Vallahi bu bölümün hatrına bol yorum ve vote gelmezse yb yazmayacağım bu bölüme de yorum yapmayacaksanız hiçbir bölüme yapmazsınız kib bye ayhhhh çok heyecanlıyımmmmm
LIAM
"Neden bu kadar acil toplanmak istediğini sorabilir miyiz?" diye sordu Zayn.
Gözlerimizi Troan'ın mesajıyla açmıştık. Troan acil bir şekilde benim evimde toplanmamız gerektiğini yazmıştı.
"Evet, bu kadar acil olan ne?" dedim.
Troan sandalyelerden birini çevirdi ve oturup bize baktı.
"Bir terslik var." dedi. "Harry şimdiye dek çoktan ölmüş olmalıydı. Heaven çoktan bizi arayıp onu almamızı istemeliydi. Ama hepimizin gündemi birdenbire Louis oldu. Lantern büyüyü mü yapamadı? Yoksa Harry Heaven'a bir şey mi yaptı?"
Zayn alayla güldü.
"Heaven'a zarar vereceğine gerçekten inanıyor musun?" dedi.
"Onu etkisi altına almış olabilir. Sonuçta Heaven ondan nefret ediyor. Onu kendi rızasıyla tedavi etmiş olamaz. Yok, hayır çok kararlıydı. Harry'yi öldürmek istiyordu. Bu işte bir terslik var. Lantern'in büyüyü doğru yaptığından eminiz değil mi?"
"Heaven'ın ona tekrar aşık olmuş olma ihtimalini aklına bile getirmeye korkuyorsun değil mi, Troan?" dedi Zayn. Troan kurşun yemiş gibi olmuştu.
"Ö-öyle bir ihtimal olamaz. Saçmalama, Heaven'ın gerçek ailesini öldürdü! Heaven onu öldürmek için kendinden bile vazgeçebilir!"
"O zaman sana kötü bir haberim var, Troan." dedi Zayn. Yüzündeki neşeli ifade Troan'ı kudurtuyordu. "Heaven tekrar aşık oldu Harry'ye. Hem de senin bütün manipülasyonlarına rağmen."
"Yalan söylüyorsun!" Troan öfkeden kuduruyordu. "Beni delirtmek için söylüyorsun! Heaven onu affetmez!"
"Heaven'ı ne kadar tanıyorsun Troan? Onu bizden daha iyi tanıdığını iddia edebilir misin? Çünkü bizim bunun olacağından hiç şüphemiz yoktu." dedim. İçimde zafer çığlıkları kopuyordu. Tamam, biraz abartmış olabilirdim ama Troan bunu kesinlikle hak ediyordu.
"Bunu siz istediniz. Buradan çıkacağım ve amcama gideceğim. Oğluna yaptığınız büyüden bahsedeceğim ona. Amcam hiç düşünmeden öldürür sizi." Son kozunu oynuyordu. Ve bizi mat edebileceğine inanıyordu. "Sonuçta ben onun yeğeniyim ve dört dörtlüğüm. Bana inanacaktır."
"Desmond'un çok değer verdiği biri daha var, Troan. Senden daha çok değer verdiği biri. Sözüne senden daha çok inanacağı biri." dedim.
"Yıllarca uzaktan izlediği, dürüstlüğüne sonuna kadar inandığı biri." diye ekledi Zayn. "Hadi ama, aklına hiç kimse gelmedi mi? Heaven'dan bahsediyoruz. Heaven'ın lafına karşılık senin lafın sence hangisi daha ağır basar Desmond için? Bizi öldürmeye çalışırken sen ölürsün, Troan. Çünkü yapacağın hamle aniden ters teper ve Harry'den Heavs'i Desmond'la konuşturmasını isteriz, Heaven da bildiği her şeyi ona anlatır. Sonra olanları tahmin etmek zor olmasa gerek. Ya bir kazıkla öldürülürsün ya da Desmond gözünü bile kırpmadan kalbini yerinden söker."
Troan yaptığı hamleyle bizi mat etmeye çalışmıştı ama oyunun galibi bizdik.
***
Sierra salonda oturmuş kucağına aldığı albümdeki fotoğraflara bakıyordu. Hazel'ın benim için hazırladığı bizim fotoğraflarımızdan oluşan albüme.
"İçmek ister misin?" kendim için getirdiğim bardağı ona uzattım.
"Sen içmeyecek misin?" dedi. Aynı zamanda albümü acemice saklamaya çalışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
locked out of heaven
Fanfiction''Adının anlamını biliyorsun değil mi, Heaven?'' dedi eliyle yanağımı okşayıp yeşil gözlerini gözlerimle buluştururken. ''Evet, cennet.'' dedim gözlerimi ondan kaçırırken. ''Adının hakkını veriyorsun, Heaven...'' dedi ve yüzüme yaklaştı. ''Tanrı...