SEVGİLİLER GÜNÜ

47 13 5
                                    

Yavaşça gözlerim açıldı. Hastalığımın yavaş yavaş bittiğini hissederken yerimde doğruldum ve telefonu elime bakıp saate baktım; 7.02
Bu kadar erken uyandığıma üzülürken gözüm tarihe takıldı; 14 Şubat 2016. Sevgililer günü. Üzerimdeki bütün pozitif enerji yerini hüzüne bırakırken üzerimdeki yorganı sıyırdım ve ayağa kalktım. Lavaboya gidip rutin işleri hallettim ve Liam'a bakmak için odamın çaprazındaki misafir odasına girdiğimde onu göremeyince kaşlarım çatıldı.
Salona indiğimde koltukla elinde telefonla uyuduğunu gördüğümde yavaşça yanına yaklaştım. Çok yorulmuş olmalıydı. Bir sürü işinin arasında benimle kalmayı tercih etmişti.
Onu uyandırmamaya çalışarak alnına minik bir öpücük kondurdum ve hemen geri çekildim; uyanmadığından emin olup derin bir nefes alarak doğruldum ve mutfağa gittim. Yumurtaları haşlama makinesine koyduktan sonra kahvaltılıkları da hazırladım ve ardından ekmekleri kızartma makinesine yerleştirdim. Çayı da hazırladıktan sonra sofrayı kurdum ve Liam'ı uyandırmak için yanına gittim; hafifçe eğildim ve adını söyledim. İkinci seferde gözlerini açtığında uzunca gözlerimin içine baktı; "Günaydın." dedim neşeyle "Günaydın." yerinde doğrulup tekrar bana baktı; "İyi misin?"
"İyi hissediyorum." ayağa kalkıp elini alnıma koyduğunda kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. "Ateşin düşmüş. Ben kahvaltı hazı-"
"Ben hazırladım. Hadi gel." kaşları çatılırken bir andan da şaşırdığını gördüm. Mutfağa doğru ilerlerken arkamda adımlarını hissedebiliyordum.
Masaya otururken telefonumu elime aldım. Saat 8 çeyreği gösterirken mesaj bildirimi gördüğümde mesajı açtım;
Calum: Uyanınca beni ara❤️
merakım artarken Calum'un numarasını tuşladım. Liam meraklı gözlerle beni izlerken kalkıp başka yerde konuşmayı düşündüm ama, nedense gerek görmedim.
"Alo?"
"Ara demişsin?"
"Evet, ben arayacaktım ama saat farkı işte. Uyandırmak istemedim seni." ahh orda saat gece yarısına gelmiş olmalı.
"Ahh keşke önceden söyleseydin. Saat kaç orda?"
"12'ye geliyor. Burda gece yarısını geçmeden Sevgililer Günü'nü kutlamak istedim."
"Ahh,"
"İlk sevgililer günümüz kutlu olsun birtanem. Şu anda yanında olmak isterdim ama en azından yanına olduğumu hissetmeni istiyorum. Seni seviyorum."
"Cal, ben, ne diyeceğimi bilmiyorum." derken ayağa kalktım ve mutfaktan çıktım; Liam'ın göz hapsine daha fazla dayanamazdım.
"Ben, teşekkür ederim. Senin de Sevgililer Günü'n kutlu olsun. Ben de-" istemsizce duraksadım ve yutkundum. "Ben de seni seviyorum." gülümsediğini hissederken ben de gözlerimi kapattım ve vicdanımın sesini kesmeye çalıştım. İkimizde susmaya devam ederken aynı anda "O zaman görüşürüz." dedik ve kıkırdadık. "Görüşürüz Cal."
"Görüşüz Alex." telefonu kapattıktan sonra bir süre karşımdaki duvarı izledim. Bir anlığına eskisi gibi arkadaş olduğumuzu hissetmiştim ve bu beni az da olsa mutlu etmişti.

Harry'den:

Ayanın karşısında oturup ıslak saçlarımla oynarken vaktin bir an önce geçmesini bekliyordum ama telefonu elime aldığımda saate son bakışımın üzerinden sadece 3 dakika geçtiğini gördüm. Bıkkınca nefes verip ayağa kalktım ve rahatlamak adına bir şarkı açıp şarkı eşliğinde dans ederek üzerimi giyindim. Saate tekrar baktığımda son bakışımdan 12 dakika geçtiğini gördüğümde yine bıkkınca yanımdaki kahve makinesine bastım.
Fincanı elime aldım ve camın kenarına gidip ayağımın altındaki Manhattan manzarasını izlemeye başladım.
Jessica'yla görüşmemizin ertesi günü New York'a, Halen'ın yanına gelmiştim; tabii ki onun bundan haberi yoktu. İlan-ı aşk edeceğim kızın bundan haberi olmaması beklenilir bir şeydi.
Kahvenin son yudumunu da içtikten sonra saate tekrar baktım. Halen'ın seminerden çıkmasına daha 1 saat vardı. Bu güzellik seminerlerinden ne anlıyordu ki? Zaten işinde çok iyi. Ne ihtiyacı vardı?
Odanın içinde gezinirken elime Niall'dan çöktüğüm golf topunu aldım ve duvardan duvara sektirmeye başladım.
Sabrımın tamamen tükendiğini hissederken telefonumu ve cüzdanımı arka cebime koyarken güneş gözlüklerimi de olması gereken yerlere taktım.
Halen için hazırladığım sürprizin tüm detaylarını özenle tamamladıktan sonra seminerin olduğu otele geldim ve kiraladığım 1988 model Porche 911 Carrera'yı memnuniyetle kapının önüne park ettim ve Halen'ı beklemeye başladım.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin