"Ne!" diyen Kerem arkasını dönünce gördüğü manzarayla koca bir küfür savurup Zeynep'e döndü. "Gü-güzelim merak etme düzelecek her şey."
Zeynep sıkışan sağ bacağının acısını unutmuştu, şu an sadece kalbi acıyordu. Korkudan,endişeden acıyordu kalbi... Farklı bir şeyler hissediyordu,anlamlandıramamıştı.
Sol gözünden düşen bir damla yaş hızlıca akıp çenesine ulaştığında Kerem yanaklarını silmeye başlamıştı.
O sırada onlara iyice yaklaşan ambulans sesi,arkasını dönmesine neden olmuştu. Ambulans değil,ambulanslar gelmişti ve bir kısmı Melis'in olduğu araca yönelmişti.
Görevlilerden biri Kerem'i arabadan zorla da olsa indirmişti, fakat Kerem inen Yağmur ve Can'ın ardından arka koltuğa geçmiş,Zeynep'in sol elini avuçları arasına almıştı.
"Beyefendi, bayanın ismi ne?" dediğinde Kerem bir nebze daha şoktan çıkmış ve Zeynep'e ufacık da olsa yardımının dokunacağını bilmenin sevinciyle "Zeynep!" demişti.
"Evet,Zeynep Hanım. Bize yardımcı olmanız gerekiyor" diyen görevli, bir fener çıkartıp ışığı Zeynep'in ayağına tutmuş, durumun kötü olduğunu anlayıp itfaiye çağrılmasını istemişti...
....
Aradan geçen 2 saatin sonunda Zeynep'in ayağı sıkıştığı yerden çıkarılmıştı ve ambulansa bindiriliyordu.
Zeynep sedye üzerinde ayağının acısını umursamadan doğrulup diğer araca baktı. Çok geçmeden duyduğu kulakları sağır edici ses ve basınçla sedyeden düşmüştü.
Yere düşen görevliler kalkıp Zeynep'i tekrar sedyeye yatırmışlardı fakat Zeynep'in aklında sadece diğer araba vardı.
Gözlerinin önünde patlayan ve o an cayır cayır yanan araba...
...
"Ne demek Kerem Bey de arabadaydı Kemal!" dedi kadın tüm hiddetiyle oturduğu yerden kalkarken. "İyi mi şimdi!"
"İyi" diyebildi Kemal korkuyla. Karşısındaki kadın çok sinirliydi.
Sinirliydi çünkü yıllar öncesindeki kazanın,daha doğrusu cinayetin nedenini öğrenmişti.
Kocasının,kendinden önce sevdiği kadını yıllar geçmesine rağmen unutamayan bir adam olduğunu öğrendiğinde deli olmuştu!
Demet'i sırf unutamadığı için yıllar sonra kaza süsü verip sevdikleriyle beraber mezara koyan Ahmet'i anlayamıyordu,delirmişti!
O kadından nefret ediyordu,onun çocuklarından da!
Kerem'in de gidip o kadının kızlarından birine tutulması, Sevim için son nokta olmuştu. O kızlar yok olmalıydı,o sülale yok olmalıydı! Böylece oğlu ve kocası kendine kalabilirdi.
Tabi aptal Kemal ve diğer adamlar planını alt üst etmeseydi!
Düzenlediği kaza planı takır takır işlemişti,ama gerizekalılar arabada Kerem'in olduğunu farketmemişti!
Şimdi o gerçekleşen büyük kazada oğluna zarar geldi mi bilmiyordu,görmeden de iyi olduğuna inanmak istemiyordu!
Hemen üstüne başına çeki düzen verdi ve evden çıktı.
"Ufuk! Hastaneye!"
...
Zeynep bir hastane odasında açmıştı gözlerini. Yanındaki koltukta Yağmur ve Can vardı.
"Can,Can uyandı!" diyen Yağmur ayağa kalkıp Zeynep'e yaklaştı. "Canım?"
"Yağmur,noldu?" diyebilmişti Zeynep.
"Kaza..." diyebilmişti Yağmur. Daha sonra dolan gözleri korkutmuştu Zeynep'i.
Bir kaç saniye içinde kazayı hatırlayan Zeynep'in meraklı gözlerini endişe bürümüştü. "Yağmur?" diyebilmişti nefesi kesilmesine rağmen. Korkuyordu,o patlayan arabadan çıkamamışsa arkadaşları,çıkamamışsa Melis...
"Sakin ol Zeynep" demişti Can kendinden emin olan bir sesle. "Araba patladığında içinde kimse yoktu."
Zeynep duyduklarıyla derin bir nefes almıştı.
"Ama takla?" dedi korku dolu bir ses tonuyla.
"Zor da olsa çıktılar arabadan. Aksel ve Barış iyi,normal odadalar..." deyip sustuğunda Zeynep doğrulup Can'a tutunmuştu.
