Herkese kocaman bir merhabaaaa! 12K nın verdiği tebessümle yazıyorum size bu bölümü. Yalnış anlamayın aslında havalara uçtum ama moralmen düşüğüm bu aralar. Beni tek düşünen kişinin o olduğunu hissetttiğim ve bana özelden mesaj atarak bunu kanıtlayan tatlişime gelsin bu bölüm. Ceren :)
Ha bu arada kendi şahsi hesabım var evet ama hikayeyle ilgili de konuştuğum bir twitter hesabım daha var. @zeykersayer9 hesabından bana ulaşabilirsiniz. Bazen ordan spoi bile atabilirim size çünkü isteyen çok oluyor. İyi okumalaaaar!
***
O romantizm dolu dakikaları bozanı tahmin etmek zor değil aslında.
"Gençler ayıp oluyor ama biraz kendinize gelin!" -diyor Can arkada pis pis sırıtarak.
"Valla kardeşim seninle uğraşamıcam sevgilimle barışmışım gerisi boş!" -diyor Kerem elimi omzuma atıp beni sıkıca sarmaladıktan sonra. Yürümeye devam ediyoruz tabi.
"Allah allah abi sanki bizim sevgilimiz yok!" diyor Can da. O da Yağmur'un elini tutuyor. Barış ile Melis zaten el ele doğdular el ele yaşıyorlar el ele ölecekler Allah korusun!
"Ay gel hayatım sende." diyor Murat en şapşirik sesiyle . Sonra da Gökhan a sarılmak için atağa geçiyor.
"Hoşt lan!" diye engelliyor Murat'ı Gökhan. Hepimiz kahkahalarla gülüyoruz tabi.
Limana vardığımızda Aksel i teknede bizi beklerken buluyoruz.
"Kahkahalarınız Mars'tan duyuluyordu neydi bu kadar komik olan be!" diyor en atarlı ses tonuyla. Yeri gelince Kerem'e atarlı diyor ama o sıfat şu an en çok O'na yakışıyor.
"Anlatırız abi." diyor Barış abisinin yanına otururken.Murat,Gökhan,Can ve Kerem de sandalyelere kuruluyor.
"Hey hey beyler kalkın bakalım yok öyle oturmak!" diyorum en sert ses tonumla.
"Noluyor güzelim?"
"Kerem aşağı kattan minderleri çıkartıp teknenin ön tarafına hazırla hayatım istersen. buraya hepimiz sığamayız. Bu paşazadeler de misafir değil sonuçta yardım edecekler sana."
"Sevgilim yorulmasın diyosun yani hayatım!" diyor Can arkamdan geçerken omzuma yavaşça vurup.
"Yoo ne alakası var canııım!" Tabi ki de sevgilimin yorulmasını istemiyorum geveze Can!
Beyler alt kattan minderleri alıp ön tarafı hazırlamaya gittiğinde kızları alıp teknenin içindeki mutfağa giriyoruz.
Yağmur mutfakta bana tekrardan sımsıkı sarılıyor.
"Ya Zeynep ben seni gerçekten çok özledim canım arkadaşım!"
"Ben de seni canım beni."
"İşte o yüzden artık dönelim abla!"
"Gerçekten dönelim artık değil mi Melis.?"
"Evet be abla ne olur!"
"Tamam o zaman. Dönüyoruz!"
Kızların atttığı ufak çığlığın ardından içecekler için bardak,yanlarında atıştırmalık olarak çerez ve cipsleri hazırlayıp biz de teknenin önüne geçiyoruz.
Beyler muhabbeti kurmuş tabi. Delice kahkaha atarlarken varıyoruz yanlarına.
"Can!" diyor Yağmur o garip ses tonuyla. Can hemen yerinde doğrulup Yağmur'a dönüyor.
"Efendim hayatım!"
"Neye gülüyorsunuz söyle de biz de gülelim!" diyor Yağmur en ciddi ses tonuyla. Biz ise Melis ile beylerin ve özellikle Can'ın şaşkın yüz ifadesine gülmemek için kendimizi zor tutuyoruz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf Makinesi
General FictionAilesi ölmüş 2 kız... Kaza sanılan ama cinayet olan bir olay... Katillerin oğlu maktüllerin kızına aşık olursa ne olur? Fotoğraf Makinesi bir karede en fazla neleri değiştirebilir? Hepsi ve daha fazlası Fotoğraf Makinesi'nde...