UMUT KIRINTISI 29. BÖLÜM

205 18 16
                                    


Bir günlük gecikmeli de olsa yeni bölüm geldi. Bu bölüm oldukça içime sindi. Bakalım sizlerin yorumu nasıl olacak? Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin benden. Çünkü ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum doğrusu :)

Bölüm ithafımız '' elfylmz15'' e gelsin. Eğer akıcı bir o kadar güzel kalemiyle tanışmadıysanız bir bakın derim. Karakterlerini de çok seveceksiniz bence :)

Bölüme kadar kendinize iyi bakın!!

Mrymmz

Birkaç kelimeyi yan yana getirmek bu kadar zor muydu? Konuşurken farkında bile olmadığımız ama başımız sıkışınca yan yana getiremediğimiz kelimeler... Aslında kelimeler yan yana gelse bile anlatması o kadar güçtü ki! Sevdiğin birini üzecek kelimeleri gözlerinin içine bakamadan söylemek! Bakışlarını kaçırıp sürekli derin nefes almak! O inatla sana baktığı halde sanki söylemediğin için kendini suçlu hissetmek! Vicdanının sesini duyduğunu sanıp yanından koşarcasına kaçmak! Bunların hepsini yapmak o kadar zordu ki! Ama Koray bunları yapıyordu. Masal'dan Aslı'yı saklıyor, tam söylemek için cesaretini topladığı anda ya bir şey oluyor, ya da konuşması bölünüp açıklamadan kalıyordu.

Doğum günü akşamı her şey sorunsuz geçmiş, asla unutmayacağı bir gün olmuştu. Masal gece kendi evinde kalmış, ertesi günde pikniğe gitmişler, çocuklar gibi kâh gülmüşler, kâh topla oynamışlardı. Birbirlerinin gözlerine ilk baktıklarında nasıl hissettilerse hala aynı şekilde devam ediyorlar, her geçen gün birbirlerine daha fazla sığınıyorlardı. Piknik dönüşü hiç ayrılmak istemese de Masal'ı eve bırakmış, sonra da Poyraz'ın yanına akıl danışmaya gitmişti. O da biran önce Aslı'yı söylemesi gerektiğini söylemiş, başka çıkar yol yok diye de çaresizce kalmıştı. 3 gündür Masal'a nasıl söyleyeceğini düşünüyor, onu kırmadan ya da yanlış anlaşılma olmadan bu meseleyi halletmenin bir yolunu arıyordu. Poyraz'ın da dediği gibi başka yolu yoktu ya söyleyecekti ya söyleyecekti!

Mavi bakışlarını pencereden dışarıya uzatmış, elinin biri pantolonun cebinde diğer elinde kahveyle manzarayı seyrediyordu Koray. Az önce bir toplantıdan çıkmış, onun yorgunluğuyla birlikte çareyi kahve içmekte bulmuştu. Masal ise Ebru'yla birkaç rapora bakıyor, neyse ki gelip bu durgunluğunun hali ne diye sormuyordu. Kahvesinden bir yudum aldığında boğazında takılıp kaldı. Niye gidip Masal'a her şeyi anlatmıyordu? Burada oturmuş, elinde kahvesiyle kara kara düşünüyor ama düşünmekten öteye geçemiyordu. Hem kendisine zarar veriyor, hem de umudunun dikkatini çekiyordu. Eğer bu Aslı olayını Masal kendisinden değil de bir başkasından öğrenirse onun için büyük bir yıkım olacak, belki de tüm güvenini sarsıp bir daha asla yüzüne bakmayacaktı.

Şu anda aldığı kararla birlikte hemen masasına ilerleyip kahvesini bıraktı. Üzerine çekidüzen verip birkaç kere derin nefes aldı. Ya anlattı ya da bir daha hiç anlatamayacaktı! Ellerini birbirine sürtüp ovuşturdu. Kendinden emin bir ifadeyi de yüzüne kondurduktan sonra kapıya ilerledi genç adam. Odadan çıktıktan sonra bakışları Masal'ın başını yerinden kaldırmasıyla onun mavi bakışlarıyla karşılaştı. Yüreğine ılık ılık bir şeyler aktı. Böyle sımsıcak oluverdi tüm hücreleri. İçindeki sıkıntı, tüm yorgunluğu kalkıp gitti. Sanki Masal'ı ilk kez görüyormuşçasına ruhu kıpır kıpır oldu. Farkında olmadan yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu. Zaten onu görünce gülmediği bir an yoktu ki!

UMUT KIRINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin