gidiyor musun?
yalanlarını da götür!
gülüşünü de al yanına
benimle kalmasıngittin yine!
hepsinin yerine gittin
sesini neden götürmedin?
gözlerin neden hala benimle?pek de bir şey bırakmadın aslında
özleyemeden
üzülemeden
ağlayamadan
gittin!
ah, gittin,
hepsinin, herkesin
her şarkı sözünün, her şarkının
hepsinin yerine gittin!valizin kalmış
atkını unutmuşsun
ben toparladım
aşağıda, merdivenin
altında
altlara bak!açma sakın
inci dişlerin
bembeyaz gülüşlerin
yemyeşil gözlerin
bir de,
bir de yalanların
dökülüverir avuçlarına!ben yokum o sahnelerde
ruhum dolanmıyor eşiyle
kıvrılmış bıraktığın yerde
bakınıyor bir resim elindeçağırsam gelir miydin?
yok!
çağırdın
gelmedim
çocuk oyunu!
bitti
yakalandık, sobelendik
çocuk oyunu!
bitti
eve gitmeliyiz artıksenden geriye kalanların
bir bir yaktıkların
bir de yalanların
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiz
Non-Fictionbir kız vardı. üzgündü. asansördeydi. adımını yavaşça dışarı atıp başını kaldırdığında dışarıda yağmurun hafif hafif serpiştirdiğini gördü ve içinden bir küfür savurdu, çünkü üzerindeki tişört çok inceydi. kız ölmeliydi.