3.3

397 27 3
                                    

2012

''Artık dönebilir miyim?'' dedi sıkkınlıkla nefesini verirken.

''Neredeyse bitti.'' dedim ve pantolonumun fermuarını çektim. ''Dönebilirsin, Hazza.'' dedim gülmeden hemen önce.

Bana döndüğünde kaşlarını çattı ve kenetlediği kollarını biraz daha kenetledi.

''Bana böyle seslenmeyi kes. Tanrım, bunu sana anlattığı için Zayn'i öldüreceğim.'' dedi ve gözlerini devirdi.

Yatağıma oturdum ve ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Sabah beni uykumdan 'Hazza' uyandırmıştı. Okula gitmem gerekiyordu ve bilin bakalım kim hiç okula gidecek havada değildi? Tabi ki Heaven Fawer.

Ben üstümü değiştirirken arkasını dönmesini söylemiştim. O da daha önce beni gördüğünü neyden çekindiğimi sormuştu ama aptaldı işte. Büyüdüğümü unutuyordu. Ya da beni her zaman küçük bir çocuk olarak görüyordu.

''Şunları bağlamayı hala öğrenemedin.'' dedi bağcıklarıma bakarak.

''Bağlamayı biliyorum, Harold. Sadece bağlamaya üşeniyorum.'' dedim.

''Bir gün takılıp düşeceksin. Bakalım o günden sonra hala üşenebilecek misin?'' dediğinde gözlerimi devirdim.

''Babam gibi konuşmaya başlıyorsun. Ah, Tanrım! Sen yaşlanıyorsun!'' dedim şaşırmış gibi yaparak.

''Heavs,'' dedi ve gözlerini devirdi. ''bugün beni yoruyorsun.'' dedi.

''Baksana, adının Harold Edward Milward Styles olduğu doğru mu?'' dedim. Onu sinirlendirmeyi seviyordum.

''Ne?!'' dedi ve gözleri fal taşı gibi açıldı. ''Bunu kim söyledi?'' dedi kaşlarını çatarak.

''Etrafta çok dedikodu var, adamım.'' dedim ve omzuna vurdum.

''Hayır, hayır.'' dedi ve başını sağa sola salladı. Ardından bir nefes verdi. ''Sadece Harold Edward Styles. Ama sen Harry Edward Styles diyebilirsin.'' dedi.

''Oh, Milward'ı çok sevmiştim.'' dedim ve dudağımı büzdüm.

''Yemin ederim, Zayn'i öldüreceğim.'' dedi ve elini alnına koydu.

*****

2015

Sabah gözlerimi açtığımda yatağın çekimine karşı koyamayacağımı anlayıp tekrar gözlerimi kapattım. Yorgundum ve uykum vardı. Ama maalesef uyumak mümkün olmamıştı.

Yataktan çıkmış ve pencereye koşmuştum.

Perdeyi çektim ve camı açtım.

Harry bir çocuğa çikolata veriyordu. Çocuk ona sarıldı ve Harry buradan bile hissedebileceğim kadar sıcak bir kahkaha attı.

Eğer onun kim olduğunu bilmesem onun iyi bir insan olduğunu düşüneceğime yemin edebilirdim.

Ardından yan evdeki bahçede oturan yaşlı çifte selam verdi ve onlarla küçük bir diyalog kurdu. Yüzündeki gülümseme eksik olmuyordu. Burayı seviyordu.

Belki de buradaki insanlara iyi görünmek istiyordu çünkü onların kanıyla besleniyordu. Olabilir miydi? Olabilirdi.

Yaşlı kadın içeri girdi ve dakikalar sonra elinde bir poşetle çıktı. Poşeti Harry'ye verdi. Harry teşekkür etti. Ardından onlarla vedalaştı ve eve doğru geldi.

Perdeyi hızlıca kapattım ve yatağa oturdum.

Kapıyı kilitlemeli miydim? Belki de bu kadar kaçarak onu işkillendiriyordum. Ondan kaçmamalı ve şüphelenmemesini sağlamalıydım. Bu yüzden hayır, kapıyı kilitlememeliydim. Aksine odadan çıkmalıydım.

locked out of heavenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin