"Ne?! Orada ne işin var?!" dedi sesini yükselterek.
"Bunu konuşarak zamam kaybedemeyiz. Lanternları getir." dedim.
"T-tamam. Bari Louis'nin içeride olduğunu söyle." dedi dişlerinin arasından.
"Haberi varmış. Kendi tuzağıma düştüm." dedim dişlerimin arasından. Onu öldürmek için sabırsızlanıyordum.
"Siktir." diye tısladı. "Bak, en kısa zamanda orada olacağız."
"Acele et. Ve cadıyı sakın unutma." dedim.
- Zayn'in Ağzından. -
Troan'la birlikte Lanternların kapısına geldiğimizde zile bastım. Gelmediler ve ben de ikinci kez bastım. Hadi ama! Arkadaşım ölüyordu!
Kapıyı Destiny açınca afalladım. Pembe pijamalarıyla karşımda duruyordu. Saçları hafif dağılmıştı ve zaten dolgun olan dudakları daha dolgun duruyordu.
Beni gördüğünde şaşkınlığını gizleyememişti.
"Zayn?" dedi uykulu sesiyle.
"Büyükannene ihtiyacım var." dedim hemen.
*****
Arabayı Harry'nin attığı adresin önünde durduğumda arka koltuğa dönüp büyükanneye ve hiçbir şey anlamamış olan Destiny'ye baktım.
"Yapabileceksiniz, değil mi?" dedim.
"Sana açıklamaya çalıştım -" dediğinde sözünü kestim.
"Sen Lantern'sın. Lütfen bana yapabileceğini söyle." dediğimde bir şey söylemeden arabadan indi.
Destiny de neler olduğunu anlayamıyordu ama büyükannesini takip ederek o da arabadan indi. Ben ve Troan da indiğimizde evin önünde durduk.
"Bu evin içi birazdan yanacak olan vampirlerle mi dolu?" dedi büyükanne.
"Büyükanne anlayamıyorum." dedi Destiny. Korktuğu belli oluyordu. "Neler oluyor?" dediğinde sesi titredi.
"Destiny," dedim ve yüzünü avuçlarımın içine aldım. "her şey yolunda. Korkulacak bir şey yok. Sakin ol." dedim.
Büyükanne bana baktı.
"Tek başıma yapamam." dediğinde ona baktım.
"Nasıl yani?" dedim.
"Bu büyü doğanın ona verdiği cezaya karşı çıkmak demek. Ve ben bunu tek başıma yapacak kadar güçlü değilim." dedi.
"Ne demek güçlü değilsin?!" diye gürledim ve ona yaklaştım. "Sen ve ailen kadar güçlü bir cadı yok!" dediğimde Destiny bağırdı.
"Ona bağırma!" dedi sesi titrerken.
"Anlamıyorsun," dedi büyükanne. "bu doğaya karşı koymak." dedi.
"Yalnız değilsin, Lizzie." dedi biri.
Büyükanne arkasına döndü ve ona seslenen kişiye baktı.
"Lilia." dedi.
*****
Lilia ve arkadaşları bir çember oluşturduklarında Lizzie ortaya geçti. Lilia ve arkadaşları ellerini Lizzie'ye doğru uzattılar. Lizzie ellerini böğrünün üzerinde üst üste koydu ve gözlerini kapattı.
"Sadece 9 dakikanız var!" diye bağırdım.
"Kapa çeneni." dedi Lilia. "Çalışıyoruz."
Kısa süreliğine başımı çevirip Destiny'ye baktığımda korkudan titrediğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
locked out of heaven
Fanfiction''Adının anlamını biliyorsun değil mi, Heaven?'' dedi eliyle yanağımı okşayıp yeşil gözlerini gözlerimle buluştururken. ''Evet, cennet.'' dedim gözlerimi ondan kaçırırken. ''Adının hakkını veriyorsun, Heaven...'' dedi ve yüzüme yaklaştı. ''Tanrı...