Bölüm 38 "Kalp İstilası!"

857 79 20
                                    

Heeey! Hepinize merhaba! Ramazan nasıl gidiyor,keyiflidir umarım. Şahsen ben havada güneş varken yemek yemeyi özledim hahahah :D

Bölümlerin sık gelmesi sizi sıkmıyordur umarım,eğer böyle bir durum varsa söyleyin :)

Not: Zeynep'in evini anlatırken biraz zorlanıyorum,çünkü daha önce mimariye dökülüp dökülmediğini bilmediğim ama hayalimdeki bir ev bu. İsterseniz kabataslak bir şekilde evi ve odaları çizip bir sonraki bölüm medyaya koyarım,ne dersiniz?

Umarım beğenirsiniz,iyi okumalar :)

Bölüm busrabozbay5 e gidiyor. Umarım beğenirsin :) eğlenceli yorumların için teşekkür ederim ! :)

☀️☀️☀️

Abantta biten çekimlerin ardından gece 2 gibi eve dönmek üzere arabalara biniyoruz,ben Keremleyim tabi...

"Zeynep,yarın alışverişe çıkalım mı?"

"Neden?"

"Şimdi ben evi tuttum,kontratlar falan okay ama eşya yok."

"Kerem evin eşyalarla doluydu!"

"Ya güzelim,aıııım şey. eşyalar o evin. Ben yeni almak istiyorum ve sana ihtiyacım var."

Kendi parasıyla yeni bir şeylere başlamak istediğini anlayıp daha fazla üstelemiyorum.

"Hem biliyor musun,evde bir sürü oda var. Sen de gelebilirsin bence bir alt kata."

"Oldu canııım! "

"Yaaaaa Zeynep!"

"Keremcim daha fazla saçmalama da eve gidelim,çok yorgunum."

"İnatçı!"

Bir kaç saatin sonunda benim evime varıyoruz ve arabadan iniyorum.

"Uyanınca beni ara güzelim."

"Tamam!"

Kerem benim apartmandan girmemi beklerken arkamı dönüp öpücük atıyorum ona. Gülümsüyor. Kapıyı açıp giriyorum ve yukarı çıkıyorum. Eve vardıktan sonra odamın penceresinden aşağıya bakıyorum. Pencereden baktığımı gören Kerem ek sallıyor ve ben de O'na el sallıyorum. sonra da gidiyor zaten... Bende hemen kendimi yatağa atıyorum.

Huh! Dünya varmış!

....

Tak,tak,tak!

Evet,tahmin ettiğiniz gibi yine kapı çalıyor. Yeni komşum biraz fazla misafir olmayı seviyor (!)

"Geldiiiim!" Diyorum ve hemen kapıyı açıyorum.

"Komşuuu! Ben düşündüm de... Bence aizin terasta güzel bir akşam yemeği yiyebiliriz!"

"Hıııım"

"Ya zeynep! Melisle Yağmur yine gezmelerde. Bizde bir şeyler atıştıralım işte be güzelim,olmaz mı?" Diyip muzur gülümsemesini yüzüne yerleştiriyor.

"Geç hadi,geç" diyorum gülerek kapıyı ona doğru açarken.

Girişte direk meydanda olan salonumuza geçip koltuğa yerleşiyor ve tabletimi eline alıyor.

"Bakalım zeynep hanım neler yapıyormuş ben gelmeden önceee...." diyor ve tabletimi kurcalamaya başlıyor. "Yemek tarifleri mi?"

"Eee kendimi bazı konularda geliştirmem lazım,değil mi ama ;)"

"Hahahaha güzelim sen bir konuda kendini geliştirsen yeter" diyor ve adeta bir piç smile yapıyor. Tabi yanaklarımın kızarmasına engel olamıyorum.

"Hahahah güzelim,utanma. Gel bakayım buraya!" Dedikten sonra oturduğum koltukta yanıma yaklaşıp bana sarılıyor.

"Bugünlük ben bir kaç şey ayarladım,artık bu tarifleri başka zaman deneriz."

"Peki Mr.Cooker !" Diyorum ve sehpanın üstüne koyduğu bir kaç kabı alıp mutfağa geçiyorum.

Mutfakta yemekleri servis tabağına koyarken Kerem'de masa düzenini ayarlamak için terasa çıkıyor.

Yemekler hazır hale geldikten sonra terasa götürüyorum. Sandalyede beni bekleyen Kerem elimden tepsiyi alıyor ve yerleştirip yemeye başlıyoruz.

"Zeynep?" diyor bir soru soracakmış gibi.

"Efendim hayatım?"

"Seni çok seviyorum,biliyorsun değil mi?"

"Tabi ki. Bende seni çooook seviyorum." diyorum ve hayali bir öpücük atıyorum.

"Başımıza ne gelirse gelsin,kim ne derse desin ayrılmayacağız. Söz mü?"

"Kerem ne saçmalıyorsun sen?" Diyoru elimdeki çatalı bırakıp Kerem'e 'İyi misin?' Bakışlarımı fırlatırken.

"Saçmalamıyorum güzelim,soruyorum. Cevap ver lütfen,söz mü?"

"Söz tabi ki şapşal,söz!" Dedikten sonra kalkıp Kerem'in boynuna sarılıyorum. O'da sandalyede bana doğru dönüp sarılıyor.

"Melisle Barış...Nasıl gidiyor ilişkileri?"

"Valla canım,Melis mutlu. Demek ki iyi gidiyor. İyi gitmese Melis krizlere giderdi ve ben Barış'ın ağzını burnunu dağıtırdım. Sonra Aksel de döverdi Barış'ı. Olaylar karışırdı."

"Aksel niye kardeşini dövsün ki? :D"

"Valla canım,Aksel bu zamana kadar ben bir şey yaptıysam bana güvenip destek olur. Konu isterse kardeşi olsun,farketmez."

"Akselle bu yüzden de yakınsınız galiba."

"Tabi ki! Bana sonsuz güvenen her insanı kalbimdeki tahtına oturturum :D"

"Pekiii,ben tahta oturdum mu güzelim?" Diyor meraklı gözlerle. Hay kurban olduğum diyip yanaklarını mıncırmamak için kendimi zor tutuyorum.

"Hayır..." diyorum ve Kerem'in suratının düşmesine rağmen sözlerime gülerek devam ediyorum."Sen kalbimi istila ettin Kerem! Herkesi tahtından kaldırdın,hepsine sen oturdun. Kalbimde başkasına yer bırakmadın."

Kerem sözlerim karşısında mest olmuş bir şekilde bana bakıyor. "Güzelim benim!" Dedikten sonra ayağa kalkıp az önce benim o'na yaptığım gibi bana sarılıyor.

Sarılmaya deli gibi bir anda esen rüzgar ve çarpan teras kapısının sesiyle son veriyoruz.

"Eyvah!" Diyorum endişeyle kapıya koşarken.

"Noldu güzelim?"

"Ya kerem kapı bozuk,dışardan açılmıyor. Anahtar da yok!"

"E Yağmurları ara?"

"Benim telefonum içeride,senin!"

"Hay ben...! Benimki de."

"Haaaaah şimdi oldu!" diyorum ve kendimi beton zemine koyuveriyorum.

Akşamın bu saatine terasta mahsur kaldık!

Fotoğraf MakinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin