YARIM KALAN ÖPÜCÜK

239 35 5
                                    

Louıs'in söylediklerinden sonra herkes hazırlanmak için odasına çekilmişti. Hızla duşumu alıp mini kot şortumu, üzerine hafif dar olan beyaz tişörtü geçirmiştim. -fazla abartılı giyinmeyi sevmiyorum. Modaya uyduğumda pek söylenemez- Üzerimi giyindikten sonra hızla saçlarımı kurutup, düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yaptım, ve hazırdım. Ayağıma siyah sandaletlerimi giydim ve siyah mini sırt çantamı omzuma geçirip odadan çıktım. Merdivenlerden hızla inip salona geçtiğimde hepsi hazırlanmış beni bekliyordu. ''Evet gençler, çıkabiliriz ben hazırım'' hepsi gözlerini üzerimde dolaştırmaya başladılar. Küçük iltifatlarını söylerken Lıam sadece beni izliyordu. Gözlerimiz buluştuğunda gülümsemesini daha da arttırdı.Yaşadıklarımız ne kadar güzel olsa da o Sophia ile evlenecekti. Ve benim yaptığım şey yanlıştı.
Sanırım aynı şeyi düşünüyorduk ki, ikimizde aynı anda gözlerimizi kaçırdık. Harry; ''Hadi gidelim artık. Amy sen zaten kendi arabanla geldin. Bende Louıs ve Nıall'la giderim. Lıam, iki araba gidelim. Sizde Jessıca'yla gelirsiniz.'' dediğinde Harry'ye benim bile anlam veremediğim bir bakış attım. İçinden attığı o gıcık kahkahayı duyar gibi olmuştum ve onu o an boğarak öldürmek istedim. Ama kahretsin ki onu çok seviyorum ve o bana öz ailemden daha yakın davrandı. Ve o benim, ABİM.

Herkes arabalarına bindikten sonra stüdyoya gitmek üzere yola koyulduk. Yolumuz biraz uzun olduğu için sıkılmayalım diye radyoyu açmak için tam düğmeye basıyordum ki, Lıam'la ellerimiz birbirine değmişti.İkimizde hızla ellerimizi çekerken radyo çalmaya başladı. -o heyecanla yanlışıkla düğmeye basmış olmalıydım- Radyoda 3 Doors Down 'Here Without You' çalıyordu. ''Bu şarkıya bayılıyorum.'' aynı anda ağzımızdan çıkan kelimelerle birbirimize baktık. Gözlerimi ondan kaçırarak; ''Sophia ile şarkınızın 'You&I' olduğunu sanıyordum.''
''Nerden çıktı bu şimdi?''
''Hiç. Öylesine aklıma geldi.'' dedim imalı bir sesle. Lıam; ''Sophia ile bu aralar pek konuşmuyoruz, kavgalıyız biraz. Aramız bozuk. Ayrıca 'You&I' Sophia'nın en sevdiği şarkı ve herkese bizim şarkımız olduğunu söyledi.'' o anda kendimi camdan dışarıya atmak istedim. ''B-ben üzgünüm. Ne dediğimin farkında değildim. Kusura bakma'' dediğimde bir şey söylemeden sağa çekti ve Harry'yi aradı: ''Motorda bir sorun var sanırım. Siz devam edin biz size yetişiriz.'' telefonu kapattıktan sonra bana doğru iyice yaklaşıp, o huzur verici sesiyle konuşmaya başladı; ''sence de artık bazı şeyleri konuşmamız gerekmiyor mu Jess?''

Lıam'dan:

Harry'nin ''tamam, acele edin.'' demesinden sonra telefonu kapattım ve Jess'e iyice yaklaştım; ''sence de artık bazı şeyleri konuşmamız gerekmiyo mu Jess?'' dememle ne demek istediğimi anlamadığı gözlerinden belli oluyordu. Yüzüne düşen saçlarını elimle kulağının arkasına doğru sıyırırken yavaş ve derin nefesler alması heyecanlandığını belli ediyordu. Aklımdan geçenlere engel olmaya çalışarak konuşmaya devam ettim; ''Sophia ile aslında uzun zamandır aramız bozuk. Evet, evlilik hazırlıkları yapıyorduk ve bu haftanın başında her şeyi iptal ettik. Daha doğrusu ben daha erken olduğunu söylediğim için erteledik. O günden beri de konuşmuyoruz. Sen bence bunları duymak istiyordun, yanlış mıyım Jess?''

Jessıca'dan:

Ses tonunu değiştirmeden nasıl konuşabiliyor bu çocuk! Oysa ben dokunsalar ağlayacak kıvamdaydım. Kırdığım pot başımda patlamıştı resmen.

''Ben gerçekten bilmiyordum. İleri gittiğimin farkındayım, özür dilerim Lıam!'' dedim titrek çıkan sesimle. Ve sağ tarafımdaki cama doğru çevirdim kafamı. O sıcak eliyle çenemi kavrayıp kendine doğru çevirdi ve yaklaşmaya başladı. Dudaklarımız birbirine yaklaşırken hayat durmuştu sanki. Pembe dudakları, benim heyecandan buz tutmuş dudaklarımla birleşirken bilin bakalım ne oldu? Ahah. Tabii kide telefon çaldı! Lıam içinden bir küfür söyleyip, nefesini burnundan vererek telefonu açtı: ''Efendim Louıs?! Tamam, geliyoruz Louıs!'' telefonu kapattı ve arabayı çalıştırdı. En az Lıam kadar bende sinirlenmiştim. ''Seni öldürücem Louı!'' diye mırıldandım ve Lıam; ''Bir şey mi söyledin?'' dedi. Al bi de burdan yak, off Jessıca bi dakika kendini rezil etmeden dur ya! ''Yoo, hayır. Bi şey demedim.'' dediğimde güldüğünü fark ettim ve söylediğim şeyi duyduğunu anlamıştım. Aferin Jessıca. İyi bok yedin, afferinn!!

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin