3.1

335 25 1
                                    

2012

"Heaven, bundan daha ne kadar kaçacaksın?" dedi ve masanın örtüsünü kaldırıp eğildi. Göz göze geldiğimizde somurtmaya devam ediyordum.

"Yine rezil olacağım, Harry. Sen de dahil olmak üzere herkes benimle dalga geçecek." dedim.

Harry küçük bir tebessüm gönderdi.

"Hayır, güzelim. Rezil olmayacaksın. Bak turu geçtiniz ve artık finaldesiniz. Rezil olmuş sayılmazsın." dedi.

"Yine kendi kağıdımı okuduğum sırada gülmeye başlayacaklar." dedim ve yüzümü dizlerimin üstüne koydum.

"Senin için en güzel konuşmayı hazırlayacağız. Okulun münazara tarihine geçeceksin." dedi abartılı bir şekilde.

"Yine panoya benim adımın yazdığı sahte kağıt mı asacaksın?" dedim hatırlatmak için.

"Oh, hayır. Onu yapmayacağım." dedi o da hafif alaycı bir şekilde. "Başının belaya gireceğini tahmin etmemiştim. Her neyse, böyle bir şeye gerek kalmayacak çünkü seninle şimdi odana çıkıp en güzel konuşmayı hazırlayacağız." dedi.

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" dediğimde elini uzattı.

"Çünkü Heaven Fawer, senin bu hayatta isteyip de yapamayacağın hiçbir şey yok." dedi.

Gülümseyen yüzüne baktığımda kendime güvenmem gerektiğini hissettim. Bana kendime güvenmeyi öğreten de oydu. Elimi elinin üstüne koydum ve masanın altından çıkmak için harekete geçtim.

---------

2015

Ilerleyen saatlerde salonda hepimiz oturmuş muhabbet ediyorduk. Daha doğrusu ben susuyor ve bu geceden sonra olacakları düşünüyordum. Diğerlerinin ne konuştuğu hakkında pek bir bilgim yoktu.

Saat 11 olduğunda benim uykum çoktan gelmişti.

"Jolina," dedi Des ve hizmetçi kız hızlıca geldi.

"Evet, Bay Styles?" dedi.

"Bayan Fawer'ın odası hazır mı? Kendisi yorgun görünüyor." adımı duyduğumda gözlerimi hemen açmış ve toparlamaya çalışmıştım. Resmen oturduğum yerde uyukluyordum.

"İyiyim ben." dedim ve ardından esnedim. Tam zamanıydı gerçekten.

"Evet, efendim." diye onayladı Jolina.

"Yarın yorucu bir gün olacak. Iyice dinlenmen gerek." dediğinde itiraz etmedim.

Zayn ve Liam da bu gece burada olacaklardı. Bunun için içim rahat sayılırdı.

"Ben sana odanı göstereyim." dedi Harry ve kalktı.

"Gerek yok," dedim sert bir şekilde. O kaşlarını çatarken fazla yükseldiğimi fark ettim ve daha normal bir tonda konuşmaya başladım. "yani Jolina bana gösterir, değil mi? Senin kalkmana gerek yok." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Lütfen, misafirimi en iyi şekilde ağırlamam için bana bir şans ver." dediğinde Troan'a baktım. Bize bakmıyordu hatta sağ ayağını sinirden sallıyordu.

"Pekala." dedim ve önümden yürümesi için ona yol verdim.

Harry önüme geçtiğinde ben de onu takip ettim. Üst kata doğru çıktığımızda sürekli arkama bakıp birilerinin olup olmadığına bakıyordum. Aynı zamanda onunla aramdaki mesafenin açık olmasına özen gösteriyordum. Kocaman evdi sonuçta. Boynumu koparmayacağı ne malumdu?

locked out of heavenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin