gölge etme

102 8 2
                                    

"anlatılamayan arzular, insanı ezer, bunaltır, kız da içinde birikip kalan birtakım hislerin, uykusuz gardiyanı haline gelmişti. daha doğrusu bu bunaltıcı düşünceler onu robotlaştırmıştı. gözleri sabit bir noktada kalıyor, konuşmaktan hoşlanmıyordu, her hali, düşüncelerin kör kuyusuna girdiğini, bakan her göze kolayca anlatıyordu..."


ahmet günbay yıldız // çiçekler susayınca // 221 // 'yadigar'





"şimdi dudaklarında hep o lakayt ve her şeyi bilen tebessüm vardı. bir türlü anlayamadığı, bir türlü içlerine karışamadığı ve bunu zaten asla istemediği bu insanlarla arasında çelik bir duvar gibi yükselttiği bu tebessüm, onun müracaat ettiği son çareydi. kendini bu şehrin korkunç akıntısından, ancak, etrafında ördüğü bu soğuk duvarla kurtaracağını sanıyordu. ruhuna bir gülle gibi düşen ve orasını darmadağınık eden 'kız'ın hikayesini ve onun akislerini bu duvarın içinde saklamalıydı. zaten saklamasa ne yapabilirdi? kendi dili ile bu insanların dili arasında herhalde büyük farklar olacaktı, onlar da onun sözlerinden bir şey anlamayacaklar ve o; anlattığı ile kalacaktı."


sabahattin ali // kuyucaklı yusuf // 69 // 'yusuf'





23 ekim cuma

21:06

neden diğer bölümlere tarih yazmadım? neden bana hatırlatmadınız?


21:07

tarih yazmayı unuttuğumu hatırlamam, aklımdakileri sıraya sokmama ve giriş yapmama yardımcı oldu. bu, sıradan ve başlangıçtakilere benzeyen bir bölüm. bunu özlediniz mi?

elbette ki özleyip özlemediğinizi, anlayıp anlamadığınızı, beğenip beğenmediğinizi öğrenemeyeceğim. her saat, her dakika, her saniye yaptığım gibi kendimle konuşuyorum. aman.


soru şu; kimlerin eskizlerimi okumasını istiyorum? kimler bunu bilmeli? arkadaşlarımdan birçoğu okuyor, (sadece bir tanesi okumuyor, zira kaç arkadaşım var ki?) biri her gün gözümün içine bakıyor ve bir şey söylemiyor, biri 'neden yazmıyorsun? ne zaman yazacaksın?' gibi sorular soruyor ve fakat yazdığımda bir şeyler olmuyor, biri daha önce eskiz konusunda ufak bir tartışma yaşadığımız için konusunu bile açmıyor.

soru 'neden?' mi? yoksa cevap 'amaan!' mı?

arkadaşlarımın bunları okumasını istiyorum; ben söylemeden bilmelerini, destek olmalarını, beğenmelerini, bahsini geçirmelerini, yazışımı veyahut 'kalemimi' beğeniyorlarsa bunu dile getirmelerini istiyorum.okuduğum yazarları, ilgi alanlarımı, değişen ruh halimi, düşüncelerimi bilsinler istiyorum. ben buyum işte; gösteriş manyağı. çırpınıyorum, çığrınıyorum ve herkesin her şeyi bilmesini istiyorum.


arkadaşlarımın bunları okumalarını istemiyorum; iç yüzümü görmelerini, onların bile bana yalnız hissettirdiklerini bilmelerini, bunları okuduklarında kafalarında belirecek türlü türlü düşünceleri, belki de nefret ve acıma duygusunu benim asla öğrenemeyecek oluşumu istemiyorum. çırpınışımı, ne zaman ağlayıp ne zaman güldüğümü, muhtaç kaldığım anları bilmelerini, 'darılır kesin, yazmayayım buraya ya' diye paragraflardan vazgeçmeyi istemiyorum. istemiyorum işte, burada sabahattin ali bey'den bahsederken gerçek hayatımda o kibirli kız olmak istiyorum. o zaman bu hayatım yalan mı?


ben yazar olmak istemiyorum, ben fark edilmek istiyorum. sabahattin ali okumaya başladığım ve hayranlık duygum beyaz sayfalardan değil de benim parıldayan gözlerimden öğrenilsin istiyorum. burada çoktan okumuş, biliyor artık, e yazının sonu da mutlu bitiyor... neden halimi sorsun ki?

EskizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin