Arkadaşlar multimedya eklemeyi düşünmüyorum. Her ne kadar ben anlatırken aklımda karakterler oluştursam da sonuçta okuyacak olan sizlersiniz. Kendiniz MASAL ve KORAY 'I nasıl hayal ederseniz öyle düşünün. Herkesin hayal dünyası farklıdır sonuçta. Kısıtlama yapmak istemiyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz. Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Çok konuştum kızacaksınız bana şimdi. Gidiyorum. Keyifli okumalar...
Sevgiler...
Mrymmz
KORAY
Taksiyle gara doğru yol alırken aklında birçok soru işareti vardı. Gözlerini kapattığı anda ise mezun olunca yaşadıkları film şeridi gibi geçmeye başladı. Ankara'da özel bir üniversiteden dereceyle mezun olmuştu. Dereceyle mezun olunca birçok iş teklifi gelmişti. Koray hiçbirini değerlendirmemiş, kendi işini kurmak istemişti. Ailesi de bu fikrine saygı duymuş Koray'ı sonuna kadar desteklemişlerdi.
Mezun olduktan kısa bir süre sonra ailesinin desteğiyle mimarlık ofisini açmıştı.2 yıldır ise mimar olarak çalışıyordu. Bugüne kadar birçok proje yapmıştı. Ama büyük çaplı projeler değildi. Eğer bu sunumda kendini iyi ifade ederse büyük bir proje alabilir, mesleki hayatına başarı getirebilirdi. Bu yüzden bu kadar çok stres yapıyor, endişe duyuyordu.
Aklından bunlar geçerken telefonu çaldı. Ekrana baktığında arayanın Poyraz olduğunu gördü. Poyraz ile lisede tanışmışlardı. Bu yıla kadar birbirlerinin her sorununa yetişmişlerdi. Birbirlerinden asla kopmamışlardı. Onlar artık arkadaş değil dost olmuşlardı. Tıpkı şimdi olduğu gibi...
Koray'' Efendim'' diyerek telefonu açtı. Ses tonundan stresli olduğu belli oluyordu.
Poyraz bu durumu fark edip ''Hala mı kendini yiyorsun? Dün biz ne konuştuk? Sen beni hiç dinlemişsin anlaşılan'' diye sitem etti.
''Poyraz öyle de ya bir türlü rahatlayamıyorum, sanki bir sorun çıkacakmış gibi hissediyorum.''
''Bak kardeşim sakin ol! Hoş sen beni dinlemezsin de neyse olan olacak artık bugün. Sen elinden gelenin en iyisini yap. Sonucuna bakacağız artık. 'diyerek ona telkinde bulundu.
Koray derin bir nefes vererek ''Sağ ol kardeşim yanımda olduğun için '' diyerek telefonu kapattı.
Poyraz ile konuşunca biraz rahatlamıştı sanki. Aklından ise ''Poyraz haklı bu kadar stres fazla yoksa kendime zararım olacak, sunum iyi geçecek '' diye geçirdi.
Bu arada tren garına yaklaşmışlardı. Nerdeyse 20 dakikalık yol Koray için 1 saat gibi gelmişti. Zaman geçmiyor gibiydi... Camdan dışarıya baktığında ise güneş iyice kendini hissettirmişti. Sıcak bir hava görünüyordu. Çevresinde ise sürekli bir yerlere koşuşturan insanlar; bir yerden bir yere yetişmeye çalışan arabalar, otobüsler görünüyordu.
Bu düşüncelerle uğraşırken birden taksinin durduğunu anladı. Kapıyı açıp eline de çantasını alarak taksiden çıktı. Adımlarını atarken taksinin sesinden taksinin uzaklaştığını anladı. Gara doğru yürümeye başladı. İçeri girdiğinde ise garın ne kadar kalabalık olduğunu fark etti. Başını kaldırıp İstanbul için hareket edecek trenin saatine baktı. Trenin yarım saat sonra hareket edeceğini öğrendi. Boş bir bank bularak oturmaya karar verdi. Oturduğunda vakit geçirmek ve aklındakileri unutmak için telefonundan oyun oynamaya karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT KIRINTISI
General FictionOturacakken boş bulduğum bir banka, Düştü avuçlarımdan bir çanta. Tok bir ses duyuldu, Tıka basa dolmuş gardan. Atkuyruğu saçlarım kapatırken yüzümü, Hissettim üzerimde bir çift, Okyanus mavisi gözü. Her şey sustu: Gar sustu, Hava kesildi bıçak, İns...