Jessica'dan;
Liam'la vedalaştıktan sonra duş almak ve üzerimi değiştirmek üzere eşyalarımı alıp kendi odama gittim.
Ilık bir duş aldıktan sonra kot şortumu, üzerine sıfır kollu beyaz tişörtümü ve üzerime de kot gömleğimi giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı da giydikten sonra saçlarımın ıslaklığını önemsemeden telefonumu ve odanın anahtarını alıp odadan çıktım.Odadan çıkmamla Liam'ı karşımda görünce biraz irkilsemde sonrasında aptal aptal sırıtıp yanına gittim. Dudağına minik bir öpücük kondurduktan sonra beraber lobiye ilerledik.
* * *
Yaklaşık 1 saattir bizimkilere barıştığımızı nasıl açıklayacağımızı düşünüyorduk. Bütün kavgalarımıza şahit oldular ve birbirimize söylediğimiz çok ağır şeyleri de duydular. Ama onca ağır sözden sonra ikimizde sanki hiçbir şey olmamış gibidavranıyorduk çünkü ikimizde onları içimizden söylemediğimizi biliyorduk. Aşk. sen, ne güzel şeysin...
En sonunda hepsine aynı anda anlatmaya karar verdik. Bunu önce Amy'ye söyledik ve o da hepsini kendi odasına çağıracağını söyledi. Çünkü ''aramızda en büyük oda onunkiymiş.'' Salak falan ama bu kızı seviyorum..
Amy'yi aradıktan sonra heyecanla Liam'a baktım. Heyecanımı gözlerimden anlamış gibi o da heyecanla ''Tamam mı?'' diye sordu. Bir şey söylemeden başımı evet anlamında salladıktan sonra bir anda ayağa kalktı; ''Ne bekliyoruz? Hadi gidelim!'' dediğinde hiç tereddüt etmeden bende ayağa kalktım ve uzattığı elini tuttum. Bana belli etmemeye çalışıyordu ama onun da eli ayağı birbirine dolanmıştı. Neden böyle çocuklar gibi heyecanlandığımızı anlamadım ama onunla çocuklaşmak bile harikaydı.
Amy'nin odasına giden koridorun başında hepsinin teker teker odaya girişini izledik. En sonunda Halen ve Niall da odaya girince Liam'a döndüm; ''Hazır mısın?'' az önceki haline oranla korkutucu bir sakinliği vardı. Elleriyle yanaklarımı okşayıp ''Sen hazırsan bende hazırım.'' dedi. Yanağımdaki ellerinin üstüne kendi ellerimi yerleştirdim, gözlerimi kapatıp avuç içine uzun bir öpücük bıraktım, derin bir nefes aldım ve ''hadi yapalım.'' dedim. Gülümseyip elimi tuttu ve beraber odanın kapısının önüne geldik. Ellerimiz istemeye istemeye ayrılınca ikimizde kapıya döndük ve Liam kapıyı tıklattı. Amy kapıyı açtığında direkt birbirmize sarıldık. Liam kolay kolay ayrılmayacağımızı bildiği için o hemen içeri geçti. Amy'yle sarılmaya devam ederken içeridekilerin ''hadi içeri gelin!' çağrışlarına kulak verdik ve içeri geçtik.
Liam'a en uzak olan köşeye geçip otururken herkes birbine bakıyordu ama bizde Liam'la birbirimize bakıyorduk. Demi ''Amy? Neden bizi çağırdın?'' dediğinde Amy bize bakıp ''aslında...'' dedi ''... sizi ben çağırmadım.'' hepsi gözlerinden soru işareti fırlayan gözlerle ona bakarken içimden böyle bir emoji yapılmalı diye geçirip kendi kendime güldüm. Biraz dıştan gülmüş olmalıyım ki hepsi bana döndüğünde bir an ne diyeceğimi bilemedim. Liam ''ben çağırdım'' deyip ayağa kalktığında dikkatleri üzerine çekti. İstemediği zamanlarda bile yaptığı gibi...
''Size çok önemli bir şey açıklamam lazım.''
''Sende mi gruptan ayrılıyorsun?'' deyip kahkaha atan Niall'a hepimiz aynı anda bakarken Amy de boğazını temizlediğinde kahkaha atmayı kesti ve bir şey demeden kendini sanki çok becerebiliyormuş gibi oturduğu kanepeye gömüp kaybetmeye çalıştı. Kimse onu ciddiye almadan Liam'a döndüğünde bende Amy'ye baktım; dalgın bir şekilde halıdaki desenleri inceliyordu. Aklı yine başka yerlere gitmişti. Ah benim kanatları kırık Meleğim...Amy'yle göz teması kurma çabalarım sonuç vermeyince bende Liam'a döndüm;
''Aslında... açıklamamız lazım.'' dediğinde gözlerim kocaman açıldı. Ben Liam'a korkuyla bakarken Loui'nin ''Payno şunu birazda açar mısın?'' demesiyle Liam bana döndü; elini uzatıp ''Jess, yanıma gelir misin?'' dediğinde gözlerim iyice büyürken kalp atışlarım da hızlandı. Neden bu kadar korktuğumu bilmiyordum ama elimde değildi. Niall ''Yüce İsa aşkına kavganızı burada yapmayın! Bu minnoş ve seksi bedenim, deniz mavisi gözlerim, ve bir cips gibi narin kulaklarım bir Jessiam kavgasını daha kaldıramaz.'' dediğinde Niall'a bakıp göz devirdiğimde Kat'e de küçük bir bakış attım ve hemen eliyle Niall'ın ağzını kapadı. Liam'a tekrar döndüğümde uzattığı elini tuttum. Havada sanki kıvılcımlar kopuyordu o anda. Beni iyice yanına çekti ve gözlerimin ta içine baktı. Gözleri kahverengiydi ama gökyüzü gibi bakıyordu...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Фанфик"Sen hayatımda gördüğüm en yalancı insansın. Sana aşık olduğum için kendimden tiksiniyorum." sakin ses tonu söylediklerini yumuşatmak yerine daha küçük parçalara ayırıyordu kalbimi. Gözlerimdeki damlalar görüş alanımı yavaş yavaş kapatırken duydukla...