UMUT KIRINTISI 30. BÖLÜM

217 18 8
                                    


Uzun bir aradan sonra bölüm geldi. Sizleri beklettim biliyorum ama sınavlar derken ancak yazabildim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur :)

İthafımız bütün okuyucularıma gelsin. İyi ki varsınız okur canlar! Ama yine yorumlarını bekliyorum :)

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın!!

                                                                                                                                                                     Mrymmz    

Özlem! Özlemek ne zordu değil mi? Sevdiğinin kokusunu almadan zamanı geçirmek, için içini yediği halde ondan bir haber alamamak! Ne tarafa dönersen dön onun yüzünü görmek, sokaktaki herkesi o sanmak! İçindeki oluşan umut kırıntısıyla koşarak yanına gitmek, yüzünü görünce bir parça hayal kırıklığı yaşayıp umutsuzca geri dönmek! Ona ulaşmak için tüm adımları atmak ona rağmen hiçbir şekilde cevap alamamak! Üstelik neden gittiğini bilmediğin halde bir sürü varsayım oluşturup kafayı yiyecek noktaya gelmek! Tüm bunları yaşamak o kadar zordu ki! Nereye adım atarsan elin boş dönmek, günler geçtikçe umudunu yitirmek... Genç adam bunların hepsini günlerdir yaşıyordu. Masal kaçıyordu kendisinden! Ne yaparsa yapsın ulaşamıyordu.

Tek bildiği Ebru'yu arayıp hastayım diye izin aldığıydı. İyi de bu yaz gününde ne hastalığı olabilirdi ki? En fazla iki güne geçmez miydi? Üstelik neden aramalarına, mesajlarına cevap dahi vermediğini bilmiyordu. Adamın sabrı tükenmek üzereydi! Bir anda kızın ortadan kaybolup yalnızlığına çekilmesi içini bir kurt gibi yiyordu. Ne yapması gerekiyordu? Belki neden ortadan kaybolduğunu öğrense ona göre bir adım atardı ama onu da bilmiyordu. Çaresiz bir şekilde staja dönmesini beklemiş, sakin kalmak için elinden gelen tüm çabayı göstermişti. Ama tahammülü yoktu artık, iş yerinde birine patlamamak için büyük çaba gösteriyordu. Hoş birkaç kere göstermişti ama bunun farkında bile değildi. Aklındaki tek şey Masal'a ulaşma çabasıydı. Onun ellerini tutup sevdiğini haykırmak istiyor, kokusunu içine çekip tüm sorunlarını unutmak istiyordu.

Tabi bu süre zarfında bir de Aslı çıkmıştı başına! Nasıl bu cüreti kendinde buluyordu anlamıyordu Koray! Ofisteki karşılaştıkları anı hatırlayınca sinirlerine engel olamıyor, ellerini yumruk yapıp kendisine sabır diliyordu. O gün toplantıdan çıkmış, Masal'ın yanına gelmek için can atarken odaya girince bir anda Aslı ile karşılaşmıştı.

Karşısında kendisine alıcı gözle bakıyor, baştan aşağı beğeni dolu ifadesiyle süzüyordu. Kendi ofisinde ne işi vardı bu kadının? Üstelik Masal çıkmadıysa görme ihtimali bile canını acıtıyor, günlerdir anlatamadığı olayı bir tokat gibi yüzüne çarpıyordu. En iyisi bu kadını biran önce buradan göndermek ve Masal'a olayları bir çırpıda anlatmaktı. Başka çaresi kalmamıştı ki! Aslı pişkin pişkin ofise kadar geldiyse Allah bilir Masal'a bile gidip her şeyi anlatabilirdi. Oysaki Aslı çoktan planını devreye sokmuş, Masal'a öyle bir anlatmıştı ki Koray'ın aklındaki düşüncelerin hepsini gerçekleştirmişti. Koray bilmediği için şimdilik varsayımlar üretiyordu.

Birkaç adım atıp Aslı'nın yanına yaklaştı, soluk alıp verişi sertleşmişti. Gözleri kızgınlıkla bakıyor, ağzından kötü bir söz çıkmaması için kendine telkinler veriyordu. Acaba Masal Aslı'yı görmüş müydü?

UMUT KIRINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin