40. BÖLÜM: SORU YAĞMURU

12 3 0
                                    


İki elimi çenemin altına koydum ve Vanert'in ilk sorusunun ne olduğunu bildiğim için ona eş değer bir soru bulmaya çalıştım, cevap basit olduğu için basit bir soru sormalıyım.

"İki gün önceki gece o içkiyi içmiş olmamdan neden korktun?"

"Kenan o içkiyi içseydin seni öldürürdü, senin yüzünden koltuğumu kaybetmek istemedim." Zamanında sana o koltuğu veren benim, ben olmasam o koltuğa rüyanda bile oturamazdın sen.

"Yalan söylersen yalan söylerim Vanert, ya dürüst ol ya da benden doğru bir cevap bekleme." Tavsiyelerime hiç uymuyorsun Vanert, sana daha kaç kere senden daha iyi yalan söyleyen birine yalan söyleme demem lazım.

"Ayrıca Kenan'ın yanındayken olanı değil odadayken korkmanı soruyorum. Hani şu kapıyı açmak istediğimde beni durdurmuştun ya, ondan sonrası."

"Neden bunu soruyorsun?" Bıkkınlıkla nefesimi verdim.

"Her soruma neden soruyorsun diyeceksen bu iş yaş, cevabını vereceksen ver yoksa soru sorma." Vanert birkaç saniye düşündü ve sonra cevap vermeye karar vermiş olacak ki dudaklarını araladı.

"Benimle madde etkisindeyken birlikte oldun sandım, kendinde değilken senden faydalanmış olmaktan korktum." Yalan söyleyip söylemediğini anlamak için tüm vücut hareketlerini inceledim ama yalan söylediğine dair bir işaret bulamadım, Vanert doğru söylüyordu.

"İçmediğim çok barizdi, boş yere korkmuşsun."

"Biliyorum, sadece o an aklıma gelen ihtimalle beynim durdu." Normalde onunla biraz dalga geçerdim ama bu konuda hassas olduğunu görünce üzerine gitmedim ve ona istediği cevabı verdim.

"Sana müdürün tehdit edildiğini söylediğim zaman telefonu kapatmadın, ben de arkamdan söylediklerini duydum."

"Ne?" Vanert şaşkınlıkla bana baktı.

"Sen gizlice beni mi dinledin?" Alt tarafı birkaç cümle duydum, o kadar.

"Başka ne duydun peki?" İkinci soru geldi, acaba şimdi ne sorsam?

"Bana bazen Neva derken bazen de Vanaç diyorsun, ne zaman hangisi olduğumu nasıl anlıyorsun?" Birkaç istisna hariç çoğu zaman ne tarafımla karşılaştığımı anlıyordu ve bu ürkütücüydü.

"Bu soru benimkine göre daha önemli, başka soru sor."

"Sen ne kadar bildiğimi anlayıp ona göre davranacaksın, ben de nasıl bildiğini anlayıp ona göre davranacağım. İkimiz de davranışlarımızı şekillendirecek bir soru sorduk, sorularımız birbirine denk." Vanert bu sefer biraz daha uzun süre düşündü ve yumruğunu sert olmayacak şekilde masaya vurdu.

"Kenan'a ne yapmayı planlıyorsun?" Güldüm, daha ikinci soruda soruları geçiştirmeye başlamıştı, belli ki bugün benden pek cevap alamayacaktı.

"İkimiz de Efsun'u ömür boyu evde tutamayacağını biliyoruz, Efsun ile ne yapmayı planlıyorsun?"

"Neden uyandığın zaman tekrar geri uyuyamıyorsun?"

"Ailene ne oldu?" Vanert birkaç saniye donakaldı, bu soruyu da cevaplayamayacağı belliydi.

"O gece neden bana yanlışlıkla fotoğraf atmış gibi yaptın?" Demek bilinçli atıldığını anladın, sandığım kadar aptal değilmişsin.

"Madem bilinçli attığımı düşünüyorsun, o halde neden geldin?"

"Talya'ya içkide madde olduğunu söyleyip gelmeseydim ölecektin." Talya'nın içkinin temiz olmadığını nerden öğrendiği belli oldu, kedi olalı bir fare tutmuşsun Vanert.

VANAÇ VE VANERTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin