Bölüm 3 "Parti hüsranla başlamak zorunda mı ya!"

3K 156 11
                                    

Herkese kocaman merhaba. İlham geldikçe yazıyorum. Umarım bu bölümü beğenirsiniz... :) Beğeni ve votelarda yükselir umarım


Uyandığımda bir hastane odasında olduğumu anlamam uzun sürmüyor. Yanımda Kerem olmadığına göre bayıldığımı görmedi. ohh bu sefer rezil olmaktan kurtulduk yarabbiim sana ne kadar teşekkür etsem az. Hemen kalkıyorum. Kalktığımda komidinin üstünde benim olmadığını bildiğim bir telefonu görüyorum. Keremin telefonu! Kerem bayıldığımı biliyor. Normal zamanda sakardım kabul ediyorum ama çocukla tanıştı tanışalı şans aban gülmüyr canım! Ama 1 sn. O bana o kadar bağırdı çağırdı. Ben şimdi ona görünmeden hastaneden çıkmak istesem nolur? Tabiki hiç bir şey olmaz. Trip attığımı düşünür belki. Amaaan düşünsün. Hemen ayakkabımı giyiyorum ve sandalyenin üstündeki çantamı alıp kapıyı yavaşça açıyorum. Bu kadar kalabalığın olması ne kadar harika! Hemen sağıma soluma baka baka dikkatlice hastane kapısından çıkıyorum ve ilk bulduğum taksiye binip şirkete gidiyorum.

"Zeynep? Sargın yoktu senin?"

Aksel'in bu cümleyi kurmasıyla başıma dokunduğumda kıvırcık saçlarımın üstünde beyaz bir bandaj olduğunu farkediyorum. Ve bunu kontrol edemeyecek kadar gerizekalı olduğum için kendimi alkışlıyorum.

"Olması gerekiyormuştur olmuştur bilmiyorum." diyorum ve dediğimin ne kadar saçma olduğunu hemen farkedip"Olmuştur ne ya. Olmuş !" diyorum 

"Var bir şeyler ama anlarız yakında. Hadi bakalım yeni bir çekim var ve bana yardım etmen lazım."

"Yapma Aksel yaa"

"Okan bey e dönüşmemi istemiyosan geleceksin. Hem gıcır gıcır makinenin marifetlerini görelim bakalım. "

"Hahaha çok komiksin."

Stüdyoya gittiğimizde sonbahar koleksiyonu için bir çekim yaptığımız anlamam zor olmuyor. Oh be sonunda giyinik kızlar gelmiş. Bikini koleksiyonu için yaptığımız çekimleri hatırladıkça midem kalkıyor. Bildiğin temizlikçiler çekim sonunda yerden litrelerce salya aldı. Yok böyle bir sapıklık. Okan Bey bile! Allahtan Aksel'in öyle huyları yok. Şirkette her an çağrılmamızın da sebebi bu zaten. Şirket büyükleri tarafından zorla şirkete alınan Selçuk gibi her mankene(kız erkek) yanaşan bir erkek daha gördüğümü hatırlamıyorum. Gıcık Şey!

Çekimi bitirmemiz Aksel le ayrı kollardan çalışmamıza rağmen 6 saat kadar sürüyor. Çekimler bittiğinde telefonu almamla ağzımın açık kalması bir oluyor. 1080 cevapsız arama mı?! Hangi zeki hiç üşenmeyip bu kadar sık arıyabilir ki bi insanı. ? Kerem mi?! Bu çocuk beni neden bu kadar merak etti acaba? Neden olucak bayıldın ve o ayıldığını görmeden hastaneye kaçtın. Doğal olarak seni merak eder. Ama olsun merak etmiş :) Ama Yok zeyno. Azıcık trip atmalısın bence.

Odama gittiğimde beni bekleyen aşırı sinirli Kerem'i görüyorum. Beni gördüğünde suratı kıpkırmızı oluveriyor .

"Fenalaşan bi kızın habersiz hastaneden kaçması ne demek? Bi merak eden olur diye düşünemeyecek kadar manyak mısın sen? Hayır yani şirketi de anlamıyorum ki çekimlere görevliden başkası sokulmazmış bak bak bak! gerizekalılar ya.. Hayır be-"

"Bi sus da motorun soğusun." diyorum karşısında dikilirken.

"Susamam. Sinirden öldüm kaç saattir "

"Bak benimde sinirlerimi bozdun sabah ama ben bu kadar büyütmedim yani."

"Büyütmedin mi? Sinirden yanımdan hışımla ayrıldın,gittin bayıldın. Sonra da yetmezmiş gibi hastaneden kaçtın!" diyor acayip sinirli bir sesle. Şu an bana bağıran tanıdığım Kerem değil bence.

Fotoğraf MakinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin