UMUT KIRINTISI 17. BÖLÜM

377 29 24
                                    

Ufak bir gecikmeyle beklediğiniz bölüm geldi okur canlarım! İnanın yazarken o kadar keyif aldım ki umarım siz de keyif alarak okursunuz! Aslında bu bölüm böyle olmayacaktı. Aklımda çok farklı şeyler açıkçası. Ama yorumlarınızı okuduğumda dayanamadım. Sizleri kırmamak için böyle yazdım.

Bölüm ithafımız her bölüm yorum yapıp bizleri yalnız bırakmayan''42derya313''e gelsin.  Güzel yorumların için çok teşekkürler!

Yine çok değerli yorumlarınızı, beğenilerinizi bekliyorum...

Multi de Sezen Aksu'dan ''Ben sende tutuklu kaldım'' yer alıyor.

Sizi çok, çok, çok seven yazarınız...

                                                                                                                                                        Mrymmz

Zaman... O kadar hızlı akıp geçiyordu ki! Treni gördüğü anda içinde oluşan bir parça hayal kırıklığı gitmiş yerine umut fısıldayan cümleler gelmişti. Belki herkes tarafından sıradan, basit bir hediye olarak görülmüştü. Ama anlamı çok büyüktü genç kız için. İçinde bilinmedik ufuklar açılmıştı. Tan vakti nasıl gecenin en karanlık kısmı ve de gündüzün ilk ışıkları için en yakın vakitse kızın kalbi de aynı durumdaydı! Kendisini Koray'a bu kadar yakın aynı zaman da bir o kadar da uzak hissediyordu. Acaba ne zaman konuşacaktı? Bir volkan misali içini lavlar dolduruyor, patlamak için yer arıyordu. Heyecan, aşk, sevgi, endişe, korku... Duyguları karmakarışıktı. Ne çok duyguyu bir arada yaşadığına şaşırdı!

Koray bahçenin bir kenarında Taner Bey'le konuşuyor, işler hakkında fikir alışverişi yapıyorlardı. Griye çalan mavi gözleri sürekli oraya kaysa da yanında oturan Eylül'ün sözlerini geçiştiriyordu. Sabahtan beri bir şeyler anlatıyordu ama anlatılanlar hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Aklı yerinde değildi ki! Bir de mavi gözleri kesişince adam bir tebessüm gönderiyor aklı hepten uçup gidiyordu. Kalbi ise arkasında turbo takılmış gibi çoktan adamın kalbine doğru yola çıkmıştı! Abisi gelse de biran önce buradan uzaklaşsalardı. Çünkü daha fazla onun yaşadığı evde kalamayacak, nefesi yetmeyecekti. Mavi gözleri yine Koray'ı bulduğunda Eylül'ün sesiyle bir anda neye uğradığını şaşırdı. ''Masal doğru mu? Ne diyorsun?''

Eylül arkadaşının bakışlarını hiçbir saniye kaçırmadan izliyordu. O kadar soyutlanmıştı ki ne derse desin ''Evet!'' diyordu. Her ne kadar onunla konuşmak istese de Koray anlatmayınca geri çekilmişti. Gerçekleri ilk ondan duymalıydı kendisinden değil. Zaten yanakları al al olmuş, parmakları birbirleriyle oynamaya çoktan başlamıştı. Nasıl davrandığını dışardan bir izleseydi haline inanmazdı! En sonunda dikkatini kendi üzerine çekmek için soru sormuştu. Eğer abisi bu halde görürse bir şeylerden şüphelenir, sonu kötü olacak şeyler çıkardı.

Masal kendine gelip sesini toparladı. Heyecanını belli etmek istemiyordu.''Eylülcüm ne doğru mu? Şey... Kaçırdım da!''

Eylül gülen gözlerle arkadaşına baktı. Mavi gözlerinde telaş çoktan yerini almıştı. ''Ben mi? Şey... Diyordum ki şu siyah elbiseli kız tam bir leyla olmuş bence. Rüzgar'ın etrafından ayrılmıyor! Sen ne dersin?''

Masal gözlerini kaldırıp siyah elbiseli kızı aradı ama hiçbir yerde göremiyordu. Şaşkınlık dolu bir ifadeyle arkadaşına döndü. ''Hani nerede? Ben göremedim de...''

Eylül arkadaşının bu halini kıkırdayarak izledi. Onu fark ettirmek için böyle bir şey söylemişti. Gerçekte ne siyah elbiseli kız vardı ne de leyla bir hali! Gözlerini yalancıktan şaşkınlıkla açıp ağzını yuvarlak biçime getirdi.''Aaaa! Nereye gitmişler ki? Tüh! Bak kaybettik! Az önce buradalardı!''

UMUT KIRINTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin