"kalp ne ile doluysa, dudaklardan o dökülür gider..." goethe
"kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız." nüvit osmay
"dünyada sıradanlığın tahammül edilemeyeceği yerler; şiir, musiki, resim ve hitabettir." la bruyere
"söylenen her sözde, içinden çıktığı kalbin kisvesi vardır." ataullah iskenderi
"dinleyen, anlatanın ortağıdır." hz. ali
25 ekim pazar
19:57
kalbim nelerle dolu azizim, ben bilemeden dökülüyor tüm o mor, parlak, koyu, asil taşlar! ah, aradaki kömürü sen de gördün mü?
19:58
güç, güç, güç. gücünü ne oluşturuyor? sana göre güç nedir? ne yaparsan güce kavuşursun? gücüne kavuştuğunda, ne yapacaksın? bunu anlayabilmek için önce yazdıklarımı, yazılanları, yazdıklarını anlayabilmen gerekiyor azizim. bir de harflerin kıvrımlarının arkasındaki o perdeyi! gördün mü, parlak kırmızı olan?
19:59
belki de bu yüzden yazı yazmayı seviyorum. yazarken uzattıkça uzatırım, mektuplarım bir kitap kalınlığındadır. çizerim resim, çizdiğim yeri on defa karalayarak, kendimi kaybedip tüm sayfayı doldurarak. ah, şiir. ona siz karar verirsiniz üstadım, lakin bildiğim tek bir şey var.
ben sıradan değilim.
20:00
kalbimin kisvesi bu satırlar
döner döner yine bana dolar
kisvelerimin kalbi bu satırlar
döner dolaşır sana sarar
20:01
işte siz, dostlarım; sizler benim ortağımsınız. beni dinleyen, anlayan, anlamayan, hızla geçen, hata bulmak için gözlerini kısan, siz benim ortağımsınız! ve bu küçük kalpte, hepimizden habersiz, hepinize dair sevgi var.
yılanlar uzundur
sevgi sonsuzdur
zevkle yürümeyen hayat
benim için onsuzdur
20:10
normalde hem yarımca sonları getiren parmaklarım, şimdi bir açıklama yapmak istiyor.
baştaki sözler, aklımda kalan ve günlük hayatta kullanmak için bir köşede beklettiğim sözler. yazılarsa... siz beni anladınız ve hoşunuza gitti. biliyorum. teşekkürlerimi sunarım.
şiirler bana ait. az önce yazdım. şimdiyse onları defterime geçireceğim.
saat avrupa saatine göre, seçim için lazım olan günışığı beni bağlamaz.
queen, şiirlerin asılları sana ithaftır ve ilk senin okuman için yazılmıştır.
20:19
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum
orhan veli // anlatamıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiz
Non-Fictionbir kız vardı. üzgündü. asansördeydi. adımını yavaşça dışarı atıp başını kaldırdığında dışarıda yağmurun hafif hafif serpiştirdiğini gördü ve içinden bir küfür savurdu, çünkü üzerindeki tişört çok inceydi. kız ölmeliydi.