22

130 9 0
                                    

2 Eylül Çarşamba
13:39
çamaşırları asıyorum. bitmek üzere, çorapları sepetten toparlıyorum ve kenarlara asmaya başlıyorum. eşler yan yana. iki. dört. altı. sekiz. dokuz.
o tek kalan çorap benim.

13:40
yalnız değilim, kabul ediyorum artık. değilim. lakin herkes eşleştiğinde o tek kalan çorap benim. topluca bir yere gidileceğinde "kiminle duracağım orada?" sorusunu soran benim. üzücü, ama neyse demeyi öğrenmek güzel. oturup üzülmek yerine düşünüyorum. daha fazla, daha fazla, daha fazla. düşünüyorum. düşün, düşün, düşün. yukarıdan bildirim geliyor. "Kafan dağıldığında su iç, hemen faydasını gör!" lanet olasıca fitwell bildirimi; telefonumda açık olan tek bildirim. kendi kendime gülümsüyorum. kafam dağılmadığı halde su içmek için mutfağa ilerliyorum.

13:43
aslında bölümün sonuna saklayacaktım ama şimdi yazmak istedim.
birkaç gündür aklımda dolaşan bir düşünce var. en büyük pişmalığım? en sevdiğim renk? en sevdiğim film? en sevdiğim şarkı? son pişmanlığım, ilk pişmanlığım? arkadaşlarım?
sorular.
bunu okulda stand-up gösterisi yapacağımda boş kartvizit dağıtarak bana sormak istediklerini yazmalarını istemiştim. kırk kadar kişi geri döndü hemen. bir yerden sonra getirmemelerini söyledim.
genel olarak hepsi aynı şeyleri yazmıştı. şaşırdıklarım da vardı ama. öğrenmek ister misiniz?
bana soru sormanızı istiyorum. her yerden olabilir. kullanıcı adımı arattığınızda beni bulursunuz. -hangisi söylememişsin diyen maldır- uğraşmak istemezseniz burada da bir mesaj sekmesi var. en yakın arkadaşım mısınız? tanışıyor muyuz? bir ara arkadaştık, küstük mü? beni hiç tanımıyor musunuz? size bir şey yaptım ve benden nefret mi ediyorsunuz?
umrumda değil. soru sormanızı istiyorum. bir şey demenizi istiyorum. ve soruların hepsini isterseniz burada, isterseniz mesajınızda yanıtlayacağım. yanıtlamak istiyorum. bekliyorum da. yani, bölümü yayınladıktan itibaren. gülüyorum.

13:51
eskiden ask.fm ve twitterda popüler sayılırdım. ah, ask.fm günleri. pack ve photoshop yaptığım zamanlar. demi sevmediğim için benimle kavga edenler, miley sevdiğim için nefret mesajı yollayanlar, beni en büyük ((mileyxjustin)) jiley shipperı görüp hayran hayran şeyler yazanlar.
bir saniyesinden bile pişman değilim, güzel günlerdi. kendimi bildim bileli ilgi ve dikkat çekmek istedim. twitter? check. ask.fm? check. sıkıldım mı? instagram. check. siber ortamdan mı sıkıldım? saçını kazıt. saçın mı uzadı? kilo ver. değiş. hepsinde adımı duyuracak, insanları etrafıma toplayacak veya kendimi sevdirecek şeyler yaptım. anlatırken hala hoşuma gider. güzel günlerdi. pişman olmadığım şeyler listesi, sıra bir. asla değişmeyecek.

13:56
kardeşim önümde dans ediyor. en sevdiğim şarkıya benim öğrettiğim şekilde dans ederken banyo -baaayooo- diye bağırıp alkışlayan kardeşimi banyo yaptırmam gerekiyor. bugün onun doğum günü.

to be continued

21:36
sıfır bildirim. rırıırııı rırırırı rırırırıııırırırırı rı rııııı

21:37
anyway, bunu yayınladıktan üç ay sonra da olsa umrumda olmaz herhalde. daima bana bir şeyler sorulmasını istiyorum. benim hakkımda bir şeylerin merak edilmesini istiyorum. çok şey istiyorum.

21:38
elbise giymeye merak sardım. bir etek aldım. yarın giyeceğim. güzel planlar. bugünden biraz üzüldüm, umarım sabaha geçer.

arkadaşlarım beni dinlemediğinde suratlarının ortasına bir tane geçirmek istiyorum. sıra onlara geldiğindeyse bana ne dedilerse onlara demek ve onları kendi silahlarıyla vurmak istiyorum.
yapmıyorum.
yapamıyorum, arkadaş kalabilmek için her anlatılanı dinliyorum, her şeye tepki veriyorum, tersleyemiyorum, kavga uzamasın diye aynen deyip geçiyorum.
bu ben değilim.
bilmiyorum. sıra ne zaman bana gelecek?, diye düşünüyorum. sma ben dertlerimi anlatmak istemiyorum. kendimi acındırmak istemiyorum. anlattığımda da abarttığım ve boşuna üzüldüğümün düşünüldüğünü biliyorum.

karar veremiyorum. ama başka bir konuda sonuca varıyorum.

sıra bende artık.

21:42
dışarı çıkma konusunda hala sorunlarım var. bir ara öyle bir raddeye geldim ki okul başlasa da herkesin gerçekten işi olsa, dedim. tabii sonra lafımı geri aldım. başlamasın. hayır.

reddedilmeyi bünyem kaldırmıyor. reddedilmekten nefret ediyorum. bugün olmaz, o gün o var, gibi sanki ajandası varmış da ona göre davranıyormuş insanlardan nefret ediyorum. genel olarak nefret ediyorum. ne zaman mutlu olacağım? ne zaman beni kabul gören bir çevrem olacak? ne zaman benimle eskiden bir bağı var diye değil de, ben olduğum için arkadaşım olan ve kalmak için çabalayan arkadaşlarım olacak?

bilmiyorum. ama bir süre buralarda olmayacağım. görüşürüz. sorular için daima beklenti içerisindeyim.

adios.

EskizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin