Bölüm 44 "Lanet!"

770 71 15
                                    

Bölümü, tanışmamamıza rağmen hayal gücüme ve bana güvenen @nevkalive aslı okuyucuma ithaf ediyorum. Umarım hoşuna gider bu bölüm :)

1 ay sonra...

Danışmadaki hemşireye başımla selam verip hastaneye giriş yapmıştı Zeynep. Aradan geçen bir ayda ayağı iyileşmiş sayılırdı,sadece biraz toparlıyordu. Barış ve Aksel de hastaneden çıkmıştı ve Yağmur ile Can onlarla ilgileniyordu.

Zeynep ise hastaneden çıktığından beri her gün hastaneye geliyor,Halen yoğun bakım ünitesinde olan kardeşinden iyi bir haber bekliyordu.

Çalan telefonunu çantasından çıkardığında asansöre binmek üzereydi. Aramayı meşgule attı ve asansöre binip yukarı çıktıktan sonra arayan Kerem'e geri döndü.

"Niye meşgule attın, bir şey mi oldu" demişti Kerem korkuyla. Artık herhangi garip olayda bir şey oldu korkusu sarıyordu bedenini Kerem'in

"Hayır, asansördeydim." demişti Zeynep. "Sen nerdesin?"

"Ajanstayım, gelen bir kaç teklifi inceliyordum. Yanına gelmemi ister misin?" demişti Kerem cevabını bildiği soruyu sormanın verdiği sıkıntıyla

"Hayır, zaten yapılacak bir şey yok" demişti Zeynep, tüm soğukkanlılığı ile. "Kapatıyorum ben , görüşürüz" dedikten sonra Kerem'in suratına kapatmıştı telefonu.

Soğuktu bugünlerde Zeynep,herkese karşı soğuktu. En son Kerem'in omzunda,1 ay önce ağlayabilmişti. Daha sonra da ağlayamamıştı. Ağlayamıyordu.

Ağlayamıyordu çünkü olacaklara kendini hazırlamaya çalışıyordu,hazırlanması lazımdı.

Camekanın gerisinde yatan kardeşine bakınca yüreği burkuldu tekrardan. Hiç bir gelişme olmamıştı ve doktorlar beklemenin anlamsız olduğunu söylemişti.

Beyin ölümü gerçekleşmemişti kardeşinin, ama doktorlara göre beyni büyük hasar almıştı. Vücudunda da büyük hasarlar vardı, çünkü arabada en çok sıkışan ve en zor kurtarılan Melis'ti.

Yanında hissettiği silüeti görmek için kafasını çevirdi Zeynep, Barış gelmişti.

"Nasıl?" demişti Barış boğuklaşan sesiyle. İçi parçalanıyordu Melis'i böyle gördükçe.

"Değişiklik yok!" demişti Zeynep buz gibi bir ses tonuyla

"Sen iyi misin?" dedi Barış,Zeynep'e dönüp.

"İyiyim,neden iyi olmayayım"

"İçeride yatan kardeşin,melis! Farkındasın değil mi?"

"Evet,hiç olmadığım kadar" diyebilmişti Zeynep. Daha sonra arkasındaki sandalyelerden birine geçmişti.

"Güzelim" sesini duyduğunda kafasını kaldırıp kendine yaklaşan Kerem'i görmüştü Zeynep. Kerem,Zeynep'in yanağına bir öpücük kondurup yanına oturmuştu.

"Gelmene gerek yok demiştim " demişti Zeynep hastane fayanslarını incelerken.

"Burda olsam daha iyi olur diye düşündüm"

"İyi,burda ol o zaman" diyen Zeynep ayaklanıp kafeteryaya yönelmişti.

Elma suyunu aldıktan sonra bahçeye çıkan Zeynep,bulduğu ilk bankta oturdu.

"Önemli olan,senin yanında olmam güzelim" diyerek şefkatle Zeynep'e yaklaşıp yanına oturdu. "Bir yudum alabilir miyim?" dediğinde Zeynep dalgınca uzattı elma suyunu.

Zeynep, elma suyunu bile paylaşıyorsa cidde bir sorun var demekti . Uzun zamandır ağlamıyor, eskisi gibi konuşmuyordu ve Kerem Zeynep'e yardımcı olamıyordu.

Fotoğraf MakinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin