- Zayn'in Ağzından. -
''Jenna Adams,'' dedi Liam kızın kimliğine bakarken. Ardından kimliği tekrar çantasına koydu ve bana baktı. ''38. ceset.'' dedi ve derin bir nefes verdi.
Bende elimdeki kağıda kalemi bastırdım.
38- Jenna Adams, yazdıktan sonra tısladım.
''Bu böyle olmuyor, Liam. Henüz yeni başladık sayılır ama şimdiden 38 isim yazdık. Bu kadar cesedi ne yapacağız?'' dedim.
''Bilmiyorum,'' dedi çaresizce ve yerde duran çantayı karıştırmaya devam etti. ''böyle giderse Harry şehirde insan bırakmayacak.'' dedi. Sonunda kimliğini bulduğunda ismi okudu. ''Madison Iseman, 39.'' dedi bıkkınlıkla.
Bende tekrar sıkılarak elimdeki deftere odaklandım.
39- Madison Iseman.
''Çocuklar.'' Des'in sesini duyduğumuzda ona döndük. ''Hala bitmedi mi?'' dedi kollarını kenetlerken.
''Bitecek gibi durmuyor.'' dedi Liam. ''Des, bu kadar cesedi ne yapacağız?'' dedi.
''Onu bana bırakın. Babası olarak bu işi ben temizleyeceğim. Sizden başka bir şey istiyorum.'' dedi.
''Nedir?'' dedim.
''Gidin ve hazırlanın. Bu akşam buraya geleceksiniz. Akşam bir yemek yiyeceğiz. Harry de gelecek ve onunla konuşacağız.'' dedi.
''Geleceğinden emin miyiz?'' dedi Liam ve kaşlarını çattı.
''Zıvanadan çıkmış olabilir ama hala baba sözünden çıkamaz.'' dedi. ''Şimdi gidin. Oldukça yoruldunuz. Çok teşekkür ederim.'' dedi ve gülümsedi.
''Des,'' dedim. ''peki bu konuşmanın onu durduracağına inanıyor musun?'' dedim merakla.
''Öyle umuyorum. Eğer durdurmazsa biz de başka yollar deneyeceğiz.'' dedi.
- Heaven'ın Ağzından. -
''Şehirde sadece bu gece 80 kayıp varmış.'' dedi Destiny.
''Ciddi misin sen?'' dedim şaşkınlıkla.
Bu korkunçtu. 80 kayıp. 80 üzgün aile demekti. Yüzlerce gözyaşı demekti.
''Durmayacak.'' diye mırıldandı Hazel.
''Kim?'' dedim hızlıca.
''Yok bir şey.'' dedi telaşla. Sesli düşünmüştü ve toparlamaya çalışıyordu. Ama onu yakalamıştım!
''Hazel, bir şey saklamak yoktu.'' dedim hatırlatmak istercesine.
''Bugün uzun zamandır öğrenmek istediğin bir şeyi öğrendin, bunu konuşalım. Bozmak istemiyorum.'' dedi.
''Lütfen, boz.'' dedim yüzümü ekşiterek. ''O konuyu konuşmak istemiyorum.'' dedim.
Ardından kolyeyi boynumdan çıkardım ve komodine bıraktım.
''Ne yapıyorsun sen?'' dedi Hazel.
''Onu istemiyorum.'' dedim ve omuz silktim.
''Ama -'' dediğinde sözünü kestim.
''Lütfen, Hazel. Konuyu değiştirme.'' dedim kaşlarımı çatarak.
''Ne diyorduk ki?'' dedi kaşlarını çatarak.
''Hey!'' diye isyan etti Destiny. ''Kim durmayacak söyle artık!'' dedi kızmıştı.
''Harry!'' dedi Hazel pes ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
locked out of heaven
Fanfiction''Adının anlamını biliyorsun değil mi, Heaven?'' dedi eliyle yanağımı okşayıp yeşil gözlerini gözlerimle buluştururken. ''Evet, cennet.'' dedim gözlerimi ondan kaçırırken. ''Adının hakkını veriyorsun, Heaven...'' dedi ve yüzüme yaklaştı. ''Tanrı...