"Melis,Melis nerde?" dediğinde Can Zeynep'in kalkmasına yardım edip yandaki tekerlekli sandalyeye oturtmuştu O'nu.
Can,Zeynep'i iyi tanıyordu. Gözlerinden ne istediğini ya da neler hissettiğini anlıyordu. Zeynep'e söyleyememişti Melis'in durumunu,el vermemişti yüreği.
Tekerlekli sandalyeyle ilerleyip asansöre bindiler ve üst kata çıktılar. Asansörden çıkıp sağa döndüklerinde okuduğu yazıyla kanı donmuştu Zeynep'in.
Yoğun Bakım...
Biraz daha ilerlediklerinde yine kendisi gibi tekerlekli sandalyede olan Barış'ı gördü Zeynep. Barış'ın ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu.
Uyandığında Melis'in durumunu öğrenmiş ve delirmişti Barış. İtirazları kabul etmeyip Melis'in yanına gitmişti. Kim bilir kaç zamandır bekliyordu Melis'in uyanmasını... O uyanmazsa, ona kötü bir şey olursa ne yapardı hiç bilmiyordu,bilmek te istemiyordu.
Melis'e hiç bir şey olmayacaktı,olmamalıydı!
Elinin üstünde hissettiği el ile kafasını çevirdi ve Zeynep'i gördü Barış.
"Nasıl?" demişti Zeynep iyi bir şeyler söylemesini bekleyen gözlerle.
"Bilmiyorum,uyuyor." diyebilmişti Barış.
Zeynep camekanın ardında yatan kardeşini görünce gözyaşlarını tutamadı. Kolu,bacağı sargılıydı. Başında bir sargı vardı,etrafında onca kablo... Beklemeye başladı Zeynep de, Barış gibi. Hayatındaki en değerli kişinin,kardeşinin uyanmasını beklemeye başladı.
Bir zaman sonra annesiyle görüşmesini bitiren Kerem,Zeynep'i odasında göremeyince aklı çıkmıştı. Zeynep'in yastığına sarılmış ağlayan Yağmur'u gördüğünde ise aklı tepesinden çıkmıştı.
Yatağa yaklaştıktan sonra Yağmur'un kafasını yastıktan kaldırdı ve "Zeynep?" dedi korkuyla.
"Korkma,Melis'in yanında" diyebilmişti Yağmur,sonra tekrar ağlamaya başlamıştı.
Karşısında delice ağlayan arkadaşına sarılmış,ağlanacak dost omzu olmuştu bir kaç dakikalığına Kerem. Yağmur da büyük bir travma atlatmıştı, O'nu yalnız bırakmak olmazdı.
Yağmur'un iyi olduğuna emin olduktan sonra Yoğun Bakım ünitesine giden Kerem,tekerlekli sandalyede başı yana düşmüş bir şekilde uyuyan Zeynep'i görünce gülümsedi.
"Güzelim?" dedi Zeynep'i biraz doğrulttuktan sonra.
Sıçrayarak uyanmıştı Zeynep,bir şey oldu sanmıştı. Ta ki "Sakin ol güzelim,bir şey yok" diyen Kerem'i duyana kadar.
Kendine destek verircesine sarılan Kerem'e sarıldı Zeynep. "Kerem,Melis iyi olacak mı?" demişti gözyaşları arasında.
"Olacak güzelim,olacak" diyen Kerem saçlarının arasına sevgi dolu bir öpücük kondurmuştu.
Daha sonra kendinden ayrılan Kerem, Zeynep'in tüm ısrarlarına rağmen O'nu odasına götürmüş ve yatırmıştı.
Hemşirenin verdiği ilaçla uykuya dalmadan önce Zeynep'in tek düşündüğü, Melis'ti...
•••
Kısa bir bölüm oldu,farkındayım ama daha fazla merakta kalmamanız adına yazdım bu bölümü.
Farklı bir formatta yazdığımı farketmişsinizdir. Kırçiçeği isimli hikayemde de bu formatta yazmaya başladım ve hoşuma gitti. FM'yi düzenleyemem,ama format hoşunuza giderse önümüzdeki bölümleri bu formatta yazıp atabilirim,ya da yeni bir kitaba başlayabilirim Zeyker dolu :)
Karar sizin... :)
Görüşlerinizi çok merak ediyorum,vote ve yorum atmayı unutmayın canlarım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf Makinesi
General FictionAilesi ölmüş 2 kız... Kaza sanılan ama cinayet olan bir olay... Katillerin oğlu maktüllerin kızına aşık olursa ne olur? Fotoğraf Makinesi bir karede en fazla neleri değiştirebilir? Hepsi ve daha fazlası Fotoğraf Makinesi'nde...