saniye ovuşturdu.
"Doğru, bir an unuttum." Vanert yerine geçerken şaşkın şaşkın Talya ve bana bakıyordu, büyük ihtimalle ondan unutmuştu.
"Toplantıda sana o kadar laf etti, ne çabuk unuttun?"
"Laf mı etmişti, ben o sıra sana odaklandığım için duymadım." Vanert şunu duysa sinirden delirirdi.
"O an neyi neden yaptığını anlamaya çalışıyordum, sonuçta yıllardır herkesin canına okuyan Vanaç'ı tanımak kolay değil."
"Beni tanıyamazsın, en fazla tanıdığını sanırsın." Bunu da kenara not etse iyi olurdu, ileride bu sözü ona hatırlatmak istemiyordum.
"Ayrıca Vanert'e dikkat etsen iyi olur, kendisi örgütteki en yüksek ikinci koltukta oturuyor ve benim irademi temsil ediyor. Her ne kadar rakibim olsa da bana bağımlı, gücünü tamamen benden alıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VANAÇ VE VANERT
Mystery / ThrillerDevletleri yok etmek için kurulan gizli bir örgütün başı olan Vanaç masasındaki haini bulmak için türlü oyunlar oynar ve oklar masadaki en güçlü ikinci kişi olan Vanert'i işaret eder. Vanaç haini doğru bulmak zorundadır çünkü hain kabul edilen kiş...