Bölümü erkenden getirdim okurlarım! Aslında geç gelen bölümü telafi etmek istedim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.
Bu bölüm ithafımız 2 tane. Bir ithafımız canla başla mücadele eden tüm şehitlerimize yapmak istiyorum. Allah hepsinin yardımcısı olsun! Geri de kalanlara ise bol bol sabır versin!
Diğer ithafımız ise her bölümü merakla bekleyen ''susamlmm'' e gelsin. Takdir dolu düşüncelerin çok teşekkürler!
Yine çok değerli yorumlarınızı, beğenilerinizi bekliyorum.
Sizi çok sevdiğimi biliyorsunuz artık! Diyeceksiniz yazarın çenesi düştü. Keyifli okumalar okur canlarım!
Mrymmz
Hafta sonu o kadar hızlı geçmişti ki ikisi de pazartesi için gün saymışlardı! Sonunda bekledikleri gün gelmiş, soluğu ofiste almışlardı. Şu anda masanın başında oturmuşlar, bir projenin ayrıntılarını konuşuyorlardı. Aslında pek konuştukları sayılmazdı! Sadece birbirlerinin gözlerine bakıyorlar zor da olsa kelimeleri yan yana getirmeye çalışıyorlardı. Mutluluk bu olsa gerekti! Onun gözlerine bakarak aklından geçenleri bir çırpıda okumaktı! Dilleri konuşmasa da bir bakışla her şeyi anlatmak demekti!
Masal arada bir tebessüm ediyor, yüzlerini kırmızının tonlarına boyuyordu. Koray muzip parıltılar gönderiyor, kızın yüzlerini sıkmamak için kendisini zor tutuyordu. O kadar masum bakıyordu ki! Adamı alıp başka diyarlara götürüyor, hiç ummadığı hayallerin içinde kendisini buluyordu. Ne güzel şeydi! Birisini canını feda etmek pahasına sevmek ve başkası tarafından aynı değeri görüp sevildiğini hissetmek!
Genç adam ne kadar projeyi aklını vermek istese de Kalbi yanında olunca bir türlü kendisini toparlayamıyordu. Kalbin'den tam net bir cevap alamasa da onunda sevdiğini hissediyordu. Ne kadar bu duruma dayanırdı bilmiyordu ama biraz akışına bırakmaya karar vermişti.
Genç kız Koray'ın ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Yüzünün şekli sürekli değişiyordu. Acaba önemli bir şey mi olmuştu? Sorup sormama konusunda kararsız kaldı. Parmakları çoktan birbirleriyle oynamaya başlamış, içini olmadık bir sıkıntı kaplamıştı.
Adam okyanus mavisi gözlerini kıza doğru çevirince yüzünü endişeli bir hal aldı. Ne olmuştu ki şimdi? Az önce yüzünde kocaman bir gülümseme vardı! Koltuğunu hafifçe yan çevirip derin bir nefes aldı. Biraz öne doğru eğilip kızın minicik ellerini tuttu. Kutuplar da kalmış gibi elleri soğumuş, buz gibi bir hal almıştı.'' Kalbim! Ne oldu? İyi misin? ''
Genç kız bir anda şaşırdı. Niye böyle bir soru sormuştu ki? Neyi vardı acaba? Oldukça iyi hissediyordu kendisini. Umudunu düşüneceğim diye akıl kalmamıştı ki! Sesini toparlayıp yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu. Yüreğinde ise Kalbim sesi yankılanıyor, eli ise adamın kocaman ellerinin içinde kayboluyordu.'' Şey... Evet iyim! Hem ne oldu ki? ''
Koray bu cevapla derin bir oh çekti. Boşuna kuruntu yapmış, olmadık yere kızı korkutmuştu.'' Yok, bir şey olmadı! Sadece... Merak ettim o kadar! Hem niye Kalbime soru soramaz mıyım?'' Ucuz kurtarmıştı! Biraz oyun oynasa fena olmazdı!
Ne demek istiyordu bu adam? Soru soramaz mıymış? Ne kadar saçma bir cümleydi. Kaşlarını çatıp sesini olabildiğince sert tuttu. Sinirleri bir anda alev olmuş, her an Koray'ı yakacak hale gelmişti.'' Sen... Sen... Ne dediğinin farkında mısın? Gelip durduk yere soru soruyorsun sonra da soramaz mıyım diyorsun? Ne söylememi bekliyorsun acaba? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT KIRINTISI
General FictionOturacakken boş bulduğum bir banka, Düştü avuçlarımdan bir çanta. Tok bir ses duyuldu, Tıka basa dolmuş gardan. Atkuyruğu saçlarım kapatırken yüzümü, Hissettim üzerimde bir çift, Okyanus mavisi gözü. Her şey sustu: Gar sustu, Hava kesildi bıçak, İns...